Beni, Kirke: Ozanlar benden – erkek- kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyici domuza çevirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, baba evini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikaye olmazmış gibi.
Bir Madeline Miller Kitabı “Ben, Kirke”
Ozanlar benden – erkek- kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyici domuza çevirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, baba evini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikaye olmazmış gibi.
Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz. Cadılık illa nefret, kıskançlık yada başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.
Ben Helios’un kızı Aiaie cadısı Kirke. Hayatı boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağımdan hiç kuşkum yoktu. Çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün artık bu dünyaya doyamayacağım diye düşündüm.
Bunun üzerine denizin derinliklerinde kadim bir tanrı seslendi : öyleyse çocuğum başka bir dünya yap.
Nereden başlasam bilemiyorum. Kitaba başlarken tereddüt de kalsamda, çok sevdiğim bir kitap oldu. Mitolojik bir hikaye içerisinde tanrılar, büyüler, güçler ve en başrol olan duygu aşk vardı. Ben, Kirke derken şuan içim sızlıyor. Aşk nelere kadir demekten kendimi alamıyorum. Tanrı bile olsanız gözlerinizi kör edebiliyor. En acısı şu sanırım tanrı bile olsanız terk edilebilir, başka birine tercih edilebilirsiniz. Kadın olarak o kadar haklı bir yakarışı vardı ki öylesine haklı buldum ki, içimden az bile yapmış dedim açıkçası.
Kirke, aşkın kendisine vermiş olduğu yolu seçmiş, hüznün, acının içinde yaşamış. Gerçek aşkı bulmak, güzel olmak, güçlü olmak. Bu mücadelelere göğüs germiş, kendi gücünü, yapabileceklerinin farkına varmış.
Olaylar, zaman akıp giderken ölümsüzlük Kirke’ye verilen ceza mı yoksa güzel gelecek için bir başlangıç mı? İtilip, kakılan bir tanrı, sevilmeyen hor görülen bir tanrı Kirke. Artık gücünün farkına varan Kirke, asla gücünü hafife alınmaması gereken bir tanrı. Çünkü aşk her şeyi yaptırır. Başka dünyalar kurdurur. Okumaktan zevk alacağınız, sizi kendisine bağlayacak bir eser. Aklınızdan bir süre çıkaramayacaksınız. O zaman “Ben, Kirke Aiaie cadısı ben ilk büyümü aşktan yaptım. ” diyerek yorumu tamamlayalım. Şimdiden iyi okumalar.
Tanrılar ve Tanrıçalar 2: Kirke (Büyücü Tanrıça)
Diğer inceleme yazılarımızı okumak için tıklayınız.