
Arapça ezanı yasaklayan kanun, zannedildiği gibi Atatürk zamanında değil, Refik Saydam’ın başbakanlığı ve İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı zamanında çıkarılmıştı.
Türkçe Ezan Hakkında Bilinmeyenler
19. yüzyılda zor dönemlerden geçen Osmanlı da Osmanlıcılık, Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık gibi çeşitli akımlar ortaya çıkmıştı. Türkçülük ise bu akımlardan en sevilen görüşüydü. Halk ve devlet adamları arasında Türkçülük yaygınlaşıyor ve tesiri artıyordu. Osmanlı döneminde ise hiç olmadığı kadar Türk kelimesi ön plana çıkıyordu. Türk diline verilen önem arttığı için bu konuda çalışmalar devam etmekteydi.
Sultan Abdülaziz devrinde ise ezanın ve hutbenin Türkçe okunması gerektiği savunanlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu savunucular da ön plana çıkan isim ali Suavi idi. Ali Suavi ulum gazetesinde Lisan ve Hatt-ı Türki başlıklı yazısında namazın Türkçe kılınacağını iddia etmiş. Ali Suavi bunun yanında ezanın ve hutbenin de Türkçe okunmasını savunuyordu. Hatta bu dönemde Ali Suavi’nin Türkçe hutbe okuduğuna dair bilgilerde bulunmakta.
Osmanlı zamanında Türkçe ezan dair başka örnek ise İgnac kunos’tur. İgnac kunos Macar bir Türkologdur. 1885 yılında Osmanlı topraklarını gezip görmüştür. İgnac Kunos 1926 yılında İstanbul üniversitesinde verdiği bir konferansta şöyle diyor;
“Gel Şehzadebaşı’ndakı sakin kahveler. Direkler arasındaki kıraathaneler… Biri söylerse öbürü dinler. Akşam da oldu ikindi, mumlar şamdanlara dikildi. Şerefeye çıkmış müezzinler, Kıble tarafına dönüp ellerini yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya başladılar: Yoktur tapacak, Çalabdır ancak”
İgnac Kunos’un bu anlattıklarına göre o tarihte Türkçe ezan dinlediği anlaşılıyor. Türkçe ezanın destekçileri bir hayli fazlaydı. Onlara göre ezanın Türkçe okunması dini açıdan bir olumsuzluk taşımıyordu.
Namaza gel söyleminin Arapça yerine Türkçe olması onlara göre daha mantıklıydı. Hatta Atatürk’ün fikir babam dediği Ziya Gökalp Vatan adlı şiirinde Türkçe ezan konusunda şöyle değinmiştir;
Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar manasını namazdaki duanın…
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur’ân okunur,
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hudâ’nın…
Ey Türkoğlu, işte senin orasıdır vatanın!
Türkçeye Çevrildi
Uzun yıllar geçti.. Osmanlının son dönemlerindeki Türk dili etkisi Türkiye cumhuriyetinde de yer alıyordu. Atatürk ve arkadaşları millileşme yolunda önemli adımlar atıyordu. Türk dilinin tüm millete hakim olması ve milletin ezanı daha iyi anlayabilmesi için ilk adımlar atıldı.
1931 senesinin aralık ayında Atatürk ünde bulunduğu toplantı da ezanın çeviri işlemleri tamamlandı. Toplantıda 9 hafız bulunuyordu. 30 Ocak 1932 de ise Türkçe ezan hafız yaşar tarafından ilk kez resmi olarak okundu ama Atatürk döneminde Arapça ezan resmi olarak yasaklanmadı. Atatürk döneminde sadece Türkçe ezanın okunması genelgesi vardı. Fakat Türk ceza kanuna madde eklenmesi 1941 de oldu. Türkiye de Arapça ezanın yasaklanması resmi olarak 1941 de Atatürk hayatta yokken oldu.
Türkçe ezan meselesinin din adamlarında ve halktan da destek yağıyordu. Bu meseleye karşı çıkanların sesi biraz daha cılız kalmaktaydı. Türkçe ezan 18 yıl okunduktan sonra ise sona erdi. Fakat Arapça okunma zorunluluğu hala yoktur. Sadece Türkçe okunma zorunluluğu kaldırılmıştır.
Adnan Menderes hükümeti DP Genel Başkanı olduktan bir hafta sonra Arapça ezan yasağını kaldırmıştı (16 Haziran 1950).Halk ,Adnan Menderes idam edildiğinde ezan yüzünden asıldığına inandı ve onu “Ezan Şehidi” diye hayırla andı.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.