YAŞAMI SANATA DÖNÜŞTÜREN İNSAN: HELEN KELLER

Helen Keller Amerikalı pedagog ve aktivist. Bebeklik çağından itibaren kör, sağır ve dilsiz olması, onu pek çok meslektaşından ayıran önemli özelliğidir. Engellerine rağmen başardıkları, onu efsanevi bir kişilik haline getirmiştir.

HELEN KELLER

Sağlıklı bir bebek olarak dünyaya gelmesine rağmen geçirdiği ateşli hastalık sonucu görme, işitme ve konuşma yetisini kaybetti. Aniden dünyası kararan Helen’in sosyal hayatı başlamadan bitti. İçe kapanık, huysuz bir çocuk haline geldi. Kendisini ifade etmekte, anlamada, anlatmakta güçlük çeken bu küçük kız gittikçe hırçınlaşmakta, etrafına zarar vermekteydi.

Ailesi bu duruma ilk başlarda anlam veremedi, duyularını kullanamaz olduğunu anladıklarında ise çözüm arayışlarına girdiler. Okul çağına geldiğinde ise ailesi bu durumla nasıl başa çıkacaklarını bilemez halde çare arayışındayken -görme ve işitme engelliler okulu olan- Graham Bell’e akıl danışmaya gitti. Onlara bir okul önerip oradan özel öğretmen tutmalarını tavsiye etti.

Helen’in öğretmeni yeni mezundu ve o öğretmen Helen’in ışığı, sesi olacaktı. İmkansız görüneni başaracaktı ve Helen’i zorluklarla dolu hayatına sihirli dokunuşlar yapacaktı. Sabrı ve sevgisiyle bu çaresiz çocukla iletişim kurmayı başaran Anne’nin çabaları sonucu sadece anne, babası ve öğretmeninin anlayacağı sesler çıkarmaya başlamıştı. Öncelik olarak işaret dilini ve Braille alfabesini öğretti. Öğrenmeye su sözcüğünün keşfi ile başlayan Helen, nesnelere dokunarak veya koklayarak anlamlandırıyordu.

10 yaşında okul hayatına başlayan okumayı çok isteyen Helen üniversite hayatına da atıldı ve bu dönemde hayatının yazıya almaya karar verdi. Kitabını hem daktilo ile hem de Braille alfabesi ile yazıyordu. ‘’Hayatımın Öyküsü’’ adlı bu eser ilk başlarda çok okuyucu kitlesine sahip olmasa da ilerleyen dönemlerde klasiklerden biri oldu ve yedi dile çevrildi.

Hayatının her döneminde öğretmeni Anne onun yanında ve destekçisiydi. Helen ve Anne bundan sonraki hayatlarında deneyimleri hakkında konferans vererek geçirdiler. Daha sonra yaşanmışlıklarının gösteri halinde sergileyip çok beğeni topladılar. Hollywood tarafından gelen film teklifi üzerine hayatının filmi yapıldı fakat Helen’in dahi beğenmediği bu film çok fazla izleyici toplayamadı.

Hayatlarına kaldıkları yerden devam edip turnelere gittiler ve buradan kazandıkları paralarla görme engelliler vakfına bağışta bulundular.

Öğretmeni ve annesini ardarda kaybeden Helen, işlerini sekreteri ile yürüttü ve sadece Amerikalı görme engellilere değil tüm dünyadaki görme engelliler için faaliyetlerine devam etti.1968 yılında hayatının kaybeden Helen, engelin isteklere ve başarıya engel olamayacağını tüm dünyaya gösteren bir başarı öyküsü olarak akıllarda kaldı.

Diğer yazılarımızı incelemek için tıklayınız.