
Biz terekemeler tanınmadık, siyasi bir kimlik edinmedik, birlik olamadık. Belki de tüm Türk ırkının en eski atalarıydık fakat göçebeydik. Bu yüzden dünyanın çeşitli ülkelerine dağıldık. Klasik ve bilindik Orta Asya Türk kavimlerinden veya oymaklarından birtakım örfii farklılıklarımız vardır. Bizim bu dağınık halimiz ve diğer insanlara ”Kökten terekemeyim” deyince ”O da nedir? ” diye sormaları, yani tanınmamamız savaşçı kimliğimizden çok savunma anlayışımızdır. Ceddimizin ve geçmiş zürriyetimizin, Orta Asya bozkırlarında, çetin Kafkasya dağlarında yaşadığı, hayvancılık, atçılık ve tarımla uğraştığı da bir gerçek. Oğuz’ların çocukları ve torunları sayesinde 24 kola ayrılan ve dağılan topluluklardan biri olduğumuz, ayrıca tarihteki en eski Türk ırklarından biridir Terekeme..
Terekemelerin Tarihçesi
Hun devletinin ikiye bölünmesi sonrasında batı hun devletinin Çin saldırması sonrası zayıflaması üzerine hunların bir kısmı Afganistan üzerinden güney Asya ya bir kısmı ise hazar denizinin kuzeyinden doğu Avrupa ya gelmiştir. Avrupa hun devleti imparatoru Atilla döneminde zirvesini yaşayan bu devlet sonrasında Bizans saldırıları ile zayıflamış sonrasında da iç bölünmeler ile dağılmıştır.
Avrupa hun imparatorluğunun yıkılması sonucunda dağılan Türk boyları özellikle Urallardan günümüz Bulgaristan’auzanan bölge de yüzyıllar boyunca çeşitli devletler kurarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bu süreçte iki Türk boyu kuzey Kafkasya dağlarını aşarak günümüz Gürcistan’ı ve Azerbaycan’a yerleşmişlerdir. Bu iki boyun adı tarihi kayıtlarda Borçalı kazaklı olarak geçmektedir. Borçalı ve kazaklı boyları günümüz terekeme ya da Karapapaklı atalarıdır.
Karapapaklıların ataları olan Borçal ve kazaklı boyları Avrupa hun imparatorluğunun doğu sınırlarını koruyan boylar olup bu Türk boylarının Karapapak olarak anılmaya başlaması bir kuzu türü olan karakul kuzusunun kıvırcık ve parlak postundan ürettikleri Kalpaklarından ötürüdür.
Sonra ki yüzyıllarda Karapapaklılar ya da terekemeler adını alacak Türk topluluklarının günümüzde hala yaşadığı Ardahan, Kars ile Tiflis ve Gence arasında ki bölgeye yerleşmesi milattan sonra üçüncü asırda başlamıştır. Güney Kafkasya’nın en eski adlarından biri olan terekemeler Sovyetler birliğinin kurulması sonrası farklı milletler olarak sınıflandırılmaya başlansa da sonrasında Ağızka Türkleriyle birlikte sınıflandırılmıştır. Tereke Türkleri kültürel açıdan Anadolu Türklerinden daha çok Azerbaycan Türklerine benzemekte olup Azerbaycan Türklerinden farklı olarak büyük oranda Sunni inancına sahiptir
Peki bize neden Karapapak(Terekeme) diyorlar?
Bazı alimler Terekemelerin, 1937-1944 sürgünü sırasında vatanlarını kaybettikleri için yas tutmak amacıyla Kara Papak giydiklerini düşünmektedir. Eşdeğer adımız olan “Terekeme” tanımı ise şöyle açıklanıyor. Pek çok Oğuz boyu gibi Karapapaklar da Türkmendir. Türkmen tanımı, Arapçada ki çoğul anlamıyla Ter akime ve ardından da halk ağzıyla Terekeme olarak son halini almıştır. Bazı rivayete göre Terk etmek anlımına geldiğini de düşünen tarihçiler, yurtlarını terk etmek zorunda kaldıkları için de Terekeme isminin bunu çağrıştırdığını söylüyor. Tabi bu iddialar çoğalabileceği gibi birçok İslam karşıtı yazarların yanlış bilgi ve iddialarda beraberinde getirmektedir. Mesela; Terekeme sözünden “Mekke’yi terk edenler” manasını çıkaran sivri zekalılar var bunlarında unutmayalım. Bu temiz Türk boyunu bu tür iddialarla İslam’dan kopuk göstermeye kimsenin gücü yetmez ve yetmemiştir. Sovyetler Birliği’nin en katı günlerinde bile Karapapaklar dinlerine ve kültürlerine sahip çıkmıştır. Bugün Borçalı’daki Karapapak köylerindeki minarelerden günde beş defa yükselen ezanlar Karapapaklar’ın İslamiyet’le güçlü bağının en büyük sembolüdür.
1920-1921 Kars- Gümrü- Ankara anlaşmaları ile Ruslarla bu günkü sınırlar çizildi.25 Mart 1921 tarihine kadar, Türkiye topraklarında olan Ermeniler, Rus ve Rus asıllılar öbürü tarafa, diğer tarafta oturan Türklerin de bu tarafa geçmeleri üzerinde anlaşma yapıldı.
Kars’ın Terekemeler için ayrı bir yeri vardır. Arpaçay ve Çıldır ilçeleri ile 50 ye yakın köyde otururlar. Bu bölgede tarım ve hayvancılıkta uğraşırlar. Türkçenin oldukça eski bir versiyonu ile konuşurlar.
Bugün de Kafkas Karapapakları arasında yaygın olarak konuşulan bir efsane vardır: “Tanrı dünyayı dengede tutsun diye Kaf Dağı’nı yarattı. Daha sonra Karapapakları bu dağa bekçi kıldı.” Bu mitolojik yargı uzun bir geçmişin anılarını içerir.
Gümrü’nün kuzeydoğusundan çıkarak Kür’e karışan Borçalı Çayı ile Pembek Dağı’ndan çıkarak Aras’a karışan Kazak Çayı isimlerini Karapapaklardan almıştır.
Gelenekler
Kafkas Karapapakları arasında hala yaygın olarak konuşulan bir efsane vardır: “Tanrı dünyayı dengede tutsun diye Kaf Dağı’nı yarattı. Daha sonra Karapapakları bu dağa bekçi kıldı.” Bu mitolojik yargı uzun bir geçmişin anılarını içerir.
“Sünnet olan çocuğun elini kolunu tutan ve çocuk üzerinde babalık hakkı olan kimse” anlamına gelen kirve Karapapak adetlerinde çok önemliydi. Kirve sünnet olan çocuğun ileride yetişmesinde, evlenmesinde önemli fonksiyonlara sahipti. Kirve ailenin kardeşi sayıldığından ve ailede söz sahibi olduğundan, çocukları ailenin çocuğu kabul edildiğinden kirveden kız alınmaz, kirveye kız verilmezdi. Kirvelik kurumunun fonksiyonlarından bir diğeri de, sosyal kontrol ve sosyal barışı sağlamasıydı.
Elçi, Azerbaycan Türkçesinde dünür karşılığıdır. Yani kız istemeye giden. Elçilik için büyükler sayılmış kişiler seçilir. Elçi ne kadar çok tanınmış olursa, etki ve sonuç o kadar iyi olur. Elçiler arasında erkeğin yakın akrabaları ve babası bulunur. Kız tarafı ister olumlu ister olumsuz olsun gelen elçileri adet icabı iyi karşılar.
Terekemeler genellikle koyun yetiştiriciliği ile geçimlerini sağlıyorlardı. Bu nedenle koyun hayatlarında çok önemli bir yere sahipti. Koç katımı ve yün kırkımı mevsimlerinde törenler düzenlenirdi. Bu törenlerde çeşitli şiirler okunarak dualar edilirdi.
Yaşam
Karsın terekemeler için ayrı bir yeri vardır. Arpaçay ve çıldır ilçeleri ile 50’ye yakın köyde otururlar. Bu bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşırlar. Türkçenin eski bir versiyonunu konuşurlar. Aşık tarzı ile çalınıp söylenen zengin folkloru vardır. Atatürk’e Cumhuriyet’e ve kültürlerine çok bağlı oldukları bilinir. Özellikle en önemli farklılıklarından biri de kadının bu toplumda özgür ve kişilik sahibi olmasıdır.
http://https://www.youtube.com/watch?v=aJi5DIZT0BU
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.
[…] Terekemeler ile ilgili Esra Sarı’nın yazısını okumak için tıklayınız. […]