İskandinav Mitolojisinin Efsanelerinden Andvari Yüzüğünün Laneti

Su Samurunun Fidyesi adlı yazımızda Andvari ‘nin yüzüğü ve yüzüğünün lanetli olabileceğinden bahsetmiştik. Andvari’nin Yüzüğünün laneti  hiç şüphesiz  J.R.R Tolkien, tarafından kaleme alınan “Yüzüklerin Efendisi” adlı kitap serisi için ilham kaynağı diyebiliriz.

Andvari Yüzüğünün Laneti 

Tanrıların Midgard ziyaretleri istedikleri gibi geçmemiş. Loki’nin bir çiftçinin oğlunu bilmeden öldürmesi üzerine çiftçiye esir düşmüş ve fidye karşılığında serbest kalmışlardı. Fidye sayesinde çiftçi ve oğulları büyük bir servet sahibi olmuşlardı. Oğullarından Fafnir daha güçlü olduğu için hazineyi koruma görevi verildi. Fakat zamanla Fafnir bu hazinenin büyüsü onu etkisi altına aldı. İlk olarak kardeşi Regin’i babalarını ortadan kaldırmak için ikna etti. Çiftçinin ölümünden sonra hazineyi eşit şekilde paylaşmak için bekleyen Regin kardeşinin gerçek yüzü ile yüzleşti. Fafnir, Regin’in gitmesi halinde hayatını bağışlayacağını şayet kalmayı düşünürse hayatından olacağını söyledi. Regin ise kardeşinin ihaneti sonucunda evini terk etti.

Fafnir ise hazinesinin yanından ayrılmıyordu özellikle yüzük ile aralarında oldukça farklı bir bağ olduğunu düşünüyordu. Yüzüğü takıp tüm gününü hazine ile geçiriyordu. Yüzüğe ve hazineye olan bağlılığı onu lanetli bir ejderhaya dönüşmesine neden oldu. Bu durum Fafnir’i hiç rahatsız etmedi böylece hazineyi çok daha iyi koruyabilecekti. Ejderhaya dönüştüğü haberi kulaktan kulağa ulaştı. En sonunda kardeşi Regin’de haberi öğrenmiş oldu.

Regin intikam için bekliyordu. Dertli bir şekilde aprını çalarken, çalmış olduğu bu hüzünlü melodi Sigurd adında bir yiğidin yanına gelmesine sebep oldu. Sigurd bu kederli şarkıların nedenini sordu. Regin ise başından geçen olayları ona anlattı. Dinledikten sonra hazineyi geri alması konusunda ona yardım edebileceğini söyledi. Bunun için çok iyi bir silaha ihtiyacı olacağını söyleyen Regin, Sigurs için dünyanın en güzel kılıcını yapmaya başladı. Günlerce uğraştı ve Gramr’ı ortaya çıkardı. Kılıcına kavuşan Sigurd sözünü yerine getirmek için yola çıktı. Uzunca bir yol kat ettikten sonra Beyaz Nehre ulaştı bakıldığında nehir son engeldi. Fakat nehri bir kayık olmadan geçebilmesi imkansızdı.

Etrafında nehri geçebilecek bir kayık aramaya başladı sonucunda bir kayıkçı gördü. Kayıkçıdan onu nehrin karşısına geçirmesini istedi. Kayıkçı ise ona karşıya neden geçmek istediğini sordu. Bunun üzerine Sigurd Fafhir’i öldürüp hazinesine el koymak istediğini ve bu nedenle karşıya geçmek istediğini söyledi. Söylediklerinin üzerine kayıkçı onu karşıya geçirdi. Sigrud inerken tek gözü olan kayıkçı “En zayıf olduğu an yuvasından ayrılıp su içmek üzere su kenarına geldiği an olduğunu ve bir çukur kazması sonrasında onu böyle öldürebilirsin” dedi.

Kayıkçının dediğini yapıp söylediği gibi çukur kazdı elindeki kılıcıyla şafak vaktine kadar beklemeye başladı. Fafniri kayıkçının dediği gibi su kenarında yakaladı. Çukurun üzerine yumuşak dokusu geldiğinde Sigurd harekete geçti. Kılıcını Fafnir’e sapladı, aldığı kılıç darbesiyle yaralı halde kaçmaya çalışan Fafnir’e en son darbeyi vurdu. Son olarak Fafnir’in kalbini yerinden söktü. Ejderhanın acı dolu çığlığı tüm leş kargalarını topladı başına. Bunun üzerine Sigurd gururlu bir şekilde kılıcına sarıldı.

Fafnir’in ölüm haberini alan Regin Sigurd’un yanına gitmek için yola çıktı. Açgözlülük ve hırsla Sigurd’u öldürüp hazineye sahip olmayı ve Ejderhanın kalbini yiyerek bilgiye ulaşmayı hedefliyordu. Fakat daha Regin yoldayken Sigurd ejderhanın kalbinin tadına baktı. Bu sayede kuşların dilini anlar oldu. Bu sayede kuşların Regin’in planını kuşların konuşmalarından öğrenmiş oldu. Regin’in kendisini öldürmek üzere yanına yaklaştığı anda Regin’in kendi elleriyle yapmış olduğu kılıç ile canından oldu.

İskandinav Mitolojisinde yer alan Su samurunun fidyesi adlı yazımızı okumak için tıklayınız… 

Odin’in insanlığa hediyesi olarak görünen Rune Taşları adlı yazımızı okumak için tıklayınız…