İkinci Dünya Savaşı ve Film Dünyası
İkinci Dünya Savaşı, 1939-1945 yılları arasında geçmiş ve her savaş gibi çok can almıştır. Kayıpların 50-80 milyon arası olduğu düşünülmektedir. Film sektörü de insanlığın ortak acısı olan bu savaş üzerine yapımlar ortaya koymuştur. Nitekim bu yapımlardan bazıları kült yapımlar arasına isimlerini yazdırmıştır. İki bölüm olarak yayınlayacağımız yazımızın bu bölümünde, bu filmlerden bir kısmını inceleyeceğiz.
The Pianist (Piyanist)
Yıl: 2002 / IMDb: 8,5 / Yönetmen: Roman Polanski
Bu film, 1930’lu yıllarda Polonya Radyosu’nda piyanistlik yapan Wladyslaw Szpilman’ın hayat hikâyesini anlatmaktadır. Bir Polonya Yahudisi olan Szpilman, barış zamanında saygın bir piyanisttir. Ancak işler Almanya’nın 1939 sonbaharında Polonya’yı işgal etmesiyle tersine döner. Film bu noktadan sonra Almanların, Polonya Yahudilerine karşı işlediği savaş ve insanlık suçlarını ele alır. Filmin ana konusu ise Almanların sistematik soykırımına karşı hayat mücadelesi veren Szpilman’ın kendisidir. Film, savaş öncesinde saygın bir sanatçının savaş sırasında hayatının nasıl tam tersine döndüğünü gösteriyor.
Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi)
Yıl: 2009 / IMDb: 8,3 / Yönetmen: Quentin Tarantino
Soysuzlar Çetesi, yapı itibarıyla İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen bir film olarak karşımıza çıkıyor. Ancak film, ütopik bir senaryo ile hazırlanmış. Hitler’i öldürmekle görevlendirilen bir Amerikan özel timini ele alan bu film, güzel bir kurgu ile İkinci Dünya Savaşı atmosferine oturtulmuş. Filmin ana teması Hitler’i öldürmek üzerine kurulmuş. Zira Hitler’i öldürmek için uğraşan yalnızca Soysuzlar Çetesi değil, aynı zamanda intikam arayan Fransız Yahudisi bir genç kız. Filmin akışı içinde her iki taraf da birbirinden habersiz tek bir noktada buluşuyorlar.
T-34
Yıl: 2019 / IMDb: 6,7 / Yönetmen: Aleksei Sidorov
T-34, Sovyetlerin Almanlara karşı üstünlük sağlamasında en etkin silâhlardan biriydi. Bu film ise Almanların ele geçirdiği bir T-34 tankı ve bir tank mürettebatını konu alıyor. Almanlar, T-34’ün nasıl etkili olduğunu ve çok sayıda Alman tankını yok eden mürettebatı inceliyor. Onları kendi askerlerini eğitmeleri için görevlendiriyorlar. Sovyet mürettebat ise bunu önce mecburiyetten kabul etseler de sonra bunun üzerine kaçış planları hazırlıyorlar. Ele geçirilmiş ancak kullanılmaz hâlde bulunan tankın temizlik ve onarım sürecinde yalnızca bu mürettebat bulunuyor. Bu film esir düşen Sovyet tank mürettebatının Almanların elinden Çekoslovakya’ya kaçış macerasını işlemekte.
La Vita e Bella (Hayat Güzeldir)
Yıl: 1997 / IMDb:8,6 / Yönetmen: Roberto Benigni
Bu film, Nazi Almanyası’nın en yakın müttefiki olan Mussolini İtalyası’nda yaşayan bir Yahudi ailesini konu alıyor. Hikâye ana karakter olan Yahudi kökenli Guido’yu ele alıyor. Onun bir İtalyan kadına aşık olması, onunla evlenmesi ve bir çocuklarının olması hikâyenin ana iskeletini oluşturuyor. Film akışında faşistlerin giderek katılaşan tutumları da işlenmekte. Filmin en önemli kısmını ise Guido’nun küçük oğlu ile birlikte toplama kampına gönderildiği bölüm oluşturuyor. Guido’nun küçük oğluna kampı bir yarışma olarak tanıtması ve onu bu şekilde koruması filmin ana temasını oluşturuyor.
Enemy at The Gates (Kapıdaki Düşman)
Yıl: 2001 / IMDb: 7,6 / Yönetmen: Jean-Jaques Annaud
Bu film, David L. Robbins’in “War of The Rats (Farelerin Savaşı)” adlı eserinden esinlenmiştir. Film, Alman işgali altındaki Stalingrad şehrinin direnişini ele almakta. Filmin ana konusu ise bu direnişin içinde yer alan bir keskin nişancının yaşadıkları. Vasili Zaytsev adlı bu keskin nişancının başarısı dilden dile yayılıyor, onun adına afişler dağıtılarak Sovyet askerlerine moral veriliyor. Bir savaş kahramanı olan Zaytsev’in film içerisinde Alman keskin nişancıları ile girdiği mücadeleler de işlenmiştir.
Schindler’s List (Schindler’in Listesi)
Yıl: 1993 / IMDb: 8,9 / Yönetmen: Steven Spielberg
Thomas Keneally’nin aynı adlı eserinden uyarlama olan bu film gerçek olaylara dayanmaktadır. Bir Nazi Partisi üyesi olan, Fabrikatör Oscar Schindler’in Yahudileri korumak için fabrikasına işçi olarak almasını anlatır. Öyle ki Oscar Schindler, Binden fazla Yahudi’yi bu yöntemle soykırımdan korumuştur. Filmde Schindler’in Nazilerle verdiği mücadele de göze çarpmakta. Kendisi de bir Nazi Partisi üyesi olmasına karşın, hükûmetin politikalarına karşı gelemeyecek konumda idi. Zira bunu yapmış olsa kendisi de tıpkı diğer hükûmet karşıtları ve Yahudiler gibi toplama kamplarına gönderilirdi. Bundan dolayı Oscar Schindler, elindeki yetkiyi aşmadan, Yahudileri korumanın bir yolunu bulmuştur. Bu filmin ana teması da bu koruma çabasıdır.
Diğer İnceleme Yazılarımız İçin Tıklayınız.