İstanbul’un en önemli tarihi değerlerinden biridir. Kız Kulesi. Nice filmlerde yer almış, nice şiirlere ilham olmuştur bu yapı. Üsküdar’da, Roma İmparatorluğu’ndan kalma tek mimari eserdir. Damalis ve Leandros kız kulesinin eski isimleridir.
Kız Kulesi’nin Efsanevi Hikayesi
Kız Kulesi için birçok efsane ortaya atılmıştır; Haydi gelin bu hikâyelere bir göz atalım.
Sepetteki Zehirli Yılan Efsanesi
Bizans imparatorunun kızı olur ve kızını yetiştirmeleri için ülke bilginlerini görevlendirir. Fakat görevlendirilen bilginlerden bir tanesi, imparatorun kızının 18 yaşına geldiği zaman bir yılan tarafından sokulacağını söyler. Kral bu bilgiden etkilenerek küçük bir ada üzerinde bulunan kuleyi düzenletir ve kızını oraya yerleştirerek korumaya çalışır. Tüm bu önlemlerin alınmasına rağmen 18 yaşına basan imparatorun kızı, hediye olarak gönderilen üzümün içinden çıkan yılan tarafından sokulur ve zehirlenir. İmparator bu olayla birlikte kaderden kaçılamayacağını anlar. Fakat yine de toprakta yılanlar tarafından yenileceğini düşünerek kızının bedenini mumyalatır ve pirinç tabuta koydurur. Daha sonrasında Ayasofya’nın yüksek duvarlarından bir tanesine yerleştirir…,
Hero ve Leandros Efsanesi
Kızkulesi denilince akla gelen diğer bir efsanede “Hero ve Leandros”un ölümsüz aşklarına ait… Efsaneye göre çok eski zamanlarda Hero adındaki genç rahibe kulede kumrulara bakmakla görevliymiş. Her yıl ilkbaharda kule çevresinde törenler yapılır, aşkı bulamayanlar hayallerindeki sevgililerine kavuşabilmek için Afrodit’e yakarırlarmış.
Boğazın karşı kıyısında oturan Leandros da bu törene katılmak için tapınağa gelmiş ve Hero’ya ilk görüşte aşık olmuş. Hero’ da aynı hisleri duymuş genç adama karşı ama bir rahibe olduğundan bir erkekle birlikte olması ve evlenmesi yasakmış.
Vazgeçmeye niyeti olmayan Leandros ne pahasına olursa olsun Hero’ya kavuşmayı aklına koymuş. Bir gece kıyıdan Kule’ye bakarken, Kızkulesi’nin tepesinde bir ateşin yandığını gören Leandros kuleye doğru yüzmeye başlamış. Bu arada Hero’ da elindeki meşale ile Leandros’a yol göstermiş. Tüm gücüyle yüzmeye başlayan genç adam nihayet Kule’ye varmış ve Hero’ya kavuşmuş. Leandros o geceden sonra her gece Hero’ya olan özlemini dindirmek için kuleyi ziyaret etmeye başlamış.
Leandros, fırtınalı bir gecede yine Hero’ya kavuşmak için Boğaz’ın azgın sularına bırakmış kendini. Hero da her gece olduğu gibi meşalesiyle Leandros’a yol göstermek istemiş ancak bir süre sonra rüzgarın da etkisiyle meşale sönmüş. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros, nereye doğru yüzeceğini bilememiş ve yorgun düşen Leandros daha fazla dayanamayıp Boğazın karanlık sularında kaybolmuş. Sabaha kadar sevgilisini bekleyen Hero, sabah Leandros’un cansız bedenini karşı kıyıda görünce bu acıya dayanamamış ve o da kendini boğazın sularına bırakmış…
Battal Gazi Efsanesi
Bir başka Türk Kız Kulesi efsanesi de Seyyid Battal Gazi hakkındadır. Battal Gazi, dönemin İslam Halifesi Harun Reşid’in ordusuyla İstanbul kuşatmasına katılır. Kuşatmadan sonuç alamayan İslam ordusu geri çekilirken Battal Gazi, Üsküdar’da kalmaya devam eder. Çünkü tekfurun kızına aşıktır. Ancak Üsküdar tekfuru, imparatorun izniyle kızını kuleye hapsederek onu Battal’dan koparmaya çalışır. Bunun üstüne Seyyid Battal, bir gece Kız Kulesi’ni basarak hem tekfurun kızını hem de kuledeki hazineleri alarak kaçar. Meşhur, “atı alan Üsküdar’ı geçti” deyiminin de bu efsaneye dayandığı söylenir.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.