Yeşilin Kızı Anne Kitabı

Merhaba sevgili kitapseverler, Bu yazımızda “Yeşilin Kızı Anne” serisinin ilk kitabını inceleyeceğiz.

LUCY MAUD MONTGOMERY

Lucy Maud Montgomery (30 Kasım 1874 – 24 Nisan 1942), bir Kanadalı yazardır. 1908’de yayımlanan dizinin ilk kitabı Yeşilin Kızı Anne ile tanındı. Yeşilin Kızı Anne  onun için ani bir başarıydı. Kitabın ana karakteri yetim bir kız olan Anne, Montgomery’yi yaşamı boyuncu ünlü yaptı ve dünyaya tanıttı. İlk romanın ana karakteri Anne ile bir seri oluşturdu. Montgomery, 20 romanın yanı sıra 500 kısa öykü ve şiir yayımlamaya devam etti.

KİTAP İNCELEMESİ

Matthew ve Marilla Cuthbert “Green Gables’te” kendilerine yardımcı olması için bir oğlan çocuğu evlat edinmeye karar verirler. Bazı aksilikler bu iki kardeşin Anne Shirley ile yollarını kesiştirir. Anne hayal gücü ile yaşayan, duygularını en uç noktada yaşayan çilli, çok zayıf ve saçları kızıl bir kızdır. Dış görünüşü onu çok rahatsız etmektedir. Ama o hayalleri sayesinde çok kısa bir süre de olsa bundan uzaklaşabilmektedir. Avonlea kasabası ilk başlarda Anne’ye ön yargılı davranmıştı ama onu tanıyan herkes onu sevmeye ve fikirlerine saygı duymaya başladı. Kitabın başından sonuna kadar en çok konuşan kişi Anne. Ve bazen yaşına uygun büyük kelimeler kullanıyor. Ona göre büyük fikirleri olan insanlar kendilerini ifade etmek için büyük kelimeler kullanmalı. Anne geçtiği her yere farklı gözle bakabilen birisi. Bazen kendi hayatımızda memnun olmadığımız şeyler olduğunda nasıl hissediyoruz? Anne bunları hayal gücü ile değiştirebiliyor. Ama bence bazen bu çok daha kötü sonuçlar doğurabilir. Gerçek hayatı hayal dünyasına çok fazla kaptırmak gerçekleşmeyen hayallerimiz karşısında bizi daha fazla üzebilir. Belki de bu yüzden fazlaca hata yapmamıza da sebep olabilir. Kitabı okurken Anne’nin umudu sardı ruhumu. Başına ne gelirse gelsin Güneş’in doğduğunu görmesi onu mutlu kılmaya yetiyor.

Anne’nin en yakın arkadaşı ile maceraları insanı gülümsetiyor ve birini kendine dost edinmenin, beraber ağlayıp beraber gülmenin ne kadar da güzel duygular olduğunu hatırlatıyor. Eğer siz de  arkadaşlığı, merhameti, iyiliği, birbirine yardım edebilmeyi, paylaşabilmeyi özlediyseniz bu kitabı temin edebilirsiniz. Okurken bazen gülüp, bazen üzüldüğünüz noktalar olacak. Unutmayın bu hayatta başınıza ne gelirse gelsin Güneş doğuyorsa hala umut var demektir. Umudunuzu ve hayallerinizi kaybetmeyin. Serinin diğer kitaplarında görüşmek üzere. Kitaptan beğendiğim alıntıları da aşağıya bırakıyorum. Keyifli okumalar.

  “Bir şeyleri hayal etmenin en kötü yanı hayal etmeyi bırakmak zorunda olmaktır ve bu insanın canını çok yakar.”

  “Benim hayatım gömülü umutlarla dolu bir mezarlık.”

LEYLA AÇIKGÖZ

Anne with an E dizi incelemesi yazımızı okumak için tıklayınız.

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.