Kaptan Marvel Film İncelemesi
8 Mart’ta vizyona giren Marvel’ın ilk solo kadın süper kahraman filmi henüz iki hafta geçmiş olmasına rağmen gişede 835 milyon doları ve en büyük rakibi Wonder Woman’ı geride bıraktı. Her ne kadar filmde ağır feminizm olgularına rastlamasak da bu dünyayı güçlendirecek bir şekilde yoluna devam ediyor. Infinıty War ve Endgame arasında köprü görevi gören, ayrıca ilk 22 filmlik serinin oluşturduğu Infınıty Saga’nın ve üçüncü fazın son parçalarından olan bu yapım Marvel’ın yeni çağa açılan kapılarından birisi.
1995 yılına gittiğimiz filmde Carol Danvers adındaki baş karakterimizin pilot yaşamından sonra başlayan kahramanlığına, bundan daha çok ise geçmişini arayan haline odaklanıyoruz. Kree’ler ve Skrull’lar arasındaki savaşın ortasına gerçekleştirdiği büyük cesaretinin ardından düşen Vers –Kree’lerin hitabı ile- Kree gezegeninde geçirdiği 6 koca yılın ardından geçmişinin izlerini Dünya’da arıyor.
Marvel’ın orijin filmler için oluşturduğu senaryo biçimine uygun bir şekilde ilerleyen film ilk yarısında sakin bir şekilde devam ederken asıl bilmemiz gerekenleri ikinci yarıda bize veriyor. Oscar ödüllü Brie Larson’ın hayat verdiği Captain Marvel, gerçekleştirilen bu ‘ara transferden’ sonra artık Avengers takımına liderlik etmeye ve en güçlüsü olmaya hazır. Bu tabirler kimilerinin hoşuna gitmese de hatta fanlar arasında tartışmaya sebep olsa bile görüyoruz ki Captain Marvel, Marvel Sinematik Evreni’nde gösterilen en güçlü kahraman.
Bununla birlikte son yıllarda kadın hareketleri toplumlara umut verecek düzeyde bir hayli arttı. Ben bunları ne kadar olumlu görsem de maalesef insanlığımızın gerçekten geriden geldiğini düşünenlerdenim. Yaşadığımız şu çağda hala cinsiyetler arası, ırklar arası eşitliği, tutulmayan insan haklarını konuşuyorsak bu bizim ayıbımız. İnsanlığımız gökdelenlerimiz kadar hızlı yükselmiyor. Bütün bu mücadeleler ise doğal olarak sanata yansıyor. İşte kadınların son yıllarda bu alanlarda kendilerini artık daha kolay gösterebilmelerinin sebeplerinden birisi de bu haklı mücadelelerdir.
Tam da bu yüzden çoğu insan hem Marvel’ın ilk solo kadın süper kahraman filmi olmasından dolayı hem de böyle büyük bir şirketin başrolünde bir kadınının oynamasından dolayı ağır feminist anlamlar yükleseler de filme öyle bir yapım değil bu. Ama iyi ki de değil. Evet, filmde her engelden sonra ayağa kalkan çok güçlü bir kadın karakter var ama bunları Marvel’ın güçlü erkek karakterlerinden ayırarak izlemiyorsunuz tıpkı o erkek karakterleri izlediğiniz gibi izleyerek ‘eşit’ bir şekilde bakıyorsunuz kahramanlara ve beyaz perdeye. Bu durum bence Marvel’ın bir başarısı.
Bir diğer başarısı ise Captain Marvel’ın ters köşelerle dolu bir film olması.
Çizgi roman okuyanlar veya araştırmış olanlar bilecektir ki Carol Danvers’ın güçlerini kazanmasından, Skrull ve Kree ırkı arasındaki savaşın nedenine kadar önemli meselelerin bir kısmı filmde daha farklı bir şekilde karşımıza çıktı. En çok şaşırtan konu ise Skrull’ların insaniyeti ve mağdur halleri oldu muhakkak. Çizgi romanlarda ortalığı karıştırmaktan geri durmayan Skrull’lar filmde evsiz ve çaresiz haldeler. Ancak bu değiştirilmiş gelişmeler filmin tadını kaçırmaktan ziyade daha farklı bir tat veriyor ve sinema ekranına yakışır bir gerçeklik sunuyor.
Oyunculuklarda ise Brie Larson muazzam bir oyunculuk çıkarmasa da karakter çok sempatik ve cana yakın. İnsanların Captain Marvel’ı bu kadar çabuk benimsemesinde ki en önemli etkenlerden birisi de Larson’ın bu cana yakın tavırları kuşkusuz. Ben Mendelsohn muhteşem bir Talos canlandırmasıyla hem Skrullar’ı insaniyete daha çok yaklaştırıyor hem de muhteşem bir oyunculuk performansı sergiliyor ve tabi ki Mendelson ile birlikte Jude Law filmin oyunculuk seviyesini yukarı çekiyor. Peki bütün bu önemli karakterlerin yanında parlayan bir diğer ismimiz kim ? Tabi ki Goose. Yine çizgi romandan sinema perdesine taşınırken birkaç farklılığa uğramış bir karakter Goose. Kendisi “Flerken” ırkına ait ve yeri geldiği zaman canavarlaşıp ağzından ahtapotumsu kollar çıkarabiliyor ayrıca vücutlarında sakladıkları baloncuklar sayesinde de başka diyarlara açılan cep evrenler yaratabiliyorlar. İlk başlarda kendisine bu kadar çok rol verilmemesi planlansa da yerinde müdahaleler ile en sevilen karakterler arasına girmeyi başardı Goose.
Ve tabi ki bir diğer konu filmin müzikleri. Captain Marvel’ın müzikleri daha önce Justice League ve Fortnite gibi önemli yapımlarda çalışmış Pınar Toprak’a ait ve bunun yanında kendisi bir Marvel filminin bütün müziklerini yapan ilk kadın olma özelliğine de sahip.
Captain Marvel, Endgame’e varmadan önce son durak. Yüksek beklentiler ile gidilmeyip keyif alınmalı. Görülmeye değer.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.