
Vampir…
Başlı başına ilgi çekici bir konu değil mi? Filmleri olsun kitapları olsun… Kim bu Vampirler diye konuyu dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Konumuz Osmanlı Devleti’nde ortaya çıkan Vampirler. Evliya Çelebi denildiğinde hemen hemen herkesin aklına Seyahatnamesi gelir hiç şüphesiz. Bu seyahatnamenin içeriğinde ise binbir türlü olay, anı , hikaye yer almaktadır. Bizim ilgimizi çeken ise seyehatnamede yer alan insan kanı içen cadı “Vampir” söylenceleri…
OSMANLI’DA VAMPİRLERİN ORTAYA ÇIKIŞI
Osmanlı İmparatorluğu’nda konuşulan çeşitli dillerde “vampir, upir, obur, vrykolas, strigoi, hortlak, cadı, tecz, mechey” gibi değişik isimler ile anılan bu isimler altında vampir söylenceleri, Doğu ve Orta Avrupa, Trakya, Karadeniz ve Ege bölgelerini halk kültürlerinde ve çeşitli yazılı kaynaklarda geçiyor. Aslında bugünün kurgusal vampirlerine öncülük eden bu folklorik vampirler yazarında aktardığı gibi 15 ve 18’inci yüzyıllar arasında Osmanlı sınırları içindeki bu bölgelerde doğdu. Evliya Çelebi Seyehatnamesinde insan kanı içen cadılardan şöyle bahsediyor.
“Bu diyarlarda yaşayan cadılarda vardır ki halkın arasında gezer de bilinmez. Fakat vakti zamanı gelip kudurunca, tuttuğu birinin kulağı arkasından kadını emer. Adam gün be gün hasta olur. Derhal akrabaları bir “cadı üstadı” bulup köy, kasaba şehir şehir dolanıp gözleri kan içmekten kan çanağına dönmüş cadıyı aralar ki yakalayıp zincire vuralar.3 gün 3 gece zincire vurulan cadı, yaptığını ve cadılığını itiraf ettiğinde hemen yatırılıp göbeğine böğürtlen kazığı çakılır. Çıkan kan, kanı emilmiş adamın yüzüne gözüne sürülünce hasta derhal şifa bulur. Cadının leşi de ateşe atılıp yakılır. Bu cadılık derdi taundan (vebadan) fenadır.”
Daha da eskilere gidilecek olursa; Osmanlı Devleti’nde 15. yy’da Şeyhülislamlık yapan Ebussuud Efendinin “Vampirler” hakında fetvalarda bulunduğu bilinmektedir.
EBUSUUD EFENDİ’NİN VAMPİR FETVALARI
Osmanlı’da vampirler konusunda en açık ve temel metinler Kanuni Sultan Süleyman döneminin ünlü şeyhülislamı Ebussuud Efendi’nin verdiği vampir fetvalarıdır. Ebussud Efendi bir çok konu hakkında fetvalarda bulunsada özellikle Balkanlar’daki vampir vakaları üzerine de çeşitli fetvalarda bulunduğu görülüyor. Bu fetvaların bazılarında Ebussuud Efendi vampir vakalarının daha çok Hristiyan Rumlar arasında görüldüğünü tespit ederek Müslümanları ilgilendiren bir yanı olmadığını savunuyor. Yani vampir olaylarının gerçekliğini kabul ederken, bunun daha çok Hristiyanlara dadanan bir bela olduğunu söyleyerek, yapılması gerekenler üzerine bir fetva vermiyor. Ancak aynı olayların daha az olmakla birlikte Müslüman köylerde de görülmesi üzerine yapılması gerekenler konusunda daha ayrıntılı fetvalar yayınlıyor.
“Çünkü vampir söylentileri bazı köylerin boşalmasına yol açıyordu. O dönemde verilen bir fetvada köylülerin kadıya başvurarak mezarlıktan çıkan bazı vampirlerin ev sahiplerini dışarı çağırarak öldürdükleri iddia ediliyor. Bunun üzerine vampirlere ilişkin ne yapılması gerektiğine ilişkin Edirne Kadısı bir hukuksal süreç başlatmıştı; “Konuyla ilgili olarak Ebussuud Efendi’nin mezar kazıp kazık çakma, kafa kesme ve ceset yakma uygulamalarını salık veren vampir fetvaları gündeme gelmişti ancak Edirne kadısı bahsedilen yöntemlerin sadece gayri Müslim vampirlere uygulanabilir olduğunu düşünüp kritik bir hata yapmamak için üst otoriteye danışma ihtiyacı duymuştu.”
Ebussuud Efendi bunun üzerine Edirne kadısına, ‘gönderilen çavuşla beraber güvenilir bir naibi Bıyıklı Ali’nin mezarına yollamasını, eğer ikisi de teftişlerinden sonra alametler hakkında hem fikir olurlarsa yok etme kararının fetvalarda anlatıldığı gibi uygulanmasını’ söylemişti.Vampirler konusunda çıkan çeşitli söylentilere ve başvurulara rağmen dönemin kadılarının “ceset yakma” uygulaması konusunda çekimser davrandıkları dönem kaynaklarında yer almaktadır.
Yine bir köyde gerçekleşen bir vampir vakası üzerine Ebussuud efendi şu önerileri sundu;
“Olayın olduğu gün mezara gidip önce çıplak bir sopayla [uğurlu sayarak] kalbine ulaşacak şekilde yere çaksınlar, beklenendir ki [hortlak/ölü] defedilsin. Eğer olmazsa, benzinde kızıllaşma olursa [yani tenine kandan kırmızılaşmışsa] başını kesip ayağının olduğu yere atsınlar. Eğer bozulmayı bırakmışsa [yani ceset çürümemiş ise] başını kesip ölünün ayağının ucuna koysunlar). Olduğu kadar bu aşamalarla ortadan kaldırılamamışsa, cesedi çıkarıp ateşte yaksınlar.”
Vampirelerin Atası: Kazıklı Voyvoda ile ilgili yazımızı okumak için tıklayınız…