Bir yazı düşünün bütün satırları aynı ama 8 milyar ayrı insanı anlatıyor. Bir yazı düşünün her okuyanın aa bu benim bu biziz bu bizim hatamız dediği cinsten.
En baştan iddialı başlamanın beni bir sıfır geriye düşüreceğini biliyorum. Ama bu yazıyı tüm riskleri göze alarak yazıyorum. Şuan size el kadar yabancıyım fakat ilk bölüm bittiğinde şah damarınız kadar yakın olacağım.
İnsanoğlu olarak yaratılışımızdan beri çeşitli hatalara düşmüşüzdür bu hatalar bizi kimi zaman bir derviş yapar kimi zaman bir meczup bu hatalardan ders alanlarda vardır daha kötü duruma düşenlerde. Kimi zaman bir hata yaparız uyarı alırız kimi zaman bir hata yaparız canımızdan oluruz. Hatanın türleri değişebilir ama kendisi asla tarih boyunca sürmüştür eminiz ki devamda edecektir. Bilindiği gibi bir söz vardır ya Tarih değil hatalar tekerrür eder.
Virüs Çin’deyken bize bir şey olmaz felsefesiyle tedbiri almayanlar bugün derviş postuna büründü ama bilinsin ki tedbirde kusur eden takdire bühtan eder.
Yarın başka bir olay vuku bulsa görünürde legal olup aslına baktığınız zaman boş olan fikirler öne sürülecek ve bu fikirleri çıkaran münferit topluklar destek görecek kısacası tarih tekerrür edecek.
Reaksiyon
Gözlerini açtığında saat 1’i geçiyordu. Gece geç saate kadar film izlemiş yorulmuştu. Üstündeki ağırlığı atmak için biraz sağa sola dönüp her gün rutin olarak yaptığı gibi eline telefonu aldı. Biraz sosyal medyada takılıp gündeme bakacaktı. Açar açmaz önüne bir haber geldi. Haber aynen şöyleydi 3 yaşındaki bir bebek annesi evi temizlerken balkondan düşüp hastanelik oldu. Sinirlenmişti hemen bebeğin annesine laflar saydırdı ve sinirli bir şekilde dolaşmaya devam etti. Birazdan bir haber daha çıktı karşısına. Yangında mahsur kalan 10 yaşındaki çocuk kurtarıldı. Yüzüne bir tebessüm geldi ve o itfaiyeciye iyi ithamlarda bulunup övgü dolu sözler söyledi. Saat öğlene yaklaşıyordu bugünkü planlarında biraz dışarda dolaşmak vardı. O yüzden usulca yatağından kalktı ve elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçti. Mutfak havasızdı biraz pencereyi açıp havalandırmak istedi. Yavaşça kolu çevirdi ve dışarıya kafasını uzatıp dışarıyı seyir etti biraz. Havada kara bulutlar vardı. İçini bir an karamsarlık bürüdü. O yüzündeki tebessüm kayboldu ve kendine isyan edercesine neden bugün, tamda dışarı çıkacaktım dedi.
Evet.. Size sıradan gibi gelebilir ama bu kişi yaklaşık yarım saat içinde 3 farklı psikoloji içine girip farklı farklı reaksiyonlar gösterdi. Duyduğu okuduğu şeylere doğruluğu tam bilmeden inandı ve olması gerekenden fazla tepkiler verdi.
Sadece bu kişiye özel değil bu durum. Biz hepimiz yapıyoruz. Aklımıza yatan fikirler yüzünden iyiliğimize zarar hareketler yapıyoruz. Yalan yanlış şeylere umut bağlayıp. Duyduklarımızla işittiklerimizle evliya olduğumuzu sanıyoruz. Hayır o öyle değil şöyle dediğimiz zaman nerden biliyorsun dediklerinde ee şu demişti ona da bu demiş gibi şeylerle geçiştiriyoruz. Kitapta yazanlara şüpheli sıfatı verip internetten gördüklerimizi veya birinden duyduklarımıza sanki vahiy olarak gelmiş gibi inanıyoruz. Araştırmıyoruz doğrulamıyoruz kaynak sorgulamıyoruz. Bu hatalar çoğaldıkça bizi cehalete sürüklüyor fark edemiyoruz.
Çoğu zaman kelimelerin esiri oluyoruz ve çok hızlı reaksiyonlar gösteriyoruz. Söz konusu vatan olunca kahraman kesiliyoruz bir an heyheyleniyoruz gibi gibi.. Yalan yanlış bir şey duyup öfkeleniyoruz sonucunda ise zararla oturuyoruz ve halk arasında şu sözün maalesef söylenmesine sebep oluyoruz. “Yanlış anlaşılmaya kurban gitti”.
Her konuyu bildiğimizi zannediyoruz. Konuşmaya gelince üstümüze tanımıyoruz icraata gelince bahaneler bulamıyoruz.
Günümüzden bir örnek vererek bu bölümü sonlandırmak istiyorum.
Yeni tip Corona virüsü olan “Covid-19” salgını virüsün içeriğini bilmeyen yoktur. Virüs nerdeyse tüm dünya ülkelerinde görüldü tedbirini alanlar daha az zarar gördü tedbiri almayanlar daha çok tabi.
Virüs daha ülkemize gelmemişken biz Türklere bir şey olmaz diyerek tedbiri fındıkkabuğu doldurmayacak şekilde aldık. Ve şuan virüsten nasibimizi alıyoruz.
“Biz Türk’üz bize bir şey olmaz?”
Zamanında atalarımız her şeye tedbirli şekilde yanaşıp bela büyük küçük demeden bütün önlemleri aldıklarından her musibetten en hafif şekilde kurtuluyorlardı. Biz ise bu sözü sanki ilahi bir güç tarafından korunuyormuş gibi algılayarak bize bir şey olmaz mantığıyla tedbirde hata ediyoruz. Kendimizi ateşe atıyoruz.
Başta da dediğim gibi tedbirde kusur eden takdire bühtan eder.
Asil dedelerin asil torunları olabilmemiz dileğiyle.
ALİHAN ÇELİKEL
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.