Latin Amerika yüzyıllar boyunca çeşitli toplumlara ev sahipliği yapmış, kültürel bağlamda çeşitlilik gösteren renkli bir bölgedir. Kendine özgü karakteristik yapısı doğal olarak yaşayanları da etkilemiş, bu kültürel zenginlik farklı figürlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Hem yaşadığı dönemde hem de ölümünden sonra Arjantin için önemli bir değer olan María Eva Duarte (Evita)’nin çalkantılı yaşamı hakkında pek çok iddia vardır.
Tarihteki Güçlü Kadınlar 9: Eva Peron / Evita
Evita 1919 yılının Mayıs ayında Arjantin’de Buenos Aires’e bağlı Los Toldos’da Juan Duarte’nin Juana Ibarguen’den evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi ve doğum yeri hakkında çeşitli varsayımlar mevcuttur. Farklı kaynaklarda Evita’nın 26 Nisan 1919 yılında veya 7 Mayıs 1922 yılında Junín’de doğduğu iddia edilmektedir.
Otobiyografisinde çocukluğundan fazla bahsetmeyen Evita, Blanca (1908), Elisa (1910), Juan Ramón (1914) ve Erminda Luján (1916) adlı dört kardeşin en küçüğüdür. Evita doğduğunda babası resmi olarak Estela Grisolía ile evli, üç kız çocuğu sahibi bir adamdır ve ailesiyle beraber Chivilcoy’da yaşadığı bilinmektedir.
8 Ocak 1926’da Juan Duarte’nin araba kazasında yaşamını yitirdiği haberini alan Juana, çocuklarıyla birlikte Juan Duarte’nin cenazesine katılmak için Chivilcoy’a gider. Juana’nın cenazeye katılma isteği hoş karşılanmamış, Juana ve çocuklar olumsuz birtakım davranışlara maruz kalmışlardır.
Tüm olaylara rağmen çocukların babalarının cenazesine mezarlığa kadar eşlik etmelerine izin verilmiştir.
Çok küçük yaşta babasını kaybeden Evita’nın yaşamında travmatik cenaze olayının ve baba figürü eksikliğinin Evita’da yaşamın devamı için gerekli motivasyonu olumsuz yönde etkilediği düşünülebilir.
Bunun yanı sıra babasız bir yaşam, ekonomik zorluklar ve yalnızlık Evita’nın toplumsal anlamda sınıf ayrımının farkına varmasını sağlamış, durumu nedeniyle belirli bir topluluğa ait olma duygusunu ve aidiyet kavramını bundan sonraki yaşamına yön vermesi açısından etkilemiş olması da muhtemeldir.
Evita, küçüklüğünden itibaren içinde büyüyen adaletsizlik karşında hissettiği öfkenin ruhunda hüküm sürdüğünü ve bu öfkenin yoksulların ve zenginlerin var olduğunu öğrendiği zaman derinleştiğini belirtmiştir. On bir yaşına kadar dünyada zenginlerin ve yoksulların varlığını doğal düzen içinde normal karşılarken o dönemde karşılaştığı bir işçinin zenginler çok olduğu için yoksulların da bulunduğunu söylemesi onu derinden etkilemiştir.
”Sanıyorum insanlar sosyal adaletsizliğe daha çocukluk çağında alışmaya başlıyorlar. Yoksulların kendileri bile altında ezildikleri sefaletin, mantıklı ve doğal alınyazıları olduğunu sanıyorlar. Buna alışıyor ve zehirlere yavaş yavaş alışmak nasıl mümkünse, ayak uydurup dayanmaya başlıyorlar.”
Evita’nın Yükselişinde Sanat Yaşamının Etkisi
Evita Junín’de bulunduğu dönemde Junín’in monotonluğundan sıkılmış ve Buenos Aires’e gitmeye karar vermiştir. Kendini oyunculuk yaparak ifade etmeyi seçen Evita’nın evden ayrılışı ve Buenos Aires’e yolculuğu hakkında pek çok söylenti vardır. Bunlardan biri Evita’nın dönemin ünlü tango şarkıcısı Augustín Magaldi ile kaçtığı iddiasıdır. Bu iddianın farklı bir yorumu da annesinin izniyle Augustín Magaldi ve eşiyle beraber yolculuk ettiğidir.
Bu ve bunun gibi dedikodular Evita’nın Buenos Aires’teki ilk yıllarında peşini bırakmaz.
Evita’nın “ilk zaferi” baskın ve inatçı bir karaktere sahip annesini yola getirip Buenos Aires’teki hayatına ilk
adımı atması olarak yorumlanabilir. Aktarılan bilgilere istinaden Evita’nın annesi Juana’nın otoriter bir karakter
olduğu, çocuklarını tek başına büyütmesinden dolayı hem annelik hem de babalık görevini aynı anda yürütmeye çalıştığı ve baskın karakter yapısı nedeniyle Evita’yla olan fikir alışverişlerinde sorunlar yaşadığı anlaşılabilir.
Zorlu şartlarda çalışmasına karşın daha adı duyulmamış bir oyuncudur. Tiyatro turnesinin ardından Buenos Aires’e
geri dönen Evita iki ay işsiz kalmış, 5 Aralık 1936’da Las Inocentes ve 5 Mayıs 1937’de La Nueva Colonia adlı oyunlarda görev almıştır. Evita’nın tiyatro sahnesine ilk adımı atığı 30’lu yıllar Arjantin tiyatrosunun krizde olduğu döneme rastlar.
Maddi imkânsızlıklara, sinema ve tiyatroda istediği başarıyı yakalayamamasına rağmen Evita’nın inatçı ve azimli bir karakter yapısına sahip olduğu söylenebilir. Çabası ve dirayeti yaşam düzenindeki zorlu süreçleri atlatması adına olumlu anlamda itici güç vazifesi görmüştür.
Evita ve Perón’un tanışması hakkında bir diğer iddia ise şu şekildedir: 22 Ocak 1944 yılında Luna Park’ta San Juan depreminde zarar gören depremzedeler için Perón’un organize ettiği bir yardım festivali düzenlenir. Festival boyunca Perón ve Evita’nın iletişim içinde olduklarından bahsedilir.
”Açıkça itiraf ediyorum; onun gölgesi olmak için kendim olmaktan caydım, söylediklerimi ve duygularımı onun hizmetine verdim. O benim yaşamımın ve yüreğimin mutlak efendisi çünkü”
Perón hükümetinin kurulması ve Peronizmin de etkisiyle herkes Evita’dan bahsetmeye başlamıştır. Ünü giderek artan Evita tüm işlerini Çalışma ve Yardım Sekretaryasında yürütür. Sekretarya sözcüğü Çalışma Bakanlığı olarak değiştirilmesine rağmen işçiler burayı Perón’un çalıştığı zamanlardaki gibi Sekretarya olarak bildikleri için Evita sekretaryanın adını değiştirmemiştir.
Çarşamba öğleden sonraları Perón delegasyonları, sendikaları ve işçileri kabul eder ve bu öğleden sonralarını Evita’nın Perón’un yanına geçirmesi, düzenin işleyişini öğrenmesi açısından önemli bir fırsattır. Böylelikle halkın kaygılandığı durumlardan haberdar olmuştur. Ülkenin çeşitli kesimlerinden gelen insanların dertlerini dinlediğini ve sorunlarına çözüm bulmaya çalıştığını belirten Evita yoksul kesimin durumunu otobiyografisinde şu sözleriyle açıklar:
”Kendi varoluşlarını bile nasıl değerlendireceklerini bilemeyen garipler… Acı ve adaletsizliklerin çökerttiği ruhlar… Açlık, çekişmeler, sefalet, onları her tür hatayı işleyebilecekleri yollara düşürmüş tam batmanın eşiğine getirmişti… İşte benim sırdaş toplantılarım onlarlaydı.”
”Evita olmayı seçtiğimde, çok iyi biliyorum, halkımın yazgısını da seçtim. Bana Evita diye seslenen sadece halk. Mutsuzlar için sadece Evita’yım. Hükümet üyeleri, politik yöneticiler, büyükelçiler ve büyük kurumların yöneticileri, aydınlar bana hep Madam diye sesleniyorlar ya da toplantılarda, eski bir alışkanlık uyarınca, Ekselans ve bazen de Bayan Başkan diyorlar. Onlar bende yalnızca Eva Perón’u görüyorlar. Descamisados’lar ise sadece Evita’yı tanıyorlar.”
Arjantin halkıyla Perón arasında köprü vazifesi gören Evita “halkın- özellikle de işçilerin- kendilerini liderlerine ulaştıracak yolun açık kalması için ben Evita olmayı seçtim” demiştir. Evita sosyal yardım ve hizmetler adına neler yapıldığını görmek için Avrupa’ya gitmeye karar verir. 6 Haziran günü Perón ve kabinesi Evita’yı Madrid’e uğurlar. İspanya’nın başkentinde Franco önderliğindeki İspanyol hükümeti ve halk tarafından çiçeklerle ve şenliklerle gösterişli bir şekilde karşılanmıştır.
”Her şeyden önce şunu kabul etmeliyim; eğer kadın hareketine başladımsa, Perón’un davası bunu gerektirdiği için başlamışımdır. Her şey yavaş yavaş ortaya çıktı. Bunu fark ettiğimde zaten siyasal bir kadın eyleminin başındaydım. Ve eyleme katılarak ülkemin kadınlarının manevi rehberi olmayı kabullenmek zorunda kalmıştım.”
Evita, eşi Perón ile kurduğu ilişkide de kendini geleneksel kimliğine uygun olarak arka planda tutmayı tercih etmiştir.
Dönemin koşulları itibariyle Feminizmi algılama biçimi de günümüzden farklıdır. Evita Feminizmi kadınlıktan vazgeçmek olarak değerlendiren düşünce yapısını benimsemiş olması muhtemeldir. Evita güçlü bir kadın imgesidir, ancak feminist değildir. Evita’nın söylemleri de ataerkil düşünce yapısıyla örtüşmektedir.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.