TÜRKİYE AYNI ZAMANDA BİR KAFKASYA ÜLKESİ MİDİR?
Kafkasya pek çok etnik halk topluluğunu bir arada barındırırken, pek çok kültüre de ev sahipliği yapan bir coğrafya parçası olarak tarih boyunca insanların ilgisini üzerine çekmiştir.
Kafkasya için Türkiyat araştırmalarına ağırlık verilmesi, son dönemlerde Kafkasya’da ortaya çıkan etno-politik sorunların çözümü için de gereklidir. Rusya Devlet İstatistik Komitesi (Goskomstat)’nin verilerine göre Rusya’da 37 ayrı Türk topluluğu bulunmaktadır. Bu topluluklardan 11 tanesinin asli vatanı Rusya değildir. Yani Orta Asya, Kafkasya, Kırım gibi bugünkü Rusya’nın dışında kalan bölgelerdir.
Göçmen olarak niteleyebileceğimiz bu topluluklar dışındaki 26 ayrı Türk topluluğunun Rusya içinde kendilerine ait bir bölgesi bulunmaktadır. adlarının etimolojisi, tarih sahnesine çıkarları ve halen bulundukları Türk coğrafyaları hakkında bilgi verilip, halk kültürleri üzerinde durulmuş ve daha ziyade halk inançları karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılmıştır.
Türkiye içinde bulunduğu jeopolitik ve jeostratejik konum dolayısıyla tüm dünyanın dikkatini çeken bir ülkedir. Asya ve Avrupa kıtaları arasında bir köprüdür, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan boğazlara sahiptir, Orta Asya, Ortadoğu ve Kafkasya’daki doğal enerji kaynaklarının kesiştiği bir noktadadır.
Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu, günümüzde ise Türkiye Cumhuriyeti bu kritik konumu nedeniyle çeşitli ülkelerin ilgi alanı olmuş, plan ve entrikaların hedefi haline gelmiştir. Türkiye üzerindeki planlarını uygulamak isteyen ülkeler, bu hedeflerine ulaşmak için türlü yollara başvurmuşlardır.
Kafkaslar Türkiye’nin bitişik komşusudur. Türkiye bir kısmı ile Kafkas ülkesidir. Kafkasya’daki her değişiklik istemesek de bizi etkiler. Bu sebeplerle Kafkasya; Balkanlar ve Süveyş-Basra Körfezi hattına kadar olan Orta Doğu alanı gibi Türkiye’nin jeostratejik ufku stratejik ilgi alanı içerisindedir.
Kafkasya iki yanı deniz olan bir ″kara boğazı″ (geçit) özelliğindedir.
Asya ve Avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan Türkiye, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan boğazları, Orta Asya
Kafkasya ve Ortadoğu’daki doğal enerji kaynaklarının kesiştiği noktadaki jeopolitik konumuyla bütün dünyanın dikkatini çekmektedir. Türk topraklarının bir kısmı (Aras ve Çoruh nehirlerinin kuzey doğusu) Kafkasya hudutlarının dahilinde bulunuyor.
Bu durum Türkiye’yi aynı zamanda bir Kafkasya ülkesi yapar mı?
Evet.
Nasıl ki Trakya sebebiyle Türkiye bir Balkan ülkesi sayılıyorsa; Kafkas sınırları içerisinde kalan topraklarımız sebebiyle de Türkiye bir Kafkasya ülkesidir. Bu nedenle Kafkasya ile ilgili bir inceleme yapılırken bölgenin geniş hinterlandı göz önünde bulundurulmalıdır.
Tarih boyunca Kafkasya üzerinde büyük devletler arasındaki hakimiyet mücadelesinin hiç eksilmediğini görüyoruz, ilkçağlarda Romalıların, Perslerin İskitlerin yaptıkları mücadeleyi ortaçağlarda Bizanslılar, Sasaniler ve Hazarlar sürdürmüştü.
Daha sonra bu mücadelelere İslâm devletleri de katıldı. Gerek Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun gerekse Moğolların hakimiyetleri Kafkasya üzerinde en fazla tesir yapan siyasi faaliyetlerdir.
Selçuklular ilk defa Sultan Alparslan’ın 1064’teki ilk batı seferi sırasında, Anadolu’yu fethe başladılar.
O yıl Bizanslılardan şimdiki Iğdır, Tuzluca, Digor, Arpaçay, Kağızman, Sarıkamış ve Kars bölgelerini, Bizans’ın müttefiki olan Ortodoks Akpaz-Gürcü Kırallığından (merkezleri Kutayıs idi) Çıldır Gölü çevresi ve Akhalkalak / Ahılkelek kesimi, merkezi Borçalı Çayı solunda Loru olan Gregoryen Bagratlılardan da eski Gugaret’in doğu kesimi sayılan Loru ve Şamşolde bölgeleri fethedilerek, bugünkü Türkiye’nin temelleri bu topraklarda kurulmuştu.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.