Aslen Polonyalı fizikçi ve kimyager. İlerde Fransa vatandaşlığına da geçmiştir. Polonya’nın başkenti Varşova da 7 Kasım 1867 yılında dünyaya gelen ilk Nobel ödüllü bilim kadını Maria (Madam Curie) 3 kız 1 erkek kardeşe sahipti. Gençlik yıllarında yaşadığı Varşova o zamanlar Rus yönetimindeydi ve kadınların teknik eğitim alması ve üniversiteye gitmesi neredeyse olanaksızdı. Ablası ile para biriktirmişler ve ablası Tıp eğitimi aldıktan sonra Parise giderek 1.5 yıl içinde önce fizik diplomasını aldı, daha sonrada matematik eğitimini tamamladı. Bunların yanında öğretmen olmak için öğretmenlik eğitimi de alacaktı.
Kariyeri ve Ödülleri
Eşi Pierre Curie ile tanışmasını bir Polonyalı bilim insanı sağlamıştı. Pierre Curie o sırada endüstriyel Fizik ve Kimya okulu laboratuvarının başkanıydı. İkisininde bilime olan tutkuları ve ortak yönleri onları birbirlerine daha çok yakınlaştırdı ve 1895 Temmuzunda evlendiler. Bu tarihten sonra Maria Skłodowska yerine Marie Curie adını aldı.
1897 yılında Henry Becquerel’in bahsettiği, uranyum tuzlarının yaydığı ışın (daha sonraları radyoaktivite olarak adlandırılacak) üzerine araştırmalara başladı. Yine aynı yıl ilk kızı Irene’in dünyaya gelmesi üzerine çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.
Bir yıl sonra 1898 başlarında tekrardan çalışmaya başlayan Marie, Toryumun da bu ışınları yaydığını fark etti. Eşi Pierre de bundan sonra kendi çalışmalarını erteleyip Bayan Curie ye yardım etmeye başlamıştı. Bu çalışmalar esnasında Temmuz ayında radyoaktif bir element olan ve uranyumun radyoaktif bozunmasından ortaya çıkan polonyumu keşfettiler. Eylül ayında ise Spektroskopi (Eugène-Anatole Demarçay’ın) yöntemi ile araştırmalarına yardım ettiği, doğal radyoaktif elementlerden olan radyumu keşfettiklerini duyurdular.
7 sene sonra 1904 yılında doktorasını vererek gelişmiş bilim alanında bu unvanı alan Fransa’daki ilk kadın oldu. Bununla birlikte radyoaktiflik üzerine araştırmalarından dolayı eşi ve Henry ile Nobel Fizik ödülünü paylaştılar. Bu ödül aynı zamanda tarihi bir özelliğe de sahipti. Marie Nobel ödülü alan ilk kadın oldu.
1911 yılında polonyum ve radyum elementlerinin araştırması ve keşfindeki rolünden ötürü Nobel Kimya ödülüne layık görüldü. Ve tarihte iki Nobel ödülü alan ilk kadın oldu ki hala bu unvanı taşımaktadır. Bu çalışmasında bir elementin radyoaktif işlemlerden sonra yeni bir elemente dönüşebileceğini göstermiştir.
Eşi Pierre’in 1906 19 Nisanında at arbası çarpması sonucu öldü, Marie eşinin Sorbonne’daki öğretmenlik görevini sürdürdü ve 1908 de buradaki ilk kadın profesör unvanını aldı.
Bunca başarısına rağmen bir çok kişisel saldırıya maruz kaldı, tüm üyeleri erkek olan Fransız Bilim Akademisine üyeliği bir oyla reddedildi. Ardından evli ve eşinin yakın dostu olan Paul Langevin ile arasında aşk ilişkisi olduğuna dair dedikodular çıktı. Bu dedikodu gazetelere Langevin skandalı olarak yansıdı, o kadar önemsendi ki ikinci Nobel ödülü arka planda kaldı. Bu iftiralar karşısında Curie gazetenin başeditörünü halk düellosuna çağırdı ancak başeditör kabul etmeyince, gülünçleşen olay kapandı.
Paris Üniversitesi’nde 1914 yılında kurulan Radyum Enstitüsün’e ilk müdür olarak atandı. 1.dünya savaşı döneminde taşınabilir röntgen cihazları yaptı ve kızı Irene ile birlikte, genç kadınlara x ışını teknolojosini öğretti. Ayrıca uzmanlara savaş ortamında radyoloji ekipmanını nasıl kullanacaklarını gösterdiler. Ancak bu esnada yüksek dozda radyoaktif maddeye ve ışına maruz kaldı.
1920’li yıllarda Varşova’da Radyum Enstitüsü kurulmasında önemli rol oynadı ve başkanın kendisine verdiği ödül ile radyum alarak laboratuvara bağışladı.
Ölümünün ardından ilk olarak aile mezarlığına gömülse de, daha sonra kocası ve kendisinin mezarı Fransa’ nın ulusal anıt mezarı olan Panthéon’a taşınmıştır. Madam Curie başarılarından dolayı bu şerefe layık görülen ilk kadındır. Curie’nin not defterleri o kadar çok radyasyona maruz kalmıştır ki, ancak kurşun kaplı bölmelerde muhafaza edilip sadece radyoaktif koruma altında incelenebilmektedir.
????