ÖLÜLER KÜLTÜ

Bir kişinin ölüm haberinin alınmasından sonraki zaman diliminde gerçekleşen ritüelleri oluşturan, geride kalanların ne yapacaklarını belirleyen, düzenleyen süreçtir.

ÖLÜ KÜLTÜ NEDİR?

Bir kişinin ölüm haberinin alınmasından sonraki zaman diliminde gerçekleşen ritüelleri oluşturan, geride kalanların ne yapacaklarını belirleyen, düzenleyen süreçtir. Tarihi çok erken dönemlerinden beri süregelen, her toplumda önemli yere sahip olan bu geleneklerin yansımaları günümüzde de görülmektedir. Ölümün bilinmeyen gizemli tarafları, öteki hayat( ahiret, ikinci hayat) inancının oluşmasına neden olmuştur. Öldükten sonra dünyadaki yaşantının devam edeceği düşüncesi ise ölüler kültünü oluşturmuştur.

 

ANTİK ROMA’DA ÖLÜLER KÜLTÜ

 

Roma devletinin cumhuriyetten imparatorluğa geçişi  bu geçişten sonra toplumsal yaşam, gelenekler ve  din gibi köklü değişiklere gitmesi  ölüm algısı ve mezar çeşitlerinde önemli değişikliklere gidilmiştir. Ele alacağımız konu ise Antik Roma’da ölü gömme ritüelleri;

Antik Roma’da  farklı görüş ve inanışlara sahip olunsa da halkın büyük bir çoğunluğu ölümden sonra ikinci bir hayatın varlığına inanıyor ve bununla alakalı sınıfsal ayrımlar gözetilerek çeşitli cenaze törenleri düzenleniyordu. Ölen kişinin yanına konulan süs eşyaları, savaş aletleri ve sikkeler de yine öldükten sonraki yaşama inandıklarının göstergesidir. Hattan ölen kişinin yanına özellikle 2 adet sikke konulduğu ve bu sikkelerin de Hades’in dünyasıyla yakın ilişkili olduğu düşünülür. Mezarlıklara yapılan gömüler çoğunlukla inhumasyon ve kremasyon gömme olarak görülürdü. Yakılan kişilerin külleri bir kaba konulur ve larnax ve ostothek adındaki taş muhafazalara konulurdu. Ölen kişilerin iki dünya arasında kalan gölgeler denirdi. Mezarlar üzerine ağır taşlar koyulması ise ölenin dünya ile ilişkisinin kesilmesi amaçlanmaktadır bazı defineciler bunu  farklı yorumlamaktadır.

 

“Roma Mitolojisine göre; Styx ırmağında ruhları Hades’e (Pluton) götüren kayıkçı Charon bile gömülmemiş bir kişinin ruhunu taşımayı reddediyordu.”

 

ANTİK MISIR‘DA ÖLÜLER KÜLTÜ

Antik Mısır’da mitoloji oldukça büyük yer kaplamaktaydı. Ölüler kültü mısırlılar için çok önemliydi. İnanışlarına göre ölüm onlar için asla bir son değildi. Aksine mutluluk olan nitelendirilen bir şekil değiştirmeydi. O nedenle mezar ölen kişinin öldükten sonra işlerini görebileceği bir yer olmalıydı. Mumyalama geleneği ise bu düşünce sonunda ortaya çıkmıştı.

“İlk önceleri cesetler sıkıca sarılırken daha sonra koruyucu maddeler kullanılmaya başlanmış, daha sonra da bunu iç organların çıkarılması takip etmiştir. Mumyalama teknikleri içinde reçine ve zift kullanımı da yer almıştır. Mumyalama da diğer kutsal eylemler gibi ritüelik bir eylem olmuştur. Ritüellerin kökeninde Tanrı ya da Tanrıların (ya da Tanrıça) yaptıkları bir eylemin tekrarı vardır. Burada da “ilk” eylem Tanrı Osiris’in mumyalanmasıdır. Bu da her mumyalamada bir ritüel, sihirli sözcükler ve eylemler gerektirmiştir. Ceset önce Nil’in sularıyla yıkanır, temizlenir ve “arındırılır” mumyalama işlemi ondan sonra başlar. Mumyalama işlemine Anubis kıyafetli “Sır Kalfası” başkanlık eder. İşlem sırasında dualar ve büyülü sözler okunur. Kesiciler, sarıcılar gibi birçok görevlinin eşlik ettiği bu işlem zaman içinde özellikle de iç organların çıkarılmasıyla ve bedenin korunmasıyla ilgili uygulamalarla değişmiş olsa da ritüel olarak aynı kalmıştır.”

 

Diğer tarih yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
11612
Tags:
5 2 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments