
Müsilaj, deniz ürünleri avcılığını ve tür çeşitliliğini olumsuz etkileyen çevre ve tüm canlılar üzerinde
sorunlara yol açan bir olgudur.
Müsilajın temel sebebinin Marmara Denizine deniz ekosisteminin taşıma kapasitesinin çok üstünde ulaşan kent, sanayi ve tarım kaynaklı besin yükü ve beraberinde gözlenen aşırı biyolojik üretim olduğu düşünülmektedir. Bu aşırı besin yükü müsilaj gibi çevresel krizlerin yanında Marmara Denizi’nde oksijen azlığı ve ekosistem yıkımı gibi kronik sorunlara da sebep olmaktadır.
MÜSİLAJ NEDİR? MARMARA DENİZİ’NE NASIL ETKİ ETTİ?
Organik atıkların deniz içinde seyrelmemesi veya seyrelme fazlarının gerçekleşmesinin yavaşlaması
ve sekteye uğraması sonucu biriken nutrientlerin , sıcaklık artışı ile berber kimi bakteriler, fitoplanktonlar, mikroalgler, zooplanktonlar, vb. tarafından hızla parçalanması denizel ortamdaki müsilaj sorununu açığa çıkaran ilk adımdır. Optimum çoğalma hızına ulaşan bu tek hücreli canlılar ve onların oluşturduğu metabolik atıkları (EPS ve SMP) musilaj veya deniz salyaları diye bilinen gözle görülür durumu oluşturur.
Müsilaj sakin, karışmayan deniz (oksijenlenmesi uzun süren veya az olan) ortamlarında oluşmaktadır. Bu ortamda kimi tek hücreli canlıların aşırı üremesi ve mikroorganizma oksitlenmesinin tamamlanamaması sonucuyla floglaşma yolu ile su yüzeyinde yüzen tabaka oluşumları gözlemlenir.

Müsilaj oluşum süreçleri bağlamında olası farklı mekanizmalar arasında şunlar sıralanabilir: • Stres koşullarında fitoplanktonlar tarafından yüksek birincil üretim (fotosentez) fazlası olarak üretilen karbonhidratların deniz ortamına salınması, sızması (P-kısıtlı koşullarda diatomlar tarafından yüksek miktarda üretilen polisakkaritler), • ölüm ve hücre parçalanması ile hücre duvarı artıklarından kaynaklanan yapısal polisakkaritlerin deniz ortamına karışması,..
- • ölüm ve hücre parçalanması/lizi sonucu yüksek miktarda çözünmüş organik madde (DOM)
ve polisakkarit içeren hücre içeriğinin deniz ortamına karışması,
• bakteriyel hidroliz ve biyobozunumun kısıtlı olması nedeniyle yüksek molekül ağırlıklı
organik bileşiklerin/polimerlerin zamanla birikmesi,
• virüslerin varlığında prokaryotların ve fitoplanktonların viral enfeksiyonu ve hücre lizi
sonucu hücre içeriğindeki organiklerin deniz suyuna karışması ve birikmesi.
İklim Krizinin Etkisi-Marmara Denizi Su Sıcaklığı
Biyolojik ve kimyasal süreçler için sıcaklıktaki ufak görünen değişikliklerin nicel farklılıklara yol açabildiği bilinmektedir. Marmara Denizi’nin ortalama sıcaklığındaki değişimi izleyecek olursak da 1970’lerden beri istikrarlı bir artış olduğunu, ama en çok 2010-2020 periyodunda önemli bir yükselişin söz konusu olduğu görülmektedir.

Marmara Denizi’nin korunabilmesi için iklim değişikliği ile mücadelenin olmazsa olmaz olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Dünyanın pek çok farklı bölgesinde kaydedilen müsilaj vakalarına örnek olarak, çok uzun yıllardan beri takip edilen ve yoğun çalışılan Akdeniz-Kuzey Adriatik Denizi müsilaj vakalar, Türkiye’deki ilk kayıt olan Ekim 2007’deki Marmara Denizi müsilajı Haziran 2017’de Yunanistan-Selanik’te tespit edilen kızıl gelgit ve takip eden müsilaj ve içinde bulunduğumuz dönemdeki 2021 Marmara Denizi müsilajı sıralanabilir.
Tarihi kayıtlar da içeren ve uzun süredir yoğun takip edilen Adriyatik Denizi müsilaj vakaları ile ilgili çalışmalarda, bölgede müsilaj görünme sıklığının giderek artan bir eğilimde olduğu, gözlemlenen müsilaj vakaları ile iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık anomalileri arasında belirgin doğrudan bir ilişki olduğu kaydedilmekte ve iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık artışlarının bölgedeki müsilaj vakalarının boyutlarını ve görülme sıklığını arttırdığı değerlendirilmektedir.

Müsilajı gözlemlemek için dalış yapan dalgıç
Peki neler yapılabilir?
- Marmara Denizini çevreleyen tüm alanlarda ve Trakya’nın Karadeniz’e drene olan bölgelerinde
kent, sanayi ve tarım kaynaklı besin yüklerinin azaltılması için hızlı ve etkin önlemler alınmalıdır.
• Konunun uluslararası mahiyeti Marmara Denizi ile komşuluğu ve etkileşimi bulunan (Tuna Havzası
gibi) ülkelerin de bu sorunun çözümüne katılımları ve destekleri talep edilmelidir. - Müsilaj ile mücadelenin sadece sucul ekosistem ve çevre açısından değil aynı zamanda ekonomik
ve toplumsal boyutları da dahil olmak üzere disiplinler arası değerlendirilmesine gereksinim vardır;
bu sorun ilgili farklı bilim disiplinlerinin katkısı ile tartışılarak kısa ve uzun vadeli çözüm önerileri
belirlenerek acil eylem planı olarak uygulamaya konulmalıdır. - Müsilajın küresel, ulusal ve bölgesel ekonomik etkileri çevre kirliliği hasarı başta olmak üzere
biyolojik çeşitlilik, deniz ürünleri üretimi, balıkçılık faaliyetleri ve istihdam, turizm sektörüne yönelik
yaygın olumsuz etkilerini de içerek şekilde deniz ve çevre ekonomistleri tarafından çok boyutlu
analizlere gereksinim bulunmaktadır.

Denizin altında müsilaj görüntüsü
- Müsilajın ekonomik, sosyal ve psikolojik etkileşimleri göz önünde bulundurularak üreticilerin ve
tüketicilerin çevre bilincinin/farkındalığının arttırılmasında mülki idare ve yerel yönetimlerin
işbirliği önemlidir. Acil eylem planı çerçevesinde alınan tedbirlerin uygulanmasının takibi Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından sağlanmalıdır. - Marmara Denizi ve Susurluk Nehrine atıksu deşarj eden, N>5000 kişi olan, bütün yerleşimler ile
Organize Sanayi Bölgelerinde İleri Biyolojik Atık Arıtma Tesisi Sistemi kurulması; iyi tarım ve
hayvancılık pratikleri desteklenmelidir. - Bilim insanlarımızdan gelen öneriler çerçevesinde; bu süreci önlemede acil çözüm olarak,
Termoklin tabakasında durağan ortamda cereyan eden yavaş kimyasal reaksiyonlara olanak
vermemek için bu sulara karıştırma yöntemi uygulanabilir. Bu karıştırma işlemi sürecin başladığı
süt kıvamında beyaz kolloidal görüntülerin görüldüğü her yerde yapılabilir.

Müsilaj nedeniyle salya ile kaplanan deniz canlısı
MÜSİLAJ BİTTİ Mİ?
Bunun cevabı ileride tekrar yaşamayacağımız hakkında net bir bilgi vermese de yetkililerden açıklamalar geldi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, aylardır başta Marmara Denizi’ni tehdit eden müsilaj sorunuyla ilgili açıklama yaptı. “Yüzme alanlarında herhangi bir sorun tespit edilmedi. Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla denize girebilirler” diyen Bakan Kurum, Marmara’da ilk 20 metrede artık müsilaja rastlanmadığını açıkladı. Müsilajın orta kademede sıkıştığını belirten Bakan Kurum, “Sonraki 10 metrede müsilaja rastlanıyor” dedi.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.