Dük Phillipe kraliyet ailesi içerisinde yer alan ilginç kişiliklerden birisi hiç şüphesiz ve bilinen bir gerçek vardır ki Kraliyet içerisinde olan olaylar kraliyet içerisinde kalır. Tabi ki gerçek olamaz. Her dönemde olduğu kraliyet ailelerinin iç yüzlerini meydana dökseler ciltler dolusu kitap çıkar entrika ki bizler çok severiz:)
DÜK PHILLIPE KİMDİR?
Doğduğu günden itibaren güzelliği ile dikkat çeken Philippe, annesinin bile ‘benim küçük kızım’ diye sevdiği bir erkek çocuğuydu. Philippe, bir prenses gibi giydirilmekten ve makyaj yaptırmaktan çok hoşlanıyordu. Feminen tarafını göstermek Philippe için hiçbir zaman sorun teşkil etmemişti.Genç yaşından itibaren kadın kıyafetlerine ve peruklara duyduğu merak yüzünden maskeli balolara kadın kılığında giden Philippe, kuzeni Anne Marie ile bir örnek giyinmekten çok hoşlanıyordu.
Hatta kendisinin verdiği bir davete açık bir şekilde elbise ile katılmış ve herkesin dikkatini çekmişti. Philippe ile benzer zevkleri taşıyan bir kişi daha vardı; Philippe’in çocukluk arkadaşı Francois de Choisy. İkili, çoğu kişinin hoşnutsuzlukla karşılamasına rağmen kadınsı yönlerini sergilemekten çekinmiyorlardı. Francois ile olan yakınlığı, kralın da işine geliyordu.
Kral, Francois ile konuşup kardeşinin kadın kıyafetlerine olan merakını sonuna kadar desteklemesini söylemişti. Böylelikle Philippe taht için bir tehlike oluşturmayacaktı. Her ne kadar Philippe’in davranışları kralı iğrendirse de taht yolundaki en büyük engeli ortadan kalkmıştı. Çünkü onun gözünde hiç kimse XIV. Loius dururken peruk takıp makyaj yapmaktan hoşlanan bir kralı istemezdi. Philippe’in kadınlığa duyduğu merak, güç meraklısı Kardinal Mazarin’in de dikkatini çekmekteydi.
Kardinal Mazarin, kardeşi tarafından siyasi işlerden uzaklaştırılan Philippe’i kendi tarafına çekme niyetindeydi. Bunun için tuhaf bir planı da vardı üstelik; yeğeni Philippe Jules Mancini ile Dük Philippe’in arasını yapıp kraliyet kanının gücünü arkasına almak… Hemcinsiyle yaşadığı birliktelik, Dük Philippe için yepyeni ve heyecanlı bir dünyanın kapılarını da açmıştı.
Peki bu yepyeni dünya tam olarak neyi vaat ediyordu?
Philippe artık pek çok aşığı peşinde koşturacak, hatta partnerlerini karısı Henrietta ile de paylaşacaktı. Philippe ve Henrietta’nın maceralarına katılan ilk kişi Guy Armand idi. Tabii, Armand’ın dışında Philippe’in yatağını paylaştığı başka sevgilileri de vardı. Henrietta ise çılgınlık konusunda Philippe’yi aratmıyordu doğrusu…
Genç kadın, Philippe’nin sevgilileriyle yaşadığı ilişkiler bir yana, bir yandan da kralla gönül eğlendiriyordu. Philippe ile evli olduğu süre boyunca dört çocuk dünyaya getiren Henrietta hakkında pek çok dedikodu çıkmıştı. Çocukların babasının Philippe değil de XIV. Louis olduğunu iddia edenlerin sayısı azımsanacak gibi değildi. Tabii, bu iddialar hiçbir zaman kanıtlanmadığından yalnızca birer dedikodu olarak kaldı.Henrietta, 1667 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Karısının ölümündeki şüphelilerden biri de Philippe idi.
Söylentilere göre Philippe, Henrietta’yı zehirleyerek öldürmüştü. Henrietta’nın ölümünün ardından Philippe kralın zoruyla Elizabeth Charlotte ile evlendi. Yeni eşinden zerre kadar hoşlanmayan Philippe, “Onunla nasıl birlikte olmamı bekliyorsunuz?” diye itiraz etse de ikilinin bu birlikteliklerinden üç çocukları oldu.Sarayın aykırı çocuğu olsa da Philippe’in askeri bir deha olduğunu söylesek abartmış olmayız.
İntikal Savaşı’na katılan Philippe, ne denli başarılı bir komutan olduğunu herkese göstermişti. Ancak bu durum onu tehlikeli bir rakip haline getiriyordu. Kral tarafından savaş meydanlarından uzaklaştırılan Philippe, daha sonraları kralla anlaşmazlık yaşayıp çatışmaya girdi. Kavgalı olduğu ağabeyi ile arayı düzeltmeye fırsat bulamayan Philippe, kısa bir süre sonra hastalanıp öldü.