Merhaba sevgili kitapseverler, Bu yazımızda inceleyeceğimiz kitabımız Hermann Hesse’nin “Siddhartha”adlı kitabı.
HERMANN HESSE
1877’de Almanya’nın Baden-Württemberg eyaleti, Calw kasabasında doğdu. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi “Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ile Siddhartha” adlı romanlarında özellikle belirgindir.1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü de alan Hesse’nin Doğu Edebiyatı ve mistisizmine düşkünlüğü, bireysel bunalımların çözümünü Doğu felsefesinde arayışı,1960’lı yıllarda canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla onun, özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Hermann Hesse ,1962 yılında öldü.
KİTAP İNCELEMESİ
Bir kitabı okuyup bitirdikten sonra farklı bir bakış açısı kazanabileceğinizi düşündünüz mü hiç? Ya da böyle kitapların olduğunu? İşte bu kitap sizi bambaşka bir yere götürüp, hayata farklı bir pencereden bakmanızı sağlayacak. Siddhartha ailesinin onu görmek istediği yerde olmaktan çok da emin değildi ve bu hayat onu mutlu etmez. Babasının, annesinin hatta dostu Govinda’nın sevgisi onu her zaman mutlu kılmayacaktı. Brahman öğretmenleri ve babası ona her bilgiyi sunmuş ama o bir türlü içindeki huzura kavuşamamıştı. Siddhartha farklı bir yola yolcu olmaya karar kıldı. Başlarda babası buna karşı çıksa da onun kararlılığını görmesi sonucunda Siddhartha’ya olur verdi ve ondan eğer mutluluğa kavuşursa gelip ona öğretmesini istedi. Siddhartha arkadaşı Govinda ile birlikte artık farklı bir arayış içindeydi. Bu arayışın üzerinden belli bir süre sonra Budha ile karşılaşan Siddhartha, bu yolda da devam edemeyeceğini anladı. Govinda Budha yolunda devam ederken Siddhartha artık farklı bir arayış içine girmişti.
Kitapta başından birçok olay geçen Siddhartha en sonunda benliğini ve mutluluğunu buluyor. Bu kitaptan almamız gereken farklı bir tat vardı bence. Gerçek hayata uyarlarsak birçok insan anne babasının ona öğrettiği öğretilerden, onların yollarından, mutluluklarını kendi benliklerini hiçe sayarak gitmek zorunda kalıyor. Kimi birilerinin himayesinden kurtulmaya çalışırken tekrar başka birilerinin himayesi altına giriyor, tıpkı Govinda gibi. Kimileri de Siddhartha gibi bu hayat yolunda kendi benliğine kavuşuyor ve asıl mutluluğu buluyor. Umarım bizde mutlu olduğumuz, mutluluğa ulaşabildiğimiz yolda gideriz. Kitaptan beğendiğim alıntıyı da bırakıyorum. Keyifli okumalar.
“…yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür.”
LEYLA AÇIKGÖZ
Diğer yazılarımızı okumak için yazınız.