İZMİHLALE KARŞI İSTİKLÂL

18 Mart inandığı yolda giden gittiği yola ise her daim inanan bir milletin istiklâl mücadelesi. Doğmamış çocuğu ile cepheye giden analarımızın iradesi. Tarihi kalemle değil kanla yazanların, şeref ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım diyen Mehmet Akif’in namus meselesi 18 Mart.

İZMİHLALE KARŞI İSTİKLÂL

 Her zaman Türk’ün sansasyonel bir tarihi olduğundan bahsediyoruz. Ama işin teferruatına inildiği zaman bu tabirin Türk tarihi yanında ne denli aciz kaldığını görüyoruz.

18 Mart inandığı yolda giden gittiği yola ise her daim inanan bir milletin istiklal mücadelesi. Doğmamış çocuğu ile cepheye giden analarımızın iradesi. Tarihi kalemle değil kanla yazanların, şeref ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım diyen Mehmet Akif’in namus meselesi 18 Mart. Bir haber başlığı dikkatleri üzerine çekiyordu. Gözüne çarpan herkes 2 kere 3 kere okumadan bırakmıyordu şu satırları; Galatasaray Konya ve İzmir liseleri 1915 yılında tek bir mezun bile vermedi. Çünkü öğrencilerinin hepsi şehit olmuştu. Okuyanların gözünden bir damla yaş süzülüyordu ama kimse üzgün değildi. Bu gözyaşı hüznün değil istikbalin gözyaşlarıydı. Ödenen bedelin mutluluğuydu. O gün cepheye tek bir kişi bile savaşmaya gitmedi. Eğer öyle olsaydı zaferin kazanılması çok zor olurdu. O gün cepheye giden herkes ölmek için gitti. Mahremi namahreme bırakmamak için gitti. Yazılacak şey çok alınacak ders tektir Çanakkale’de.

istikâl

70. Alay kahramanı Nezahat onbaşı yaşı 9 ama pek de önemi yok. Onun düşündüğü tek bir şey var VATAN. Sokak arasında atlayacağı ipi bırakıp vatan müdafaasında kullanacağı silahı aldı eline. Ama ona sorsak bayramda şeker toplamaya gitmekten farksızdı bu durum. Çocuktu, anlamıyordu diye değil. İkisinde de yüzünde aynı mutluluk olduğu için. O biliyordu ki o gün, şeker toplarken sokak sokak geziyordu. Eğer bugün düşmana dur demezse yarın şeker toplamak için çıkacağı bir sokağı bile olmayacaktı. Mehmet Akif demişti ya; “hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal” diye. O satırları yazarken bir gram şüphe duymadı. Çünkü bir şeyden emindi, vatanına düşman ayağı değmesini hiçbir Türk sineye çekemezdi. Toplar, gemiler, bombalar bunlar siperleri yıkar inançları asla. Savaşı kazanır ama Türk’ün itaatini asla. Nasıl olabilir ki böyle bir şey, hangi kalem yazdı böyle bir şeyi, hangi kitap barındırdı öyle satırları. Hangi ağızdan öyle bir cümle çıktı. Hangi kelam Türk itaat etti dedi. Hiçbiri hiç kimse. Hürlükte istikrar ilelebet istikbal türkün ülküsü. Ağızdan ağıza dolaşır kurtuluş türküsü. Bozguna uğradı güya çakalın zafer öyküsü.

ÇANAKKALE İÇİNDE…

Çanakkale içinde vurdular beni. Ölmeden mezara koydular beni. Of gençliğim eyvah. Satırlar ağladı. Dile geldi Albayrak üç kelimeyle hürriyet hürriyet hürriyet. İnledi sema duydu tüm dünya geçilmez Çanakkale. Ali, Mehmet, Mustafa nice canlar girdi toprağa. Gaye kutsaldı hedef turan. Su uyur düşman uyumaz. Düşman dünya olsa Türk yok olmaz. Siperden çıkan geri dönmüyor nereye gidiyorlar öyle. Biraz hüzün biraz tebessüm ne için kim için? Ölünce kaybetmez miydi insan. Öyle değilmiş! Her dökülen kan zafere yaklaştırıyor bizleri. Herkeste bir hırs dertleri en önden gitmek. Görsen anlamlandıramazsın. İki adım atan yere düşüyor ayakta kalanlarda bir hüzün. Onlar ise en fazla iki adım daha atabiliyordu. Her karışında şehit yatıyor buram buram gül kokusu sanki cennetten bir bahçe, düşen herkesi yüzünde bir tebessüm.

Aklın almadığı gözle görenin inanmadığı bir devlet Çanakkale.

 

ALİHAN ÇELİKEL

 

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
3
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Zübeyde Çelik
Zübeyde Çelik
3 yıl önce

Tekrar tebrik ediyorum maşallah barekallah