MACAR İSTİLASI: AVRUPA’NIN UĞRADIĞI İSTİLALAR(VII.-XI. YÜZYILLAR) Bölüm 3

  • Home
  • Tarih
  • MACAR İSTİLASI: AVRUPA’NIN UĞRADIĞI İSTİLALAR(VII.-XI. YÜZYILLAR) Bölüm 3

Merhaba sevgili Gossive okuyucuları. Serimizin 3. bölümüyle karşınıza çıkmış bulunmaktayız. Bu bölümde size Avrupa’da oldukça yıkıcı bir etkiye sahip olan Macar istilasını anlatmaya çalışacağız. Serimizin devamı için bizi takip etmeye devam edin…

MACARLAR

Dilsel açıdan oldukça farklılık gösteren bu halklar yaşadıkları bölgenin getirdiği şartlar doğrultusunda oldukça benzerlik göstermektedir. Macarlar göçebe geleneğine bağlı olarak kımız(kısrak sütü) ya da avcılık ve balıkçılık ürünleriyle besleniyorlardı. Tek uğraşları ise at yetiştiriciliği ve savaşçılıktı. Macarlar, genel olarak ufak atlara biniyorlardı. Uzun konaklamalar yaparak ilerliyor ve atlı okçu birlikler askeri yapılanmasının temelini oluşturuyordu. Yerleşik yaşamın yoksunluğu sebebiyle hedeflerinde tarımla geçinen insanların ürünleri yer alıyordu. Güçleri yettiğinin mallarını zorla alıyor ya da hayvancılık ürünleri karşılığında takas yapıyorlardı.

MACAR

Ortaçağ alanıyla ilgilenen çoğu tarihçi, Macar ve Norman istilalarının Batı Avrupa’da feodalitenin filizlenmesinde etkili olduğunu  ya da en azından feodal düzene geçişi desteklediğini düşünmektedir. Macarlar Göçebe geleneklerini koruyan bir topluluktu. Saldırıları ise genel olarak yerleşik bölgeleri talan ve yağmaya yönelikti. Akınları çoğunlukla açık arazilerde, korunmasız köyler ve manastırlar üzerinde yoğunlaşmıştı. Bu saldırılara hazırlıksız yakalanan Avrupa topluluklarında bir korku dönemi başlamıştır. Bu şekilde doğan korunma ihtiyacı ise feodal çağın ilk akla gelen özelliği olan şato ve kale yapımlarını teşvik etmiştir. Macarların akınları Avrupa için oldukça yıkıcı etkiler bırakmıştır. Nitekim 955 yılında Augsburg Anlaşması yapılana kadar bu saldırılar devam etmişti.

MACAR İSTİLASI

Macarlar ilk icraatlarına Avrupa içlerine Güney Rusya’dan girerek başladılar. ilk olarak IX. yüzyılda Moravyalıların kurmuş oldukları yeni İslav krallığını yok ederek işe başladılar. Daha sonrasındaki saldırıları ise Bavyera’ya oldu. Burayı yağmalayıp, yakıp yıktılar ve neredeyse tek bir manastır dahi bırakmadılar. X. yüzyıla gelindiğinde ise bir yandan İtalya’ya, diğer yandan Almanya’yı aşarak Toulouse’a kadar geçtiler. X. yüzyılın sonunda ise, Tuna vadisini çöl haline getirip, 890’lı yıllarda kalıcı olarak Theiss ve Tuna ovasında yerleştiler. Bu bölge zaman içerisinde Macaristan Ovası olarak anılacaktır.

macar

Macarların bu bölgeyi kolay bir şekilde ele geçirerek yerleşmesi mevcut şartların elverişliliğine bağlıydı. Şarlman, o dönemlerde Avarları yenerek bölgeden çıkarmış ve 805 yılına gelindiğinde bölge herhangi bir mahalli güçten yoksun kalmıştı. Macarları Avrupa’ya sevk eden şey ise Uralların ötesinden gelen bir başka güç olan Peçeneklerdi. Göçebe toplulukları arasında yer alan Peçenekler, Macarları yerlerinden etmişlerdi. Güney yolu ise kurulan Bulgar Devleti nedeniyle kapalı olarak görülüyordu. Bu dış etkenlerden dolayı Macarların bir kolu bozkıra geri dönerken çoğunluğu Karpatları aşarak Orta Tuna bölgesine gelmişlerdir. Bulgarların zayıflaması neticesinde yönlerini kısa bir dönem Bizans Trakya‘sına yöneltmişlerse de Batı Avrupa’nın o korunaksız ve güçsüz tarafı daha çekici gelmiştir.

macar

Macarların Avrupa’ya bu denli korku salabilmelerinin altında izledikleri akıllıca siyasetler yer almaktadır. Başarılarının temelinde; batı siyasetinin inceliklerini kısa sürede anlamaları ve iyi bir casusluk faaliyeti ile düşmanın durumunu önceden öğrenmeleri yatıyordu. Bunun yanı sıra Savaşçı, mücadeleci, cesur ve teşkilatçı  olmaları gibi karakteristik özellikleri de vardı. Taktiksel olarak saldırılarını gerçekleştirirlerdi. Tahkim edilmiş kalelere asla saldırmaz, akınlarda daha çok esir peşinde koşarlardı. Tüm özellikleriyle Vikingler kadar yıkıcıydılar ama çok daha fazla kalabalık sürüler halinde hareket ediyorlardı. Aynı zamanda birer şantaj ustası oldukları ve yüklü miktarda haraç ve fidye aldıkları da bilinmektedir. Yine de bütün bunlara rağmen değişen şartlar neticesinde 955 yılına gelindiğinde bu başarılı yağma akınlarının yerini yenilgi almış ve Macar tehdidi ortadan kalkmıştı.

BAŞARININ ARDINDAN GELEN YENİLGİ VE I. RİCH’E GİDİLEN SÜREÇ

Doğu Fransa Kralı Büyük Otto(955) Viyana yakınlarında gerçekleşen Lechfeld Savaşı’nda Macarları bozguna uğratmıştır. Bu başarısının getirisi ise, son barbar istilasını püskürten kral olarak anılması ve Avrupalı aristokratlar ve din adamları arasında büyük bir saygınlık kazanmasıdır. Otto’nun kazandığı bu zafer Macarların Avrupa’da giriştikleri yağmaların sona erdiği anlamına gelmekteydi. Bundan sonraki mücadeleler sınır bölgelerinde ufak çapta devam edecektir.

macar

Dönemin papası o sıralarda İtalya kralı II. Berenger ile sıkıntılar yaşamaktaydı. Bu sıkıntısından kurtulmak isteyen Papanın çağrısı üzerine Otto, (imparatorluk tacıyla ödüllendirileceğini bildiği) Roma’ya hareket etmiştir. Yerine ise oğlunu II. Otto adıyla Almanya tahtına oturtmuştur. Bu süreçte I. Otto tarafından Almanya ve İtalya’da otorite sağlanmış ve 962’de Papa tarafından kendisine imparatorluk tacı verilmiştir. Böylelikle Katolik dünyasında bir yandan dünyevî bir güç olarak imparator, öte yandan manevî güç olarak papa belirginleşmiştir. Bu durum Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu‘nun doğuşunu sağlayan önemli bir gelişmeydi. İşte Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu (ya da Almanların adlandırmasıyla I. Rich/ I. İmparatorluk) bu koşullar altında 962 yılında kurulmuştur.

 

Kaynaklar

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kutsal_Roma_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu

Charles Seignobos, Avrupa Milletlerinin Mukayeseli Tarihi

Francesco Storti, “IX. ve X. Yüzyıllarda Saldırılar ve İstilalar”, Ed. Umberto Eco, Ortaçağ: Barbarlar-Hristiyanlar-Müslümanlar

Halil Cin,  Gül Akyılmaz, Tarihte Toplum Ve Yönetim Tarzı Olarak Feodalite Ve Osmanlı Düzeni

İzzet Çıvgın, Ortaçağ Tarihi

Marc Bloch, Feodal Toplum

Muammer Gül, Ortaçağ Avrupa Tarihi

Norman Davies, Avrupa Tarihi

 

Diğer tarih yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
134
Tags:

Armağan Çakır

Ortaçağ'a hayran bir adam...

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments