Zerdüştlük… Sevgili Gossive okuyucuları, bugün ki yazımızda sizlere İran’ın dini tarihinde oldukça önemli bir yeri olan Zerdüştlüğü kısaca tanıtmaya çalışacağız. İyi okumalar dileriz.
ZERDÜŞT KİMDİR ?
M.Ö. 6. Yüzyılda İran coğrafyasında etkili olan Zerdüştlük dini uzun yıllarca bölgede ve çevresinde etkili olmayı başarmıştır. Bunun sebebi ise kısa zamanda artan takipçi sayısıdır. Sasaniler döneminde devletin resmi dini olma statüsüne yükselen Zerdüştlük dini bölgede etkisinin günden güne arttırmıştır. Zerdüştlüğün kurucusu olan Zerdüşt’ün ne zaman yaşadığına dair yapılan araştırmalar çelişkili sonuçlar doğursa da ortak kanı M.Ö. 551-599 yılları arasını işaret etmektedir.
Bazılarına göre monoteist (tek tanrılı) bir inanç sistemi getirdiği için peygamber olarak değerlendirilen Zerdüşt’ün hayatıyla ilgili bilgiler genellikle efsanelere dayanmaktadır. Onun karakteristik özelliklerinden bahseden kaynaklarda; “bilge bir kişilik”, “olgunluğa erişmiş bilgin”, “seçkin bir insan” olarak nitelenmektedir. Zerdüşt’ün mensup olduğu aile ise “Spitamalar” olarak bilinen soylu bir ailedir. Eski İran’ın en büyük peygamberi olan Zerdüşt’ün adı ise kaynaklarda farklılık göstermektedir. Pehlevîcede “Zartuxšt: sarı deve sahibi”; Avestâ’da; “Zaraθuštra”; sözlüklerde ise genellikle: “Zerdhuşt”, “Zerâtuşt”, “Zerdhişt”, “Zerthuşt”, “Zârhuşt”, “Zartuşt” şekilleriyle kaydedilmiştir. Bu sıfatlar arasında en yaygın olanı ise: “Zerduşt” ve “Zertuşt” şeklindedir. Gatalar’da, “Zarathushtra” şeklinde geçen Zerdüşt teriminin hangi sözcüklerden türediği konusunda ise bir çok dil bilimci uzun bir süredir fikir ayrılıklarına düşmektedir.
Zerdüşt’ün ne zaman ve nerede dünyaya geldiğine dair yapılan araştırmalar ne yazık ki kesin bir sonuca varma konusunda yetersizdir. Bu konu üzere çalışmalarda bulunan araştırmacılar henüz bir fikir birliğine varamamıştır. Bunun temel sebeplerine bakacak olursak, kadim kaynakların çok eskilere dayanması ve günümüze ulaşan kısımların zamanın getirdiği tahribat sebebiyle içeriğe ulaşmada zorluklar yaşanması gösterilebilir.
ZERDÜŞTLÜK DİNİNDE İNANIŞLAR VE KUTSALLAR
Dini ibadet ve inanışları ne kadar düalizmi işaret etse de monoteizmin parçalarını içinde barındırması Zerdüştlük dinine önem kazandırmaktadır. Bu konuda ilkler arasında yer alması bakımından Zerdüştlük önemli bir dini inanıştır. Bölgenin Büyük İskender tarafından istilası ve daha sonraki zamanlarda İslam fethine sahne oluşu bu inanış hakkındaki ana kaynaklara zarar vermiş, günümüzde yapılan çalışmalar arasında itilaflara sebebiyet vermiştir. Gerek cennet-cehennem figürüyle olsun gerek iyi ruh ve kötü ruh kavramlarıyla olsun günümüzde var olan dinlerle benzerlik göstermektedir. Dünyanın sonunun geleceği inancı ve bu sonda kurtarıcı bir meleğin varlığı günümüzde de kimi inanç sistemlerinde yer almaktadır.
Ahura Mazda
Zerdüşt, bilge tanrı Ahura Mazda’dan vahiy aldığını söylemiş ve eski İran’ın inanış biçimini yeniden düzenlemeye çalışmıştır. Bu düzenlemenin temelini ise tapınılacak tek tanrı, en yüce tanrı Ahura Mazda oluşturmaktadır. Ahura Mazda, göklerin ve yerin, yani maddî ve manevî dünyaların yaratıcısıdır. Birbirini izleyen karanlıkla aydınlığın kaynağı, evrensel adaletin yaratıcısı, doğanın merkezi, ahlak düzeninin kurucusu ve tüm dünyaların yargıcıdır.
Ahura Mazda(Bilge Tanrı) ismi ilk kez Zerdüşt tarafından kullanılmamıştır. Mazda ismi onun bulunduğu bölge ve zamanda tanınan bir isimdir. Bu isim bir çok kişi tarafından tüm evrenin yaratıcısı ve düzenleyicisi olarak tanınmaktaydı. Bilinen bu isim ise, Hint Aryalarının “Varuna” adıyla taptıkları tanrıdır.
Düalizm
Zerdüştlük dinin inanış temellerinin başında düalizm yani iyilik ve kötülüğün mücadelesi vardır. Yüce tanrı Ahura Mazda’nın yarattığı iyiliklere karşılık olarak kötülüğün temsilcisi Angra Mainyu’nun bir kötülüğü bu iyiliklerle mücadele içerisindedir. İnanışa göre bu iyilik ve götülüğün savaşı asırlarca devam edecektir. İnanışa göre Ahura Mazda’nın gücü eşsizdir fakat sonsuz değildir. Angra Mainyu ve binlerce kötülük cinlerine karşı ona iyilik cinleri ve büyük melekler olarak bilinen Ameshas Spentalar yardım etmektedir. Bu iyi melekler arasında bulunan Sraosha isimli melek ise ruhların öbür dünyaya geçişlerinde yargıçtır.
Toplu Kurban Törenlerinin Kaldırılması
Zerdüşt tarafından geliştirilen dinsel devrimin temel öğelerinden biri, kanlı kurban törenlerini reddetmesidir. Bu davranışın arkasında tüm nedenlerin yanı sıra, hayvancılıktan tarıma geçen bir toplumun ekonomik çıkarları yatmaktadır. Ancak bu düzenleme Zerdüşt tarafından ilahi bir bakış açısıyla yorumlanmış ve aktarılmıştır. Onun sayesinde kanlı kurban törenlerinin kaldırılması, ruhsal bir disiplin ve ruhun yükselme araçlarından birisini oluşturmuştur. Bu tür kurban törenlerinin reddi, tapma eylemine yeni bir bakış açısı getirmiştir; kısacası, tarihte gerçekleşen bir olay, yeni bir dinsel deneyim yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Ayrıca yeni ruhsal değerler kazanılmasına neden olmuştur.
Ölüm Sonrası Hayat
Ahura Mazda’ya göre, ateşi, toprağı ve suyu ölü bir insanın bedeniyle kirletmek günahtır. Yapılması gereken, ölümden sonra cansız bedenin, sessizlik kuleleri olarak isimlendirilen yere bırakılmasıdır. Silindir biçimindeki bu yapılarda köpek ve akbabalara ölü beden yem olmaktadır. Ruha gelince o da o zaman yargılanmaktadır. Ruh dünyadaki yaşamının karşılığı olarak ceza ya da ödül almaktadır. Bu çerçevede ya cehennemin dibine iner, ya göklere, Ahura Mazda’nın yanına çıkar. Orada iyiliğin kötülüğe karşı kazanacağı zafere kadar, tanrısına hizmet eder.
Ateş
Ateş, Işık tanrısı olan yüce varlığı simgelemektedir. Her tapınakta ise bir ateş odası bulunur. Bunun içinde sonsuz bir ateş yanmaktadır. Her kim olursa olsun bu ateşe dokunamaz ve nefesiyle bile kirletemez. Sonsuz ateşin koruyucuları olan rahiplerin dahi ellerinde eldivenler, ağızlarında ise peçe bulunmaktadır. Kutsallara verilen değer ve saygı her daim en üst seviyede kendisini hissettirmiştir.
Avesta
Avesta, bilge tanrı Ahura Mazda’nın İran peygamberi Zerdüşt’e vahiy ettiği kutsal kitaptır. Bu kutsal kitap İran dilleri ve edebiyatlarının en eski ve en önemli eseri arasında bulunmaktadır. Zerdüşt inanırlarının kutsal kitapları Avesta ve ilk yazma nüshaları konusunda bilim adamları ilk bilgilere XVII-XVIII. yüzyıllarda eriştiler. Ancak fazla bilinmeyen bir dilde yazılmış olması nedeniyle kutsal Avesta metninden yararlanma imkanı bulamadılar. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Fransız bilim adamı, ünlü oryantalist Anquetil Du Perron (1731-1805), Hindistan’a yaptığı bilimsel amaçlı bir seyahat sonrasında Avesta araştırmalarını başlattı.
Kaynaklar
Annemarie Schimmel, Sayıların Gizemi.
Nimet Yıldırım, “Zerdüşt’ün Kutsal Kitabı Avesta”, Şarkiyat Dergisi, sayı:18 (Kasım 2011).
Felicien Challaye, Dinler Tarihi.
Mircea Elia, Dinler Tarihine Giriş, Haz. Ergun Kocabıyık.
Huzeyfe Sayım , “Zerdüştilik’de Kozmogoni ve Yaratılış”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt:1, sayı:16, (Haziran 2004).
Mircea Elia, Din ve Fenomenoloji, Haz. Constantin Tacou.
Nimet Yıldırım, “Zerdüşt ve Öğretisi”, Doğu Araştırmaları Dergisi, cilt:3, (Ocak 2009).
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.