
Ataerkillik sözcüğü Türkçe kökenlidir. Türkçeye Fransızcadan geçmiş olan ve batı dillerinde Ataerkillik manasında kullanılan patriarka sözcüğü ise Latince patria (baba) ve Yunanca achein (hükmetmek) kelimelerinden türemiştir. Ataerkilliğe dayanan, ata erki temelli olan oluşumlara “ataerkil” veya “patriarkal” denir.
PATRİARKİ HAKKINDA KONUŞALIM
Cinsiyete dayalı eşitsizlik tarihsel olarak ortaya çıkan bir yapıdır. Bu yapıların oluşturduğu toplumsal yapılar ”patriarki” kavramı ile açıklanmaktadır.
Patriarki kelimesi köken olarak ”babanın yani erkeğin yönetimi ve egemenliği” anlamına gelmektedir. Patriarki Türkçeye ataerkillik veya erkek egemen toplumsal yapı olarak çevrilmektedir.

Patriarkiye tepki gösterilen eylemlerden kareler
Patriarki kavramını biraz daha geniş açıdan kullanmaktadır. Buna göre patriarki kültürel, ekonomik ve siyasal açıdan erkekler tarafından kadınlar üzerine uygulanan her türlü şiddet ve baskının bulunduğu bir toplumsal yapıdır.
Patriarki sadece günümüzde değil tarihsel süreçte erkeklerin kadınlar üzerinde bir egemenlik ve baskı aracı olarak her zaman vardı. Patriarkinin kökenleri toplumsal, kültürel, ideolojik, politik, ekonomik, cinsiyetçi ve hatta biyolojik etkenlere kadar uzanabilmektedir. Ancak tüm bu etkenler erkek egemenliğini ortaya çıkarna ortak bir noktada bütünleşmektedir.
Ayrıca erkeklerin toplumsal sınıf üzerinde kadınlar üzerinde egemenlik kurması anlamına da gelmektedir. Örneğin toplumda önemli konumlara hep erkekler sahip olurlar ve hep önemli kararları hep erkekler alırlar. Bu nedenle erkekler toplumu kontrol edebilme gücünü ellerinde bulundururlar.
Patriarki bir toplumsal sınıf ilişkisidir. Bu ilişkide erkekler denetim gücüne sahiptir. Kadınlar ise denetlenen ve baskı altında tutulan ve bu nedenle erkekler tarafından her alanda ezilen, sömürülen bir sınıftır. Bu durum özellikle kadın devrimi yapılamayan toplumlarda çok baskın şekilde gözlemlenmektedir.

patriarkiyi protesto eden bir kadın
Patriarkide erkek kadını hem toplumsal alanlarda hem de evde sömürebilmektedir. Kadın dışarıda ücretli olarak çalışıyor olsa bile toplumun kadına yüklediği (kadınlara özgü denilen) işleri yapmaktadır. Bu iş alanları da kadınların erkeklerin egemenliği altında kalmalarına neden olmaktadır.
Tüm bunlar kültürel olarak belirleyici roller, normlar ve değerler çerçevesinde(kadının yeri evidir, kadının esas görevi ev işleridir, kadın evine bakmalıdır vs) meşrulaştırmaktadır.
Patriarki toplumsal ilişkilerin her alanında müdahale edebilmektedir. Bu açıdan kadın hakları örgütleri patriarkil ilişkilerin ekonomik temele dayalı sınıf ilişkilerinden daha yaygın ve önemli olduğunu savunmaktadır.

kadınların iş hayatıyla ilgili bir karikatür
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.