
Sosyal Medya ve Algı Yönetimi
Bilindiği üzere birçok farklı sosyal medya platformunda milyonlarca kullanıcı mevcut. Kendi görüşlerini, hayatlarını ve hatta özellerini dâhi umarsızca paylaşmaktan geri durmuyor. Etkileşim için ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Bunun için gerekirse para harcamaktan da çekinmiyor. Kimisi bunu bir iş kolu olarak gördüğü için yapıyor. Ancak birçoğu da bunu sadece popülarite için yapıyor. Normal hayatta görmediği saygınlığı siber dünyada görmek adına yapıyor. Belki de bu saygınlığı edineyim derken elinde olan saygınlığı da kaybediyor. Bunlar şahıs üzerinde incelemelerde ele alabileceğimiz durumlar.
Asıl mühim olan ve toplumsal problem teşkîl edecek durum ise akımlar ve sosyal medya gündemlerinin gereksiz yer işgâl etmesidir. Örnek vermek gerekirse eğer; devlet kurumlarının resmî hesaplarının bulunduğu platformlar mevcut. Politikacıların yeni siyâset mekânı, devletler arası diplomasinin dâhi buradaki paylaşımlar ile belirlendiği platform olan Twitter’daki gündem maddelerindeki başlıklar bu örneklere yeterli olacaktır. Bu platformu kullanırken her insanın farklı bir amacı olabilir. Ancak bahsettiğim gibi biraz da siyâsi bir platform olmasından ötürü kullanım amacı genişlemiştir. Gerek propaganda gerek ise provakasyon için mükemmel bir yer hâline geliyor.
Sosyal Medyanın Çaldığı Zaman Sorunu
Diğer sosyal medya platformları ise günümüzü yemek için kullanımda olan yerler hâline gelmiş durumda. Instagram, Facebook ve türevleri olan platformlar ortalama olarak günde 2-4 saat arasında günümüzden zaman çalmakta. Bir insan ortalama olarak bir gününün 8 saatini uyuyarak geçirse, 3 saatini yemek yemek için geçirse, 12 saatte gündelik işlerini yerine getirse, geriye 1 saati kalıyor. Peki bu durumda biz nasıl 2-4 saat arasında bir zaman diliminde bu platformlarda zaman harcıyoruz? Toplu bir zaman zarfında sosyal medyayı kullanmıyoruz. Çalışırken ara ara belki 10 dakikalığına da olsa kaç kez cebimizden telefonlarımızı çıkarıyoruz yahut masa başında kaç kez bu platformlara giriyoruz?
Ya da gece yatağımıza yattığımızda elimizde telefon ile en az kaç dakika geçiriyoruz? Keşke bu sorular yerine insanlara günde kaç saat kitap okuyorsunuz, günde kaç saat spor yapıyorsunuz, günde kaç saat sanat ile uğraşıyorsunuz gibi sorular sorabildiğimiz zamanlara geri dönebilsek. Açıkçası bu sosyal medya platformları 21. asrın afyonları haline gelmiş durumda. Bununla ilgili çok çalışma yapıldı, kitaplar yazıldı, belgeseller çekildi, haberler yapıldı, makâleler yazıldı. Ama durum değişmedi. Değişecek gibi de görünmüyor. Artık değişimler ancak bireysel düzeyde gerçekleşebilir. Birey değişmeden toplum da değişmez. Biz kendimizi değiştirmeden yanımızdakileri değiştiremeyiz. Yanımızdakiler değişmeden onlar da yanlarındakini onlar da kendi yanlarındakileri değiştiremez. Ancak bir zincir halinde değişimi gerçekleştirebilirsek eğer o zaman ancak bu afyonun bağımlılığını atabilmiş oluruz.
Sosyal Medya’nın Gücü
Yalnızca boş zaman kaybı değil aynı zamanda sosyal medya yanlış kullanıldığı vakit etkili bir toplumsal silahtır. Sosyal medyada anonim olma yahut görünmez olduğunu düşünmenin etkisi ile gelen cahil cesareti uslûp sorunundan başka bir şey doğurmuyor. Elbette bunların aksine bu platformları gerekli hassasiyetle kullanan insanlar da var. Ancak onlar için de bu platformlar artık değersiz hâle gelmeye başlıyor. Sosyal medya kitlesel beyin yıkama ve algı yönetimini yapmak için herkesin içinde olması istenen bir dünya.
Özellikle de politikacılar ve hükümetler bunu sonuna kadar destekliyor ve bunun üzerine yatırımlarını yapıyorlar. Twitter’da gündemde 1. sıraya yerleşen başlıklar için sahte hesapları yöneten ajanslara paralar saçılıyor. Google, Facebook, İnstagram gibi mecralara her türlü reklam için para yatırılıyor. Sonuç olarak bilinçaltına yerleşerek insanların beyinlerini yıkıyor ve düşünme yetilerini kaybetmelerine yol açıyorlar. Bu sayede kimse karşı hareket yapacak yetkinliğe ulaşamasın. Sosyal medya doğru amaçlar için bilinçli bir şekilde kullanılmazsa eğer, kişinin hapsedildiği siber bir zindandan öteye gidemez.
Diğer gündem yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.