Slav İstilası…
Sevgili Gossive okuyucuları… Bugün ki yazımızda bir serinin başlangıcı ile karşınıza çıkıyoruz. Bu seride VII. ve XII. yüzyıllar arasında Avrupa’nın uğradığı istilaları sizlere aktarmaya çalışacağız. Bu istilaların önemine gelecek olursak Ortaçağ Avrupası’ndan kalan o eşsiz kale ve şatolara bakmamız yeterli olacaktır. Bütün o kale ve şatolar, hatta şövalyelik kurumunun gelişmesi bile bu dönemde yaşanan yoğun istilaların bir sonucudur. Avrupa’nın tarihi dokusunu değiştirecek kadar etkili olan bu istilalar serisine gelin birlikte göz atalım…
AVRUPANIN UĞRADIĞI İSTİLALAR
Karolenj İmparatorluğu’nun dağılışıyla birlikte Batı Avrupa’da büyük bir istikrarsızlık dönemi başlamıştı. Merkezi bir otoritenin yoksunluğu yeni barbar istilalarıyla daha da vahim bir hal almıştır. Bu yeni saldırılar oldukça yıkıcı etki bırakan, yağma ve talanla ganimet uğruna her şeyi yapan silahlı sürülerin eseriydi. Bir anda ortaya çıkar ve ne var ne yok yakıp yıkarak değerli gördüğü her şeyi yanında götürürdü. Bu akınlar kavimler göçü ilen gelen barbar akınlarından çok farklıydı. Onlar kendilerine bir yuva arıyor bunlar ise ganimet uğruna insan öldürüyorlardı.
Saldırılar değişik dönemlerde Avrupa’nın üç ayrı ucundan gelmekteydi. Hiç birinin de dini değerlere saygısı yoktu ve bu sebepten önemli kilise ve manastırlar en fazla yıkıma şahit oldu. Çünkü kolay lokmaydılar. Kuzeydoğudan, Danimarka ve Norveç’ten “Kuzey Adamları” olarak bilinenler geliyordu. Güneyden ise çeşitli ırklara mensup Müslümanlar geliyordu. Hristiyanlar bu Müslümanların tümüne Sarrazin adını vermişti. Doğudan ise Macarların istilası geldi; bunlar Finlilerle aynı aileden bir dil konuşan göçebelerdi. Bu istilaların farklı bir özelliği ise kale ve şatoların ortaya çıkmasına sebep olmalarıydı. Feodal Çağ’ın temel taşlarından birisi olan şatolar parçalı yapılanmanın habercisiydi. Yaşanan bu olaylar tarihçilerin deyimiyle I. Feodal Çağ’ı başlatan önemli dış etkenlerdi.
SLAVLAR
Slav ismine ilk olarak rastlanan yer VI. yüzyılın başlarında kilise babası Pseudo Cesarios’nun yazdığı eserdir. Slavlar, Cermence Knez denilen önderlerin bayrağı altında parçalı guruplar halinde yaşamışlardır. Faaliyet alanlarının Elbe Nehri’nden Asya ve Karadeniz’e kadar uzanan bölgeler olduğu bilinmektedir.
VII. Yüzyılın başlarında Cermenlerin terk ettiği bölgeler Slavlar için kolay lokma olarak görülmüştür. Slavlar, diğer barbar kavimleriyle kıyaslandıklarında ekonomik ve askeri bakımdan daha zayıftırlar. Büyük ve çetin savaşlara tarih sahnelerinde rastlanmamış oluşu bu görüşü destekler niteliktedir. Çetin savaşlardan kaçınarak bölgede hakimiyet kurma çabaları, Slavların Cermenlerden kalan yerlere yönelmelerine sebep olmuştur. Bu doğrultuda saldırılar batı, kuzey ve güney istikametinde yoğunlaşmıştır. Sonuç itibari ile Roma imparatorluk topraklarının ancak küçük bir kısmını işgal edebilmişlerdir.
SLAV İSTALASI
Slavların asıl memleketleri Karpatların kuzeyi, Yukarı Vistül ve Dinyeper bölgesi olarak bilinmektedir. Buralardan güneye, batıya ve kuzeye doğru yönelmişlerdir. Güney Slavlarının faaliyetlerine İlk defa 627 yılında rastlanmaktadır. Bu gurup İlirya‘da ilk yerleşimini gerçekleştirdikten sonra neredeyse tüm balkan yarım adasına yayılarak Mora‘ya kadar girmiştir. Batı Slavları ise Cermenlerin terk ettikleri ülkelere yönelmişlerdir. Bütün Bohemya’yı istila etmişlerdir. Daha sonrasında Vistül’den Elbe’ye ve daha ötelere kadar olan bölgelere ilerlemişlerdir. Kuzey Slavları ise, aynı şekilde ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacaktır. Slavlar Bizans topraklarının bir bölümünde, içinde feodal öğeleri barındıran bir dizi devlet oluşturmaları ile feodal yönetim organizasyonun gelişmesine ufakta olsa katkı sağlamışlardır.
Slavlar ilk dönemlerinde uzun süre Avar hakimiyetinde kalmıştır. Bu yüzden Avarların Slavların tarihi gelişmeleri üzerinde büyük etkisi olmuştur. Slavların tarih sahnesine çıkmaları, Balkanlarda ve Bohemya’da yerleşmeleri, ilk siyasi teşkilatlarını kurmaları ve etnik yapılarının değişmeleri hep Avarların hakimiyeti altındayken olmuştur. Avarların güçten düşerek Slav topraklarından çekilmesi, Doğu Slavlarını bir Türk kavimi olan Hazarlar’ın hakimiyeti altına sokmuştur.
Slavlar ile ilgili bulgularımızın özeti bu şekilde olup, serinin ikinci kısmında ise “Müslüman Fetihleri”ni işleyeceğimizi konuya merakı olan okuyucularımıza bildirmek isterim. Serinin devamında ise Macar, Norman ve İskandinav istilalarının gelişim seyrine odaklanarak bu istilaların sonuçlarının neler olduğuna değineceğiz.
Kaynaklar
https://tr.wikipedia.org/wiki/Slavlar
V. Kerov, “ Feodal Toplum”, İlkel, Köleci ve Feodal Toplum, Çev. Sevim Belli
Muhammer Gül, Ortaçağ Tarihi
Charles Seignobos, Avrupa Milletlerinin Mukayeseli Tarihi
Diğer Tarih Yazılarımızı Okumak İçin Tıklaynız.
?