Ruanda Soykırımı

İnsanlık tarihinin kara lekelerinden biri olan Ruanda Soykırımını hiç duydunuz mu? Yüz, İkiyüz yıl önce değil 1994’te gerçekleşti. Üç aydan fazla bir süre içerisinde 800 bin insan katledildi. Ne demek oluyor biraz daha detaylandıralım.

Ruanda Soykırımı

Yüzölçümü Ankara ile hemen hemen aynı olan bir ülkede, her bir saat içerisinde 333 kişi vahşice öldürüldü. Yüz gün boyunca  Ruanda’da bu olaylardan önce neler oluyordu bir bakalım. 19. yüzyılın sonlarında Ruanda nüfusunun %90’ı Hutu, %9’u Tutsi ve %1’i Pigmelerden oluşuyordu. Gelenekleri, dilleri geçmişleri ortaktı. 1890 Brüksel Konferansında kendi payına Ruanda düşen Almanya, ülkeye şöyle bir göz atıp beğenmeyince, I. Dünya Savaşı sonrası ülke Belçika idaresine geçti.

Belçikalılar verimliliği artırmak ve ülkede kontrolü kaybetmemek amacıyla, azınlık fakat yönetimde olan Tutsilere bazı ayrıcalıklar vermeye başladılar. Irk gösteren kimlikler verildi, hastanelerde, sosyal ve ekonomik hayatta Tutsiler hep önde oldu. 1950’lere kadar bu politikayı yürüten Belçika, özgürlükçü akımlar güç kazandıkça bu baskıyı hafifletti ve hatta zamanla Hutuları desteklemeye başladı.

1962 yılında Ruanda’nın bağımsızlık kazanmasıyla ülkedeki Belçika hakimiyeti son buldu. İyice güç kazanmaya başlayan Hutular, Tutsi monarşisini devirdi ve on binlerce Tutsi komşu ülkelere kaçtı. Bir dizi olaylardan sonra 1973 yılında Hutu milliyetçisi Habyarimana, yine Hutu milliyetçisi bir hükümeti devirerek iktidara geldi.

Bu sırada komşu ülkelerde sayıları 500 bini bulan Tutsiler gittikleri yerlerde önemli yerlere gelerek ülkelerine dönmek için organize olmaya çalıştı. 1990-1992 yıllarında bir iç savaş yaşandı, sonradan imzalanan ateşkesle geçici olarak durduruldu. Bu süre zarfında aşırıcı Hutular katliam hazırlıklarına başladı. Ülkenin her yerinde yarı askeri birlikler oluşturuldu.

Silah alacak para olmadığı için satırlar sipariş verildi, mızraklar yapıldı. Tutsiler ve ilimli- eğitimli Hutular etkilendi. 6 Nisan 1994 gecesi Habramiyana ve Brundi’li mevkidaşı Ntaryamira’yı taşıyan bir uçağın düşürülmesini bahane eden Hutular organize katliamı başladı. Ruanda Yursteverler Birliği (RYB) uçağın Hutular tarafından bahane bulmak amacıyla düşürüldüğünü iddia etti.

Tutsi eşlerini öldüren kocalar, kurşun parası verip acısız ölüm satan alan insanlar, radyolardan yapılan öldürecekler listesi anonsları, kan gölüne dönen bir ülke, televizyonlarda seyreden dünya. Katliam haberlerini alan RYB ülkeye girip başkente kadar ele geçirdi. Bu zamana kadar olaya Fransız kalmayı tercih eden Fransa, önce katliamcı Hutu hükümetine destek verdi sonra kendi askerlerini bölgeye gönderdi.

Katliamı durdurmaya çalışan RYB askerlerinin geçişine izin vermeyip, kontrolleri altındaki bölgede de 200 bini kişinin daha öldürülmesine izin veren Fransa’nın Hutuları, sonrasında da desteklediği, askeri eğitim ve mühimmat sağladığı biliniyor.

Paul Kagame’ye bağlı Tutsiler ve RYB ve askerlerinin Hutu hükümetini düşürmesiyle son bulan soykırım sonrasında 2.000.000 Hutu intikam korkusu ile komşu ülkelere kaçarken, milyonlarca insanın hayatını karartan bu kanlı vahşetin gerçek sorumluları hiçbir zaman ceza almadı. Hatta bizzat vahşeti gerçekleştiren bazı Hutu liderleri Fransızların yardımıyla cezaevlerinden, mahkemelerden kaçtı-kaçırıldı.

 

 

 

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments