Mısır’da Gize Piramitleri’nden sonra en fazla ziyaret edilen yapı olan Karnak Tapınağı yazımız sizlerle.
Karnak Tapınağı
Karnak Tapınağı, Mısır‘ın Luksor şehrine 2,5 km mesafede yer alır. Burayı bu kadar önemli kılan şey ‘antik dünyanın’ en büyük dini yapısı olması. 800 metre uzunluğunda, 1,5 km genişliğindeki tapınak kompleksi içinde bir köy, bir müze, bir de açık hava tiyatrosu barındırmaktadır. Ayrıca tapınakta 8000 adak taşı, 450 heykel ve 10 sfenks, ile birlikte, yükseklikleri 10 ila 21 metre arasında değişen toplam 134 sütun yer almaktadır. Her biri yaklaşık 100 tona ulaşan bu sütunların buraya nasıl getirildiği ve dikildiği ise yapının en ilgi çeken bölümlerindendir.
Karnak Tapınağı dört ana bölümden oluşmaktadır, bugün ise sadece en büyük bölümü olan Amun-Ra bölgesi halka açıktır. Diğer 3 bölüm Mut, Montu ve 4. Amenhotep Tapınağı halka kapalıdır. Şu an bu bölümlerde ise restore ve kazı çalışmaları devam etmektedir. Tapınağı özel kılan bir diğeri husus ise inşası yaklaşık 2000 yıl sürmesi. Bunun nedeni de tahta çıkan her firavunun yaptığı eklemelerden daha fazlasını yaparak kendinden bir şeyler katması. Bu yüzden Karnak, bitmemiş tapınak olarak da bilinmektedir.
Yapının inşasına gelecek olursak burada yer alan sütunların tümü 161 km uzaklıktaki Gebel Silsila adındaki dağ zincirinden Nil Nehri üzerinden getirilmiştir. Sütunların en düşük ağırlıkları tahmini olarak 70 tondur ve bu kadar sık şekilde nasıl dikildikleri merak konusudur.
En mantıklı açıklama kaldıraç kullanılarak dikilmiş olmalarıdır. Ancak bu kadar sık şekilde ve oldukça yüksek olarak inşa edilen bu sütunlar için müthiş bir denge sağlanması gerekiyordu. Taşların hareketi için en yaygın teori ise rampa ve ray sistemlerinin kullanılmış olmasıdır. Ancak tapınakta en ağır taşlar sütunlar değil, dikilitaşlar. Daha önceden bu tapınakta 20’den fazla dikilitaş olsa da günümüze yalnızca 3 tanesi ulaşabilmiştir. Bunlar arasında en büyükleri ise 330 ton ağırlığında ve 29 metre uzunluğunda olan Hatshepsut dikilitaşıdır.
Bu dikilitaşlar 240 km öteden, Aswan şehrindeki taş ocağından getirilmiştir. Dikilitaşlar yekpare halinde kesilen ve işlenen taşlardır. Bu taşlar kesildikten sonra ise bir mavnaya yerleştirilerek tekne yardımıyla çekiliyordu, nehrin akıntı yönüyse Mısırlılar için bir avantajdı.
İşin en zor kısmı ise bu taşların dikilmesi. 330 ton ağırlığındaki bir taş nasıl dikey hale getirilebilir? Mısırlıların bunların papirüslere yazmaması bizleri hep soru işaretleri ile başbaşa bırakmıştır. Uzaylılar diyip geçelim mi? Yok yok, yine en mantıklı teori rampa teorisi.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.