Foto muhabiri olan Murad Sezer’in gazetecilik dolu kariyerinde ki uluslararası başarısı, kendisine ünlü Pulitzer ödülünü kazandırdı.
PULİTZER ÖDÜLLÜ TÜRK:MURAD SEZER
Gazetecilik alanında dünyanın en prestijli ödüllerinden birisi olarak kabul edilen Pulitzer Ödülü’nü kazananlar arasında İstanbul Üniversitesi mezunu Murad Sezer de yer alıyor.
İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’ne 1987’de giren Murad Sezer, 1992 yılında mezun oldu. Gazeteciliğe, öğrencilik yıllarında Tercüman Gazetesi Spor Servisi’nde foto muhabiri olarak başladı.
1997-2009 arasında Associated Press (AP) Haber Ajansı’nın İstanbul bürosunda haber foto-muhabiri olarak çalıştı. Kosova, İsrail, Filistin, Afganistan ve Irak gibi çatışma ve savaş alanlarında görev yaptı. Bunların yanı sıra Dünya Futbol Şampiyonası, Olimpiyat Oyunları, Avrupa Futbol Şampiyonası, Dünya Basketbol Şampiyonası gibi çok sayıda büyük spor etkinliklerinde görev aldı.
Kendisini foto muhabiri olarak yetiştirmeye devam eden Murad Sezer’in fotoğrafçılık hikayesine ne zaman başladığını merak etmişsinizdir. Bir röportajında bizlere şöyle bahsediyor:
”Fotoğraf çekmeye lise yıllarında başlamıştım. Üniversitede okulun voleybol takımında oynayan arkadaşlarımın maçlarını fotoğraflardım. Okul yıllarında aynı zamanda bir gazetede çalıştığım için zaten işim gereği hep fotoğraf çeker oldum. Fotoğraf tüm hayatımı kaplıyor diyebilirim. Önceleri hobimdi, sonra işim oldu. Şimdi de hem işim hem de hobim. Çalışma saatlerim dışında da hep fotoğraf düşünüyorum, hep fotoğraflara bakıyorum. Sadece profesyonel ve haber fotoğrafı ile sınırlı kalmamaya, fotoğrafın tüm dallarını takip etmeye çalışıyorum.”
”Haber fotoğrafı en az haber kadar, zaman zaman da haberin önüne geçecek kadar önemli bir unsur. Fotoğrafsız bir haber düşünemiyorum. Tabii ki her haberi fotoğraflamak, fotoğraflı vermek mümkün olmayabilir; ama fotoğrafsız bir haber, her zaman eksik bir haberdir bence.”
Fotoğraf çekmek hayatında sadece hobi olarak kalmamış. Böyle yetenekli ve işini seven değerli muhabirimiz olduğu için çok şanslıyız.
Murad Sezer’in işinde ki başarısı görevlendirildiği yerlerde daha etkili olmasına yardımcı olmuş. Haberleri fotoğrafladığı serüven tüm hızıyla devam etmiş.
2. Körfez Savaşı öncesi ve sonrasında Irak’ta bulundu. 2003-2004 yıllarında birçok kez bu ülkeye görevli olarak gitti. Nisan 2004’te Irak Felluce’de çektiği fotoğrafla 2005’te “Breaking News Photography” dalında Pulitzer Ödülü kazanan Associated Press’in (AP) ekibinde yer aldı.
Pulitzer ödülü aldığı fotoğrafının hikayesini şöyle anlatıyor:
”2004 yılında Irak’ın Felluce kentindeydik. Savaş ortamında bulunmanın verdiği korku ve gerginliği yaşıyordum. Bulunduğum yerdeki çalışma koşulları da oldukça zorluydu. Fotoğraf, geçici bir sağlık merkezinde çekildi. Bulunduğumuz yere, çatışma bölgesinden ölü ve yaralı Amerikan askerleri getiriliyordu. Gazeteci de olsam bir sivil olarak orada bulunmam Amerikalı askerleri rahatsız etmişti ve kesinlikle fotoğraf çekmemem konusunda uyarılmıştım. Ancak o anı görünce her ne pahasına olursa olsun fotoğraflamam gerektiğini düşündüm. Ayrıca iyi bir haber fotoğrafı olduğunu ve bir şekilde ödül alacağını düşünmüştüm ama bu kadar büyük bir ödül alacağımı tahmin etmemiştim.”
Murad Sezer, ödülü kazandığında çok mutlu olduğundan ve mesleği açısından kendisi için büyük motive olduğunu söyledi.
Ödülünü 2005 yılında New York Columbia Üniversitesi’nde düzenlenen bir törenle aldı.
Başarılarıyla bizleri gururlandıran ünlü Türk fotoğrafçı, Reuters Haber Ajansı’nın Türkiye fotoğraf editörü, aynı zamanda da fotoğraf çekmeye devam ediyor.
Yıllar sonra üniversitesine yüksek lisans yapmak için dönen Murad Sezer, öğrencilere de tavsiyeler vermekten çok mutlu olduğunu söylüyor. Sizler için birkaç tavsiyesini derledik.
”Fotoğraf çekerken elinizde makineyi gören insanların davranış modelleri değişebiliyor. Örneğin, o anda yaşadıkları bir acıyı daha abartılı bir şekilde gösterme yoluna gidebiliyorlar. Elinizde tuttuğunuz fotoğraf makinesine rağmen kendinizi görünmez kıldığınız zamanlarda doğal anları yakalayabilmeniz çok daha mümkün.”
”Bol bol fotoğraf çekmelerini tavsiye ediyorum. Fotoğraf çektikçe kendilerini geliştireceklerine ve özgün tarzlarını oluşturacaklarına inanıyorum. Bir de ustaların fotoğraflarına bakmalarını öneririm. Ama taklit etmek için değil, “ilham” almak için.”
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.