Ergenekon Destanı, Büyük Türk Destanı’nın bir parçasıdır. Birçok millet kendine ait destanları bulunur ve edebi eserleri arasında yer alır. Ergenekon Destanı ile ilgili merak edilenleri gelin birlikte inceleyelim.
KUTLU DOĞUŞ ERGENEKON
Gök girdi kızıl çıktı Allah Türkü dünyaya hâkim kıldı. Türkün ihtiyatı muhkemdi o da ancak gaza ve cihatdı. Tarihin her lahzasında Türkler vardı. Allah türkü dünyaya ebedi kıldı. Türkün gücü hasıl oldu menfur mahluklar ortadan kalktı Allah türkü adaletli kıldı. Allah Türklere çeşitli zamanlarda sınavlar ihsan etti. Türk yılmadı Türk boş durmadı zorlukları aştı imkansızı başardı, bedel ödedi , cefa çekti. Allah bu sebepten Türklere hükmetme selahiyeti verdi. 3 kıtayı onlara bahşetti. Türkün yaptıklarını tarih yazamadı hiçbir elin kudreti hiçbir kalemin mürekkebi yetmedi. Fanilere ders Türklere de gurur olarak hiçbir dilde kasr etmeden dilden dile aktarıldı ve bize de bu geleneği devam ettirmek düştü. Bizde bu tarihin en önemli mevzularından Ergenekon’u ele aldık ilmi mantığın sınırlarını aştığı zihinlerin dona kaldığı Ergenekon’u. Göktürkler devrinde neredeyse tüm beylikler Göktürklere bağlıydı fakat bu durumdan hoşnutluk duymayan bazı beylikler isyana kalkıştı ve toplanıp Göktürklere saldırmaya karar verdiler. Bu saldırıya önceden hazırlıklı olan Göktürk’ler çadırlarını bir yere toplayıp çevresine hendekler kazdı savunma düzeninde beklediler.
Tatar Hakan’ı Sevinçhan askerleriyle saldırıya geçti fakat bozguna uğradılar hırs yapan Sevinçhan düşünmeye başladı ve aklına bir plan geldi.
Savaş alanındaki askerlerine Tüm değerli eşyalarını bırakıp geri çekilme emri verdi. Göktürklerde Tekrar zafer kazandıklarını düşünmeye başladılar ve kaçan askerlerin bıraktıkları ganimetleri yağmalamak için o bölgeye gittiler. Göktürk’ler tam anlamıyla zafer havasına girdiler onlar zafer sarhoşluğu içindeyken Sevinçhan askerleriyle geri döndü Göktürk’leri perişan ettiler Obalarına kadar gittiler çocuklarını kul eşlerini cariye edindiler. Bu savaşta Göktürk Kağanı İl-han’ın en küçük çocuğu kıyan hariç bütün çocukları öldü aradan aylar geçti İl-han’ın oğlu kıyan amcasının oğlu nüküz ve eşleri ile esaretten kurtulmayı başardılar. Eski Obaları yani Göktürk ülkesine döndüler sağ kalan birkaç hayvanın dışında tüm her şey telef olmuştu 4 taraftaki düşmanlar onları aradığından orada kalmalarının uygun olmayacağını düşünerek yeni yerleşim yeri aramaya koyuldular yollar aştılar dar geçitlerden geçtiler en sonunda bir tepeyi aşıp akarsuların verimli ve geniş ovaların olduğunu o topraklara yerleşmeye karar verdiler kıyan ve nüküz un çocukları, torunları oldu ve o topraklara Ergenekon dediler aradan 400 yıl geçti.
Göktürk’ler çoğaldı çoğaldı Ergenekon’a sığmaz oldu.
Büyüklerinden duyduklarına göre Ergenekon’unda dışında topraklar olduğu hatta atalarının bir zamanlar orada yaşadıklarını biliyorlardı. Ve o zamanki Göktürk Hakan’ı Börteçine Ergenekon’daki tüm obaların beylerini toplayarak Ergenekon’dan çıkma fikrini değerlendirdiler Ve toplantıdan düşmanlarla savaşmak dostlarla barışmak üzere Ergenekon’dan çıkma kararı alındı Fakat Ergenekon’dan çıkmak için hiçbir yol yoktu bütün yollar kapanmıştı biraz zaman geçti Göktürk’ler 400 senelik zamanda demircilik işinde ustalaşmışlardı. Bir Demirci bir dağın içinde demir madenlerinin olduğunu büyük bir ateşle o demiri eritip Ergenekon’dan çıkabileceklerini söyledi bilge büyükler dağın eteklerine çıktılar ve kontrolleri yaptılar onay verildi ve seferberlik ilan edildi tüm halk ormandan odun getirip dağın etrafında yerleştirdi 70 deriden 70 körük yapılıp yetmiş yere koyuldu. Büyük bir ateş yakıldı ve dağ eridi Göktürklere yol açıldı Börteçine dört tarafa haber saldı düşmanlarla çarpışıp atalarının öçlerini aldılar ve yeniden eski güçlerine kavuştular. Türkler Her yere ayakbastılar her bastıkları yerde ise sonsuza kadar sürecek Türklük davasının temelini attılar.
Börteçine kurdun adı,
Ergenekon yurdun adı,
Dörtyüzsene durdun hadi,
Çık ey, yüzbin mızrağımız!
(ZiYA GÖKALP)
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.