Fal çoğu kültürde gelecekten haber almak amacıyla başvurulan ve pek çok farklı türüyle öne çıkan bir kavram olarak bilinmektedir.
ESKİ BİR GELENEK / FALA İNANMA, FALSIZ DA KALMA
Öyle ki çağlar boyunca insanlar farklı yollarla gelecekten haber almaya çalışmış. Bu konuda el falı, iskambil falı, kahve falı, tarot falı, nohut falı, bakla falı, ayna falı gibi sayısız yöntem geliştirmiştir.
Fal günümüzde de farklı yaş, eğitim düzeyi, toplumsal konum ya da etnik gruptan insanların ilgisini çeken bir olgu olarak toplumlarda yerini korumaktadır.
Kimi araştırmacılar, geleceği öğrenmeye ilişkin bu arayışın bir toplumun kültürel ve toplumsal kimliğini aramanın bir yolu olabileceğini öne sürmekte, fal bakmanın fen ve teknolojiden uzak bir bilgi türü arayışının da bir göstergesi olabileceğini düşünmektedir.
Fal günümüzde de farklı yaş, eğitim düzeyi, toplumsal konum ya da etnik gruptan insanların ilgisini çeken bir olgu olarak toplumlarda yerini korumaktadır. Kimi araştırmacılar, geleceği öğrenmeye ilişkin bu arayışın bir toplumun kültürel ve toplumsal kimliğini aramanın bir yolu olabileceğini öne sürmekte, fal bakmanın fen ve teknolojiden uzak bir bilgi türü arayışının da bir göstergesi olabileceğini düşünmektedir.
Fala olan ilginin nedeni ne olursa olsun farklı kültürlerde falın insanların toplumsal yaşamında önemli yeri olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bunun yanı sıra farklı kültürlerde fal gelecekten haber vermenin yanı sıra hastalıkları iyileştirmek, kişilerarası ilişki kurmak gibi farklı işlevler için de bir araç olarak kullanılmaktadır.
Örneğin Türk kültüründe kahve falı kadınlar arasında kahve içme çerçevesi içerisinde yer alan toplumsal bir olay olarak öne çıkmaktadır. Çin, Tayvan gibi Uzakdoğu ülkelerinde fal bakma işlemi hastalıkları iyileştirme amacıyla kullanılmaktadır.
Kültürler arasındaki bu tür farklılıkların dilsel görünümlerde de farklılıklar oluşturması beklendik bir durumdur.
İnsanlık tarihi kadar eski olabilen fala yönelik inanışların kökeni olasılıkla M.Ö. 4000 yıllarına Mezopotamya coğrafyasına kadar uzanır. Özelikle Mısır’da, Çin’de, Babil’de ve Akkadlar döneminde gelişen fal inanışı buradan Asya ve Akdeniz bölgelerine yayılmıştır. O dönemde en çok kullanılan fal türü ise iç organların incelenmesidir.
Örneğin Hititler, hayvanların iç organlarına bakarak kehanette bulunmuşlardır. Keza Eski Çin toplumu zamanında (M.Ö. yaklaşık 1765-1123 arasında) hayvan kemiklerinin (özellikle kürek kemiğinin) kullanılmasıyla fal bakımı yaygın bir uygulamadır. Eski Yunan’da ve Roma’da fal, yaşamın hemen hemen her alanında kullanılacak kadar yaygınlaşmıştır.
Kâhin adı verilen kişiler, kuşların davranışlarını gözlemleyerek, hayvanların organlarına ya da yıldızlara bakarak gelecek hakkında anlamlar çıkarmışlardır.
Türk toplumunda ise Müslüman olmadan önceki dönemlerde fal, Şamanizm inanışıyla özdeşleşmekte, hayvan kemiği, ok ve yay ile fala bakılmaktaydı.
Süreç içinde ise falda kullanılan yöntem ve araçlara bağlı olarak yıldız falı, iskambil ve tarot falı, su falı…gibi değişik fal türleri ortaya çıkmıştır.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.