Bilim adamları arasın Kızılderililerin Asya kökenli olduğunu ve 11. yy da önceki buzul çağında birik boğazında Amerika Kıtasına göç ettiklerine dair bir görüş belirtiyorlar.
Kızılderili Katliamı
1492 yılına kadar bu ırk hakkında bir bilgi bilinmiyor. Ta ki Kristof Kolomb Hindistan zannettiği Amerika Kıtasında Kızılderililerle karşılaşana kadar bu ırk için Kristof Kolomb şunları demişti;
“Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Keskin demir silahlarla ilk kez karşılaştıkları belli kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden bazıları kılıçların keskin yerlerini tutunca ellerini kestiler. Bu insanlarda herhangi bir mezhebe bağlı değiller. Putlara tapmıyorlar, kötülüğü tanımıyorlar. Birbirlerini öldürmeyi bilmiyorlar. Hiç silahları yok. Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu, herhangi bir şeyi isteyince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komşularını kendileri kadar çok seviyorlar. Dünyada onlar kadar tatlı insanlar yoktur. Her zaman gülümsüyorlar.”
Kristof Kolomb ne kadar da masum bir açıklama yapmış. Peki ya sonra ne oldu?
“50 adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”
İlk katliamlardan birisi 1637’de gerçekleştirildi. Amerikanın birçok bölgesinde Kızılderililerin İncil de yok edilmesi emredilmesi gereken ırk olduğu iddiası ile seri katliamlar işlendi. Kızılderililer insan altı yaratıklar olarak kabul edildiler. Sömürülmeleri ve boğazlanmaları nihai bir etkinlikti. Hristiyanlığa geçmeye direnen Kızılderililer için kanunlar çıkarıldı. Onlar için ölüm cezası uygun görüldü. Kızılderililerin kendi topraklarında gördükleri eziyetler bunlarla sınırlı kalmadı.
Kızılderililer kendi topraklarında altın bulunmasına bile sevinemediler. Bulunan altınlar Kızılderililer için sürgün ve katliam demekti. ABD ordusu 1838’de i esir kamplarında Kızılderilileri toplayarak yukarı batıya doğru götürdüler. Zorlu ve çetin bir kış yolcuğu sırasında kabilenin 3/1 telef oldu. Zorla yaptırılan bu teşhir hareketi tarihe gözyaşları olarak geçti. Batının Kızılderililere yaptığı katliam saymakla bitmiyor. Resmi kayıtlara göre Amerika kıtasının keşfinden günümüze kadar katledilen Kızılderili sayısı tam olarak 70 milyondur.
Yaralı Diz Katliamı
29 Aralık 1890, Amerika Birleşik Devletleri beş yüz kişilik bir süvari alayını Minikonju Lakotalarının kamp yerlerini çevirmesi ve hayalet danış yapan Kızılderililerin tutuklanmasını emreder. Hayalet dansı, her ne kadar Kızılderililerin kültürel bir dansı olsa da ABD, bu dansı bir saldırı tehdidi olarak görür ve taarruza geçer. Çatışma sırasında yirmi beş süvariye karşılık, aralarında altmış iki kadın ve çocuğun yer aldığı en az 153 Siyu öldürülür. Ancak çatışma sırasındaki kargaşada tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmemektedir.
Katliamı yaşayanlardan biri olan Gelincik Louise katliamı şu sözleriyle anlatır: “Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. Beyazların içinde de iyi insanlar bulunduğunu biliyorum, ama kadınları ve çocukları da vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı. Kızılderili askerler beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı.”
Katliamı yaşayan şaman Kara Geyik katliamı şu sözleriyle özetler:
“O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada…”
“En İyi Kızılderili, Ölü Kızılderilidir.”
ABD’li General Philip Henry Sheridan (1831-1888)
ABD’de Bayram günü
Kızılderililere uygulanan soykırımın başlangıç tarihi 12 Ekim, Kızılderililer tarafından bakıldığından büyük bir yas günüdür. Çünkü sakin hayatları 12 Ekim 1492 itibariyle değişmiş, eski yaşamlarının yerinde yeller esmiştir. ABD ise, bu güne Kolomb Günü adını vererek bayram günü olarak kutlamıştır.
Kolomb Günü Tepkisi
1990 yılında, Kolomb Günü kutlamalarına karşı çıkan Kuzey ve Güney Amerikalı 350 kişi, Ekvador’un başkenti Quito’ya giderek ilk toplantılarını gerçekleştirmişlerdir. 1992 tarihinde ise, 12 Ekim 1992 tarihini Uluslararası Yerli Halklar Dayanışma Günü ilan etmişlerdir.
Özür Dilendi
Kızılderililere uygulanan bu katliamlar tüm dünya tarafından bilinmektedir. Bu nedenle ABD’nin Kızılderili İşleri Bürosu başkanı Avrupalıların yapmış olduğu bu soykırımlardan ötürü 8 Eylül 2000 tarihinde Kızılderililerden özür dilemiştir.
Kristof Kolomb ülkeyi keşfettiğinde dünya nüfusunun %5’ini oluşturan Kızılderili kabileleri nüfusu şimdi yok denilecek kadar azdır.
Bu katliamlardan sonra batının medeni ve barışçıl olduğunu kim savunabilir.
[…] Kızılderili Katliamı yazımızı okumak için tıklayınız. […]