TÜRK EFSANELERİNDEN DERLEMELER

TÜRK EFSANELERİNDEN DERLEMELER

Türkiye’de yaşanan aşk efsanelerini bilmeyen yoktur. Bu efsanelerin en büyük özelliği sonunun trajedi ile bitmesidir. Bu efsanelerde seven hiçbir zaman sevdiğini kavuşamamış ve çoğunlukla hayatını kaybetmiştir.

AH TAMARA

Zamanın birinde Akdamar Adası’nda yaşayan bir keşiş varmış. Bu keşişin Tamara adında güzelliği dillere destan kızı vardı. Bu adanın civarlarında çobanlık yapan genç yakışıklı bir de delikanlı vardı. Bu çoban güzeller güzeli Tamara’ya görür görmez âşık olmuş. Genç çoban bazı zamanlar sevdiğini görmek için adaya yüzerek gelirdi. Kız da adanın neresinde olursa oraya fener koyar ve yerini belli edermiş.

Bir zaman sonra kızın babası her şeyi öğrenmiş. Kızına çoban ile görüşmemesi için yasak koymuş. Ancak Tamara bu yasağı dinlememiş ve babası onu bir odaya kilitlemiş. Daha sonra keşiş feneri alıp kayalıklara çıkmış, bunu gören çoban ise fenerin olduğu yere doğru yüzmeye başlamış ancak keşiş sürekli yer değiştirmiş. Çobanın kayalıklara kadar takati kalmamış ve boğularak can vermiş. Ölürken “Ah Tamara” diye haykırmış. Sevdiğinin haykırışını duyan Tamara ise kendisini suya atmış.

BELCEKIZ

Efsaneye göre: Eski Çağlarda Fethiye’den geçen gemiler içme suyu almak için kıyıya demirlerlermiş. Bu gemilerden birinde yaşlı bir kaptanın genç ve yakışıklı oğlu varmış. Genç delikanlı su almak için geldiği bu koyda güzeller güzeli Belcekız’ı görmüş. İki genç birbirlerini görür görmez âşık olmuşlar. Ancak delikanlının suyu aldıktan sonra geri dönmesi gerekti. Çocuk gittikten sonra Belcekız onu beklemeye başlamış.

Delikanlı geminin buradan geçtiği zamanlar su almaya gelmiş ve iki âşık görüşmüşler. Ancak bir gün buradan geçerlerken büyük bir fırtına kopmuş. Delikanlı babasına güvenli bir koy olduğunu söylemiş ancak adam oğlunun sevgilisi için yaptığını ve bu uğurda gemiyi parçalamayı göze aldığını zannetmiş.

İkili arasında kavga büyümüş ve yaşlı adam gemi tam kayalara çarpacakken oğluna bir kürek darbesi vurmuş ve çocuk suya düşmüş. Daha gemi bir koya yaklaşmış. Genç delikanlı orada ölmüş. Bütün bu olanları gören Belcekız ise kendini denize atarak intihar etmiş. Bu nedenle kızın öldüğü yere Belcekız, genç delikanlının öldüğü yere ise Ölüdeniz denmiştir.

KASTAMONU EFSANESİ

Efsaneye göre Bizans tekfurunun güzel kızı Moni bir Türk komutana âşık olmuş. Genç kız aşkını dadısı vasıtası ile bildirmiş ve komutan kızın aşkına karşılık vermiştir. Komutan Moni’den kalenin anahtarlarını istemiş ve Moni anahtarları delikanlıya teslim etmişti.

Uzun zamandır kaleye giremeyen Türk askerlerinin aniden kaleye girdiğini gören tekfur durumu anlamış ve güzel Moni’yi kale burcundan aşağı atmıştır. Bunun üzerine Türklerin “kastın ne idi Moni’ye” sözü önce askerler daha sonra halk arasında Kastamoni şeklini almış olduğu düşünülür.

SARIKIZ

Kaz Dağlarında yaşayan güzelliği dillere destan olan Sarıkız adında bir kız yaşarmış. Zaman geçtikçe onun güzelliğini çekemeyenler onun kötü yola düştüğüne dair iftiralar atmışlar. Bu olanları duyan babası da Sarıkız’ı Kaz Dağlarının zirvesine bırakmış. Burada yaşamaya başlayan Sarıkız’ın yanına bir gün kaz gelmiş ve ona yumurta vermişti. Sarıkız bu yumurtaları saklamış ve bir zaman sonra kaz yavruları yumurtalarından çıkmışlar. Sarıkız bir gün yolunu kaybeden iki yabancıya yardım etmişti. Köye inen bu yabancılar Kaz Dağlarında güzel ermiş bir kız olduğunu söylemişler.

Bunu duyan babası kızına bakmak için dağa çıkmış. Sarıkız onu çok güzel ağırlamış. Bir ara babası kızından su istemiş ve Sarıkız hemen oracıkta babasına avuçları ile su içirmiş. Babası suyu nereden aldın diye sormuş ve Sarıkız “elimi uzattım denizden aldım” demiş. Babası kızının ermiş olduğunu düşünmüş.

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

 

 

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
65
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
rttrtr
8 ay önce

ney