Azerbaycan’ın güneybatısında. Küçük Kafkas Dağları’nın yüksek kesimlerinden alçak kesimlerine uzanan, Kura ve Aras Irmakları arasında yer alan tarihî bölge Karabağ. Bölge bugün ki Azerbaycan ile Dağıstan’ın güneyini kapsayan eski bir krallık olan Albenia devletinin 26 kavminden biriydi. Fakat bir ayrıntı var ki bu 26 kavimden biri bile Ermenistan ile alakalı değildir. Hatta Karabağ’a yerleşen ilk kavmin Sakalar olduğu tahmin edilmektedir. Ermeni tarihçesinde ise Karabağ “Arstak” adıyla geçmektedir ve tarih boyunca kendilerine ait olduklarını düşünmektedirler. Fakat Karabağ ve Arstak ismi Türkçe kökenlidir.
TRAJİKOMİK ERMENİSTAN
Tarih boyunca sallanışlı olsa bile genellikle Türklerden izler taşıyan Karabağ genel olarak İran Rusya ve Osmanlı’nın tek gözünün üstünde olduğu Kafkasların önemli bir bölgesidir.1922 yılında Azerbaycan ve Ermenistan’ın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler birliğine katıldı. Bu bir geçici duraklama dönemiydi ve Moskova’nın kararıyla Dağlık Karabağ Azerbaycan’a bağlı özerk bir bölge konumuna geldi. Doğru ve adil bir karardı fakat kendilerine büyük hayaller biçmiş Ermenistan bu kararı hiçbir zaman kabul edemedi.
Sene 1980 Sovyetler Birliği dağılmaya başladı. Moskova’nın hükmü yavaş yavaş azalmaya başlayınca zamanında tam sonuca bağlanmamış her problem gibi Karabağ problemi de yeniden baş gösterdi.
Artık kendilerini özgür hisseden Karabağ’daki Ermeni gruplar Moskova’nın Türk halkını memnun etmek için Karabağ’ı onlara verdiği fikrini ortaya atıldı. Hala içlerindeki Karabağ hayallerinin bitmediğini gösteren Ermeni halkı günümüzde devam eden Ermenistan-Azerbaycan savaşının temellerini güçlendiriyordu.
1987 yılında artık Moskova hükümetinin etkisi çoğunlukla bitmesi üzerine Ermeniler Bakü yönetiminden ayrılmayı talep etti ve protestoları başlattı.
Ve bugünkü çatışmaların zemini hazırlayan Çardaklı Köyü saldırısını gerçekleştirdiler. Şubat 1988 de somut adım atmaya başlayan Ermeniler vekiller aracılığıyla Dağlık Karabağ’ın yüzde 70’lik kesimini Ermeniler oluşturduğunu gerekçe ederek Karabağ’ın Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler birliğine bağlanmasını teklif etti. Fakat Bakü’den Moskova desteği ile red cevabı geldi. Bu sırada yaşanan çatışmalarda iki tarafında da kayıplar oldu.
Artık 1988’in sonlarına doğru çatışmaların sonlandırılması için Karabağ’ın merkezi olan Henkendi’den Azeriler Suşa’dan Ermeniler çıkarıldı.
Kasım 1989 da ise Moskova yönetimi Dağlık Karabağ yönetimini Bakü’ye devretmişti.
Bu karar Ermenistan’ı memnun etmedi ve Ermenistan Ulusal hareket lideri seçilen Levan Terpetrosyan 1991 de Sovyetler Birliğinden tam anlamıyla ayrıldıkları açıkladı ve Ermenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
İki millet arasında çatışmalar devam ederken Moskova’nın desteği Bakü tarafındaydı.
10 Aralık 1991’de Karabağ Meclisi referanduma gitti ve Azerbaycan ayrılmak istediğini bildirdi.1992 yılında Karabağ meclisi bağımsızlık ilan etti fakat bunu sadece Ermeniler tanıdı.
Ve bu sıralarda aradaki çatışmalar bir üst safhaya yükseldi.
Takvim 25 Şubat 1992 yi gösteriyordu. Ermenistan tamamen insanlık dışı olan bir eylemde bulundu.
Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın Karabağ’ın Hocalı kasabasına alçakça baskın gerçekleştirdi. Azerbaycan’ın resmî açıklamasına göre saldırıda 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri hayatını kaybetmiştir. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir. Bu hadisenin hiçbir insani açıklaması olamaz ve tamamen insan haklarına aykırıdır.
Mayıs 1994 tarihinde Bişkek protokolü imzalanmasına rağmen çatışmalar son bulmamıştır.
1993 de Haydar Aliyev başkan seçilene kadar olan zaman diliminde Azerbaycan içindeki karışıklıklardan dolayı Karabağ geri planda kalmıştı. Bunu fırsat bilen Ermenileri ise bu karışıklıklar sırasında bölgeye takviyeler yaptı.
1994 Yılında olayların çözüme kavuşturulması için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Minsk grubunu oluşturdu. Grubun başkanlığını Fransa Rusya ve ABD yapıyor. Türkiye, Almanya, Belarus, İtalya, İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler üyedir. Uzun müzakereler sonucunda iki tarafında olumlu yaklaştığı bir plan ortaya koyuldu.
Madrin Prenipleri maddeleri sırayla;
-Dağlık Karabağ’ın çevresinde işgal edilen bölgeler boşaltılacak,
– Ermenistan ile Dağlık Karabağ’ın irtibatını sağlayan koridor açılacak,
– Bütün göçmenler topraklarına dönecek,
– Barış gücünün işlevini yerine getirecek uluslararası güvence sağlanacak,
– Dağlık Karabağ Ermenilerine gerekli güvence verilerek kendilerini idare etme hakları tanınacak,
– Dağlık Karabağ’ın hukuki statüsünün belirlenmesi için inisiyatif kullanılacaktır.
Ancak 2007 den beri cephe hattında çatışmalar devam etti. Bozulan ateşkesler için her iki taraf da birbirlerini suçladı.
Haziran 2010,Haziran 2012,Ocak 2014,Ocak 2015 ve Nisan 2016 şiddetleri çatışmalar yaşandı. Her seferinde olaylar 20 yıldır devam eden statükoya döndü.
Ta ki 12 Temmuz 2020 ye kadar. Yine her zamanki gibi kışkırtıcı saldırıda bulunan Ermenistan kendini toparlamış ve güçlenmiş Azerbaycan devletinin yoğun saldırısı karşısında kaldı. Uzun sürelerdir yaptığı saldırılarda kimsenin hesap sormaması iyice Ermenistan’ı kudurtmuştu. Fakat Azerbaycan’ın artık sabrı kalmadı ve yoğun taarruzla geri saldırıya geçti. Ermenistan’a büyük kayıplar verdiren Şanlı Azerbaycan ordusu İşgal edilen Karabağ topraklarının bir bölümünü ele geçirdi ve halen ilerleyişine devam ediyor.
Böyle bir saldırıyı beklemeyen Ermenistan ise tekrardan Uluslararası hukuka aykırı olarak sivilleri hedef almaya başladı. Ordusunda büyük sıkıntı çeken Ermenistan çevre devletlere diz çöktü. Aradığı umudu bulamayan Ermeniler yine de savaşta hile yollarına başvurmaya çalışıyor. Bir gece vakti orduya sızıp cepheden askerleri kaçmasını sağlayan henüz kimlikleri belirlenmeyen bir grup yüzünden Ermenistan Ulusal Güvenlik bakanının görevine son verildi. Şu andan sonra çok komik duruma düşen Ermenistan çözüm yollarına başvursa da defalarca kez ateşkes ihlali ile bu yolları da kapatmıştır. Şu saatten sonra tek çözüm işgal edilen topraklardan çıkmalarıdır. Kimsenin beklemeye tahammülü kalmamıştır. Karabağ Azerbaycan’ındır ve ebedi öyle kalacaktır.
ALİHAN ÇELİKEL
AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN’IN KARABAĞ SORUNU yazımızı okumak için tıklayınız.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.