
Klasik Malay edebiyatında Türklerle ilgili hikaye ve efsane türünde bazı yapıtlar mevcuttur. Bunlardan bir kısmı İslam öncesi, diğerleri de İslami Dönem Türk tarihine aittir.
MALAY EDEBİYATINDA TÜRKLERLE İLGİLİ BİLGİLER
Klasik Malay edebiyatında hikayat adı verilen Malayca ve Endonezyaca hikayelerde Türkiye’yi Rum, Osmanlı Türk Sultanlarını da Raca Rum, yani Rum Sultanı olarak vasıflandıran sayısız atıflar vardır.
Nitekim Endonezya ve Malezya halkının İslamiyet’i benimsemelerinden sonra ortaya çıkan ilk Malay İslam edebiyatında genellikle Raca Rum, Osmanlı Sultanı dünyanın en büyük hükümdarlarından biri olarak kaydedilir.

16. yüzyıldan itibaren Raca Rum ünvanı, açıkça Müslüman hükümdarların en güçlüsü ve hilafet makamının mirasçısı olan Osmanlı Sultanı’na atfedilmeye başlanmıştır. Ancak Osmanlı Devleti ortaya çıkmadan çok zaman önce Türkçe ve Farsça edebiyatında ”Rum” kelimesi Bizanslılar ya da zaman zaman Roma İmparatorlukları için kullanılmaktaydı.
Rum, Türkistan veya Türki adlarının kullanıldığı Türkiye hakkında ki bu kaynaklar, Malay halkının Türkiye’yi çok güçlü bir imparatorluk ve İslamiyet’in önemli bir merkezi olarak kabul ettiklerini açıkça göstermektedir.
İslam öncesi döneme ait Türklerle ilgili atıflardan birisi, klasik Malay edebiyatının en önemli kaynaklarından sayılan Sejarah Malayu adlı bir eserde geçer. Bu eserde Malay yarımadasındaki bazı Malay kraliyet aileleri ile Orta Asya Türk hükümdarları arasında bir soy ilişkisi, yani kan bağı kurulmaya çalışılır.
Nitekim Sejarah Malayu adlı eserin yazarı, İskender Zülkarneyn’in oğlu Raca Arastun Şahın; Türkistanlı bir prensesle evlendiğini söyler. Yine yanı yazar, başka bir yerde İskender’in büyük torunu olan Raca Pandan’dan bahseder ve onun daha önce Türkistan’ı idare eden bir hükümdar olduğunu iddia eder.
Sejarah Malayu adlı eser, Malaylı Racaların asıllarının İslam edebiyatında İskender Zülkarneyn olarak geçen Büyük İskender’in sülalesinden geldiğini ileri sürer.

Sejarah Malayu– Bunun yanı sıra Türkistan’ın kraliyet aileleri ile Malay hükümdarları arasında bir soy ilişkisi kurar. Dolayısıyla Türkistan’ı idare eden İskender’in oğulları ile Malay dünyasını yöneten Malaylı hükümdarlar aynı soydan gelen kimselerdir.
Hikayat Marong Mahawangsa adlı bir eserde bahsedilen Kedah Efsanesinden de bahsedelim.
Efsaneye göre Langkapuri adasında yaşayan efsanevi Vişnu kuşu Garuda, İslam edebiyatında hayvanalar dünyasının babası olarak bilinen Süleyman ile bahse girer.
Ve Raca Rum’un oğlu ile Raca Çin’in kızı arasından kararlaştırılan evliliğe mani olmak ister. Raca Rum’un oğlu efsanevi bir kuş olan Garuda’nın muhalefetine rağmen Raca Çin’in kızıyla evlenmeye karar verir.
Vişnu kuşu Garuda sonunda Çinli prensesi yakalamaya çalışır ve onu Langkapuri’ye getirir. Daha sonra, Rum prensini ve muhafızını kahraman Marong Mahawangsa’yı getiren donanmayı batırır ve prensesi kaçırır.
Fakat prens Langkapuri’ye ulaşmayı başarır. Orada Çinli prenses ile evlenir ve böylece Garuda’yı hüsrana uğratır. Bu arada Marong Mahawangsa, Langkasuka krallığını kurar.

Hikayat Marong Mahawangsa
Malezya’da çok iyi bilinen ama Türkiye’de iyi bilinmeyen bir olay var.
Abdülhamit döneminde saray içinde yetiştirilmiş iki Çerkes kızı cariye oraya genç yaşta gönderiliyor. Orada bürokrasi içi evlendiriliyor. Onlardan biri olan Rukiye hanım, genç olduğu için eşi vefat edince yeniden evleniyor. Üç evlilik yapıyor. Bu evliliklerden 11 çocuğu oluyor. Onun torunları Malezya bürokrasisinde başbakanlık, bakanlık gibi önemli görevlere gelmiş.
Meselâ 1976-1981 yıllarında Malezya’nın üçüncü başbakanı olan Hüseyin Onn, onun torunudur. Hâlen de Savunma Bakanı olan Hişamuddin Hüseyin Onn da onun torunlarından. Malezya’nın çok önemli entelektüellerinden Seyit Nakıp El Atlas da bu hanımın torunlarından. Bu aile mensupları kendilerini Osmanlı torunu olarak görüyorlar. Türk olarak görüyorlar. Bunu bir gurur kaynağı olarak görüyorlar. Orada da öyle biliniyor.

Diğer hayalperest hikayelerden biri de, aslında sahilden geldikleri sanılan ve günümüzde Sumatra’nın kuzeybatısındaki Açe’in iç kesimlerinde yaşayan Gayo halkı arasında yaygındır. Bunlar da Raca Rum’un küçük bir çocuğunun Sumatra’ya geldiğine ve yerli bir balıkçının onu burda yetiştirerek zamanla Gayo halkının atası olduğuna inanılır.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.