BÜYÜLEYİCİ TARİHİYLE NEMRUT DAĞI

Mısır piramitlerini dahi ihtişamıyla gölgede bırakabilecek bir tarihi hazine olan Nemrut Dağı heykellerinden bahsedelim.

BÜYÜLEYİCİ TARİHİYLE NEMRUT DAĞI

Nemrut dağı

Mısır piramitlerini dahi ihtişamıyla gölgede bırakabilecek bir tarihi hazine olan Nemrut Dağı heykellerinden bahsedelim.

Yabancı arkeologlar tarafından Nemrut Dağı’nın tepesinde devasa heykellere ve farklı yazılara rastlanıldı. Gördükleri karısında şaşıran arkeologlar araştırmaya başladıkça bu yapıların Mısır piramitlerinden daha gizemli ve karmaşık olduğunu gördüler.

Bölgede 10 m uzunluğunda başsız heykeller ve bunların yanında da özenle dizilmiş diğer heykel kafaları bulunmaktaydı. Bundan daha garibi ve etkileyici olanı ise kralın mezarına gittiği düşünülen sonu görünmeyen tünellerin varlığıydı.

Bu gizemli yapı MÖ. 62 yılında Kommagene Krallığı’nın Kralı I. Antiochos tarafından kendi mezarı olarak yaptırıldı. Bu kralın soyunun Büyük İskender’den geldiği  ve hatta Kuran’da adı geçen Kral Nemrut’a kadar dayandığı söylenmektedir.  Ölümsüzlüğü amaçlayan kralın bu mezarı yaptırmasının sebebine gelecek olursak, tabii ki sonsuz olan hayatına burada devam etmekti.

nemrut dağı

Araştırmacılara göre kralın mezarı tünelin sonuna yerleştirilmişti. Mısır kral mezarları zahmetli çalışmalara rağmen bulunsa da burası esrarını hala korumaktaydı. Birçok arkeolog, araştırmacı ve dahi hırsızların çalışmalarına rağmen bulunamadı. Bunun sebebi ise rivayete göre kralın yanı başında değerli sırlar taşımasıydı.

Nemrut Dağı’nın en büyük gizemi sonu belli olmayan tünellerin varlığıydı ve birçok kişinin burada hayatının kaybettiği, geri dönemediği bilinmekteydi. Bu sebeptendir ki bölge halkı 1900’lü yılların başına kadar buranın lanetli olduğunu düşünerek hiç çıkmayı denemediler.

Gölgesinde dinlenmek için tek bir ağaç olmayan, gündüz sıcaklık ortalaması 45 dereceyi bulan, gece de bir o kadar soğuk olan bu yerin bu kadar zorluğuna rağmen bu yapıların buraya nasıl geldiği merak konusuydu açıkçası.

Heykellerden biri olan Aslan heykelinin üzerindeki yazı Hitit sanatına göre tasvir edilmişti. İşin garibi de o ya, Hitiler bu krallıktan binlerce yıl önce tarih sahnesinden bir anda kaybolmuştu. Bu parçalar birleştirilince esrarengiz bir şekilde kaybolan Hitit Krallığı’nın Nemrut Dağı’nın yeraltına yerleştiği düşünüldü.

nemrut dağı

Tarih kayıtlarına bakıldığında bir diğer enteresan olay ise; oldukça dar bir sınırda hakimiyet süren Kommagene Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’nu bir savaşta hezimete uğratmasıydı. Romalı generaller burayı alacaklarına çok eminken -yeraltından geldiğini düşündükleri- binlerce askerin gelmesiyle mağlup oldular.

Diğer heykellere bakıldığında ise bir kartal ve aslan başı yer almaktaydı. Bunlar gökyüzünün ve yeryüzünün hakimiyeti anlamına gelmekteydi. Bir de ter yılan başı heykeli bulunmaktaydı bu ise yeraltı hükümranlığına işaret etmekteydi.

Günümüzde birçok turiste ev sahipliği yapan Nemrut Dağı’na Türkiye’nin Fuji’si de diyebiliriz. Ziyarete gelen birçok kişi bilmese de adım attıkları yerlerin altında gizemli bir tarih ve krallık yatmaktadır.

Kral kendine öyle bir yer seçmişti ki kuşkusuz dünyada güneşin doğuş ve batışının bu kadar güzel izlendiği bir yer yok. Ve eğer imkanınız olursa bu eşsiz manzarayı izlemek, tarihin izlerini görmek için buraya gitmelisiniz.

 

 

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments