SİYASİ BİR DEHA: NİZÂMÜLMÜLK
“Abbasî halifesi tarafından kendisine verilen Nizâmülmülk unvanıyla tanınan Ebû Ali Kıvamuddin Hasan b. Ali b. İshak et-Tûsî 10 Nisan 1018’de Horasan’ın eski kültür merkezlerinden biri olan Tûs şehrine bağlı Nukân kasabasında doğdu. Babası Ali bin İshak, Gazneliler Devleti’nin Tûs şehri âmili ve Nukân kasabasının beylerinden idi.”
SİYASİ BİR DEHA: NİZÂMÜLMÜLK Yazının Devamı;
Nizâmülmük, Çağrı Bey’in ölümünün ardından Tuğrul Bey döneminde Horasan’ı yönetti. Alparslan’ın, kardeşi Süleyman ile giriştiği taht kavgası sırasında Alparslan’ın yanında yer aldı. İdari ve siyasi kabiliyetleriyle onun dikkatini çekti. Alparslan tahta geçtikten bir ay sonra Kündürî’yi azledip yerine Nizâmülmülk’ü tayin etti.
Nizâmülmülk’ün Selçuklu Devleti içindeki yeri ve önemi, Sultan Alparslan’ın vefatından sonra daha da arttı. Melikşah döneminde de vezirlik makamında kalmaya devam etti.
Sultan Melikşah zamanında Büyük Selçuklu Devleti için ciddi bir tehlike teşkil eden Hasan Sabbah ve adamlarıyla mücadeleyi bir devlet politikası haline getirdi.
VEZİRLİK DÖNEMİ FALİYETLERİ
Kendisi de çok iyi bir eğitim alan, hayatının her devresinde ilimle ve ilim adamlarıyla irtibatını sürdüren Nizâmülmülk, eğitim öğretim faaliyetlerindeki bu aksaklığı fark etmekte gecikmedi. Selefi Amidülmülk döneminde türlü sebeplerle Selçuklu coğrafyasını terk etmiş âlimleri geri getirmek için saba sarf etti.
Bu konuda Sultan Alparslan’dan izin alan Nizâmülmülk onun devrinde ve daha sonra Sultan Melikşah zamanında Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde medreseler kurdu. Bunların bir kısmı onun ölümünden sonra açılmakla birlikte Bağdat Nizâmiye Medresesi örnek alındığı için hepsi bu adla anılmıştır.Selçuklu iktidarının bütün imkânları avuçlarının arasındaydı. Sultan Melikşah ona fazlasıyla güven duyuyor, kendisini babası olarak görüyordu.
Nizâmülmülk o kadar güçlüydü ki, devletin imkânlarını şahsı için haddinden fazla tasarruf etmesi nedeniyle yapılan propaganda ve şikâyetlerden hareketle ‘Sen benim devlet idaresinde ortağım mısın?’ diyerek kendisini vezirlik makamından almakla tehdit eden Selçuklu Sultanı Melikşah’a ‘Ortağın olduğumu bilmiyor musun?’ diyebilmişti. Nizâmülmülk 1092 yılında bir Bâtınî fedaisi tarafından öldürülmesinden yaklaşık bir ay sonra, Sultan Melikşah da zehirlenerek şaibeli bir biçimde hayatını kaybetti.
Nizâmülmük, Sultan Alparslan ve daha sonra da oğlu Sultan Melikşah’a olmak üzere 30 yıla yakın vezirlik yapmıştı. Devlet yönetme anlayışındaki yetenekleri ve yüksek bilgeliği sayesinde son derece ünlü olmuştu. Görevine bağlı, cesaretli, iyi ahlak sahibi bir devlet adamıydı. Yaratılışı itibariyle dürüst ve Allah’tan çok korkan, hayırlı ve seçkin birisiydi. Cesareti, isabetli kararları ile savaşlarda Selçuklu sultanlarının başarısında hisse sahibi idi. Malazgirt savaşı hariç, bütün savaşlarda Alparslan ve Melikşah ile birlikte bulunmuştu.
Memleket işlerini iyi yöneten adil, âlim, hikmet bilen, sadakası ve iyiliği çok olan bir vezir idi. İlim tahsil etmek isteyen öğrencilere birçok medrese vakfetmişti. İlim sahibi kişilerle çok oturup kalkar, onlara hürmet ve ikramda bulunurdu. Nizâmülmülk, halkın hukukuna da özen gösterir, insanların haksızlığa uğramaması için çalışırdı. Fakirleri yemeğe davet eder ve onları kendine yakın tutardı.
Nizâmülmülk, Türk-İslâm unsurlarını birleştirmek suretiyle ikta sistemini geliştirmiş ve daha düzenli bir yapıya kavuşturmuştur. Askeri ikta sistemi onun gayretiyle Büyük Selçuklularda ilk defa 1073’te uygulanmaya başlanmış ve 1087 yılından itibaren ülkenin her tarafında yaygınlaşmıştır.
Gerçekten de ikta sisteminin tarihi tekâmülünde Selçuklular devri özel bir yer teşkil eder. Bu dönemde Nizâmülmülk marifetiyle tesis edilen ikta nizamı, yapılan değişikliklerin ardından öylesine düzenli ve yaygın bir şekilde uygulanmıştır ki o dönemde yaşayan bazı tarih yazarları, ikta sistemini Nizâmülmülk’le özdeşleştirmişler ve söz konusu sistemin, ilk defa Nizâmülmülk eliyle Selçuklulsr döneminde uygulanmaya başlandığını zikretmişlerdir. Halbuki Nizâmülmülk’ün yaptığı iş, daha önceki dönemlerde uygulanan iktanın aksayan yönlerini tadil etmek ve Büyük Selçuklu Devleti’nin siyasi, içtimai ve iktisadi şartlarına göre yeniden düzenlemekten ibarettir.
Sultan Alparslan ve Melikşah zamanında birçok savaşta önemli rol oynayan Nizâmülmülk, orduya çok önem vermiştir. Bilhassa askeri ikta sistemini uygulamaya koymasıyla Büyük Selçuklu ordusunu yalnız o devrin değil Orta Çağ’ın en güçlü ordusu haline getirmiştir.
Büyük Selçuklular ile Abbasîler’in arasındaki münasebetlerin olumlu bir seyir takip etmesinde de önemli rol oynayan Nizâmülmülk, Alparslan’la iktidarı boyunca ve Sultan Melikşah ile son zamanlarına kadar büyük ahenk içinde çalışmıştır. Büyük Selçuklu Devleti Melikşah döneminde Nizâmülmülk’ün çabalarıyla gücünün zirvesine ulaşmıştır.
Nizâmülmülk, vezirliğinin yanı sıra İslâm kültür ve medeniyeti, çeşitli İslâm devletleri ve özellikle Büyük Selçuklu Devlet teşkilatı hakkında bilgi veren Siyâsetnâme adlı eseriyle tanınır. Sultan Melikşah, devlet yönetimiyle ilgili bir kitap yazılması için yarışma açmış ve yazılan eserler arasında Nizâmülmülk’ün 1092’de tamamladığı Siyâsetnâme’yi beğenmiştir. Siyâsetnâme türünün en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen eser erken tarihlerden itibaren tarihçilerin ilgisini çekmiş, çeşitli neşir ve tercümeleri yapılmıştır.
Diğer Tarih yazılarımızı okumak için tıklayınız.
SİYASİ BİR DEHA: NİZÂMÜLMÜLK 1 serisini okumak için tıklayınız.