TARİHÇESİ
Kanadalı yazar olan, Lucy Maud Montgomery tarafından 1908 yılında kaleme alınan serinin ilk kitabı “Yeşilin Kızı Anne” adından başarıyla söz ettirmiştir. Zaman içerisinde oluşturmuş olduğu etkiyle Anne’nin hikayesi Beyaz Perdeye ve Televizyona yansımıştır.
1919 yılında sessiz sinemaya uyarlanmış akabinde ise bu uyarlamalar devam etmiştir. Günümüze kadar yıllarca farklı farklı uyarlamalar ile yaklaşık olarak 12-13 adet yapıt ortaya çıkmıştır. Bu yapıtlardan örnek vermek gerekirse bunlar;
1985 senesinde yayınlanan TV mini serisi olan “Anne of Green Gables” tır. Aynı adı taşıyan bir çok film ve dizininde yıllar içerisinde çekildiğini biliyoruz. 2016 yılında sinemaya uyarlanan belirttiğimiz üzere aynı adı taşıyan film yakın dönemler içerisindeki örnekler arasında gösterilebilir. Bahsetmek istediğim bir diğer konu ise bu serinin çok yaygın bir etkiye sahip oluşudur ki deniz aşırı bir ülke olan Japonya’da bile 1979 yılında “Akage No An: Green Gables e no micchi” adında bir anime serisi olarak uyarlaması yapılmıştır.
Son olarak size Netflix tarafından 2017-2019 yılları arasında uyarlanmış ve büyük bir kitleye hitap etmiş oldukça başarılı bir yol çizmiş olan “Anne with an E” ‘den bahsedelim.
Anne with an E
“Eğer bana Anne diyecekseniz lütfen sonundaki “E” yi unutmayın.”
Anne Shirly-Cuthbert
Herkesin bildiği klişelere girmeli miyim tam kestirememekle beraber aklıma gelen kavramlar ile size Anne’in yaşadığı gerçekliklerden bahsemek istiyorum. Kadın-Erkek eşitliği, Irkçılık, Yenilikçilik… Aslında yaşanılan dönem 1896 olmasına rağmen hala devam eden günümüz sorunları ile bağdaştıramadan edemiyorum. Gel gelelim Anne kim sorusuna?
Anne Shirley, doğduktan sonra ailesinin ölümü üzerine yetimhaneye verilen bir kız çocuğuyken verildiği ailelerin yanında yaşadığı zorluklar bunun yanında farklı kişiliği ( çok konuşkan ve hayalperest) ve kızıl saçları nedeniyle yetimhanede zorbalığa uğramış bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ilk etapta. Onun en büyük özelliği hayal dünyası tabi bunu destekleyen de bir kitapkurdu olması. Öyle ki sürekli Jane Eyre’den alıntılar yaptığını görüyoruz kitaplara ve içerisindeki yaşantılara tutunmuş. Derin detaylara girmiyorum çünkü izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum ince detayları siz yakalayın . Marilla ve Matthew Cuthbert kardeşler hiç evlenmemiş ve çiftçilik ile uğraşan yaşlarını alan bireyler olup bu durum neticisinde yetimhaneden erkek bir çocuk evlat edinmeyi düşünürler ve başvururlar. Böylece Anne’in Green Gables’a olan yolcuğu başlar. Kız çocuğu istemeyen Cuthbertların Anne’e olan tepkisi nasıl oldu dersiniz? Nitekim Anne bir şekilde de olsa kendini onlara kabullendirmeyi başardı. Zaman içerisinde öyle zorluklara göğüs gerdi ki hayret ettirdi. Nasıl katlanmış bunca zorluklara demeden kendimi alamaz oldum. İlk başlarda herkesin önyargı ile yaklaştığı bu kız kasabayı değiştiren enerjisi ve yardımseverliği ile ortalıkta koşuşturan Anne oldu. Anne’in bı serüveninde dostluk, sadakat, kadın olmak, insan ilişkileri ve nice önemli detaya deyindiğini görüyoruz. İnsan olabilmenin kalabilmenin önemini …
” Dünyanın sana ne sunduğu değil, senin dünyaya ne kattığın önemli” sözü geçiyor bir bölümde. İsteyene ders niteliğinde.
Gelelim diğer beni etkileyen olaylara ve karakterlere. Bu yazıdaki amacım kesinlikle diziyi motomot karakter olarak anlatmak değil. Amacım tamamen önemli noktalarda durup düşünülmesini sağlamak. Sıralama olarak başlayalım.
-
Farklılıklar ne yazık ki kabullenilmiyor. Anne kızıl saçlarından ve açık sözlü oluşundan çok çekti, Cole ise bebeksi yüzü ve feminen kişiliği yüzünden…
-
Evlenmemiş bir kadınsan sürekli evli olanların ağzında kız kurusu olarak adının kullanılmasına mahkumsun Ah Marilla…
-
Ten rengi, siyahi insanların hala büyük zorluklara göğüs gerdiği günümüz ile o dönem arasında çokta bir fark göremiyor oluşum. Sebastian’ın yaşadıkları ve annesinin tutumu bu da beni yaralayan bir diğer gerçek.
-
Yine günümüzde de devam eden ne yazık ki sadece kız çocuklarının, kadınların isimlerinin lekelenmesi ( lekelenmesi ne demek ise)
-
İnsanların yönelimleri,inanışları ve düşüncelerini özgürce ifade ederken yargılanmaları
-
Bir de yine yenilikçi bir öğretmensen(Miss stacy) ve üzerine kadınsan çekeceğin çok ama sonuç tatlıya bağlandı en azından.
Anne ve arkadaşları bu yenilikçi öğretmenlerini tabiri caizse ipten kurtarmak için neler yaptılar bir bilseniz orası bizde kalsın siz söyledikleri söze odaklanın.
“ANLATIRSAN UNUTURUM
ÖĞRETİRSEN HATIRLARIM
BENİ DAHİL EDERSEN ÖĞRENİRİM”
Anlatacak çok detay var aslında o nedenle siz izleyin, okuyun… Kısacası bir genç kızın hayatta kalış hikayesi.
Diğer İnceleme yazılarımız için tıklayınız.
[…] Diğer dizi incelemelerimizden birisi olan Anne with an E’yi okumak için tıklayınız… […]