KÜTÜPHANE HAYATIMIZA NASIL GİRDİ?

Kütüphaneler yazılmış eserleri korumak, toplamak, organize etmek, onları insanların faydalanmasına hazır hale getirmek için kurulmuştur.

Farsçada ev manasına gelen “hane” ile Arapçada kitaplar manasına gelen “kütüb” kelimelerinin birleşmesinden  “hane-i kütüb” meydana gelmiştir.

Kitaplar evi anlamına gelen isim tamlamasındaki tamlama “i”sinin düşmesi ve kelimelerin yer değiştirerek birleşmesinden meydana gelmiştir.

Günümüzde yeni bilimsel materyallerin çeşitlenip çoğalması neticesinde ortaya çıkan, süreli yayın, grafik, sesli ve görüntülü yayınların meydana getirdiği koleksiyonlardan oluşan kütüphaneler de bulunmaktadır.

Asur, Bâbil ve Hitit medeniyetlerinden günümüze ulaşan ve yazı yazmak için kullanılan kil tabletler çok eski devirlere ait kitap ve kütüphanecilikle ilgili bilgiler vermektedir. Bu medeniyetlerde zamanla yazılı tabletlerin korunması, saklanması için odalar teşkil edilmiş böylece kütüphaneler oluşmuştur.

Kütüphaneyle ilgili olarak yapılan araştırmalar ve kazılarda elde edilen bilgiler M.Ö. 2400 yıllarına kadar uzanmaktadır. Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından M.Ö. 625 yılında kurulan Ninova Kütüphânesi bilinen en eski kütüphanedir. Romalılar tarafından yakılan Mısırdaki meşhur İskenderiye Kütüphanesi ise devrinin en büyük kütüphanesi statüsündeydi.

Ninova Kütüphanesi hayali resmedilişi

Kütüphaneyle ilgili olarak yapılan araştırmalar ve kazılarda elde edilen bilgiler çok eski tarihlere kadar uzanmaktadır. Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından Ninova’da M.Ö. 625 yılında kurulan Asurbanipal Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Yapılan kazılar neticesinde elde edilen ve bu kütüphanede bulunan çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden 20.000 kadarı bugün İngiltere Londra’da British Museum koleksiyonları arasında yer almaktadır.  Kütüphanede bulunan en ünlü eser ise yazılmış ilk kitap kabul edilen Gılgamış Destanı’dır.

Ashurbanipal Kütüphanesi, İskenderiye Kütüphanesi’nin kurulmasından yüzyıllar önce işgalciler tarafından yıkılmıştır. Kuzey Mezopotamya’da, modern Irak’ın kuzeyinde, Musul kenti yakınlarında bulunan Kouyunjik (Asur’un başkenti Ninova) arkeolojik yerinde yapılan kazılarda, çıkartılan eserler modern tarihçilere antik Yakın Doğu halkıyla ilgili bir çok bilgi sağlamıştır.

Kütüphane, arkeolog Austen Henry Layard’a tarafından keşfedilmiştir.

Ninova Kütüphanesi’nden kurtarılan kitaplar

Ashurbanipal inatçı ve savaşçı bir kraldı, bununla birlikte, aynı zamanda okuryazar ve tutkulu bir metin ve tablet toplayıcıydı. Savaşçılığının yanında bir entelektüel olarak biliniyordu. Yetişme çağında hem Akad hem de Sümer dillerinde ustalaşmıştı.

Eski Metinleri toplamak için Asur İmparatorluğu’nun her bölgesine yazılar göndermişti. Metinleri, özellikle de Babil kaynaklarından kopyalamak için alim ve yazarları görevlendirdi.

Ashurbanipal’ın özellikle kehanet metinlerini toplama konusundaki yoğun ilgisi, kütüphanesi için eser toplamadaki itici motivasyonlarından biriydi.

Asıl amacı “kraliyet iktidarını korumak için hayati olduğunu düşündüğü ritüeller ve büyülere sahip olmak” olabilirdi.

Geriye kalan metinler, çeşitli tanrılara ibadet, şeref, incil ve ilahiler içerirken, bir kısmı da tıp, astronomi ve edebiyat ile ilgiliydi.

Kütüphanedeki tüm bu metinler içinde sadece on tane destan ve efsane gibi etkileyici edebi eserler bulunmaktadır.

Eski Babil şiir sanatının bir başyapıtı olan Gılgamış Destanı, Enúma Eliş Yaratılış Destanı, Adapa Efsanesi ve Nippur’un Yoksul Adamı gibi hikayeler  kütüphanede bulunan edebi eserler arasındaydı.

Tabletler genellikle şekle göre düzenlenmiştir: dikdörtgen tabletlere finansal işlemler, yuvarlak tabletlere ise tarımsal bilgiler kaydedilmiştir.

Ninova Kütüphanesi’nde bulunan kil tabletlerden biri

Bu dönemde, bazı belgeler ahşap üzerine ve bazıları da balmumu tabletlerine yazılmıştır.

Tabletler, içeriğine göre farklı odalara yerleştirilmiştir. Hükümet, tarih, hukuk, astronomi, coğrafya vb. içerikler renkli işaretlerle veya kısa yazılı açıklamalar bulunan başlangıç metinleri ile tanımlanmıştır.

Ninova, M.Ö. 612’de Babil, İskitler ve Med İmparatorluğu arasında oluşturulan koalisyon tarafından yok edildi.

Sarayın yakılması sonucu kütüphaneye zarar gelmiş fakat çivi yazılı kil tabletler ateşe dayanıklı olduğu için kurtumuştur . Balmumu ve ahşap tabletler ise çoğu yok olmuş veya zarar görmüştür.

İskenderiye Kütüphanesi

Büyük İskender’in, Ninova’daki Aurbanipal’in büyük kütüphanesini gördükten sonra, kendi kütüphanesini kurma fikrinin oluştuğunu belirtilmektedir. Batlamyus (Ptolemy)’un katkılarıyla M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi devrinin en büyük kütüphanesidir.

Bu kütüphanede 700.000’e yakın papirus tomarıyla porşömen bulunuyordu. Sezar’ın M.Ö. 47’de İskenderiye’yi işgali sırasında büyük ölçüde zarar gören kütüphane M.S. 391 senesinde Mısır piskoposunun emriyle tamamen ortadan kaldırılmıştır.

İskenderiye Kütüphanesi’nin resmedilişi

PERGAMON (BERGAMA) KÜTÜPHANESİ

M.Ö. 165’te kurulmuş olan Pergamon (Bergama) Kütüphanesi, Roma’daki Bibliotheca Ulphia ve M.S. 355’te Büyük Konstantin’in İstanbul’da kurduğu imparatorluk kütüphaneleri ilk çağların önemli kütüphaneleri arasında yer almaktadır. Ortaçağ’da manastırlarda kitap sayısı 1000’i geçmeyen küçük kütüphaneler kuruldu.

Avrupalılar kitap basımına önem verdiler. Bu sebeple kütüphaneler de yaygınlaştı. 17. ve 18. yüzyılda büyüyen özel koleksiyonlar Fransa’da Bibliotheque National, İngiltere’de British Museum, ABD’nin Washington şehrinde Kongre Kütüphanesi (Library Of Congrers) gibi dünyanın en zengin kütüphaneleri ortaya çıktı.

Moskova’daki Milli kütüphane hüviyetindeki Lenin Kütüphanesi ise 1917’de kuruldu. Diğer bazı ülkelerde de millî kütüphaneler ve üniversite kütüphaneleri kuruldu.

Bergama Kütüphaneleri kalıntısı(İzmir)

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
32
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments