HEIDI; Hepimizin çocukluğunda izlediği, hala çocuklarımıza izlettiğimiz tozpembe çizgi dizinin
kökeninde böyle bir trajedi olabileceğini kim düşünebilirdi ki?
HEIDI’NIN AYAKLARI NEDEN ÇIPLAKTI?
Yeşiliyle doğa harikası olana Alp Dağları ve Heidi’siyle tanıdığımız İsviçre’nin o çizgi dizilerdeki masumiyetinin diğer yüzünü gösterelim sizlere..
İsviçre’de 18.yy’dan 19.yy başlarına kadar uygulanan politika çocuk emeği sömürüsüydü. Tarımda makineleşmenin başlamadığı yıllarda insan gücüne duyulan ihtiyaç doğaldır pek tabii fakat bu insan gücü 4 yaşından başlayan çocuklardan elde edilmiyorsa… İsviçre o yüzyıllarda işçi gereksinimi için çocukları uygun görmüş ve bunu devlet politikası haline getirmiştir. Din adamları ve devletin aracılığıyla borcu olan, boşanmış, farklı etnik kökenden gelen ailelerin çocukları, anne babası olmayan çocuklar başka ailelerin, çiftlik sahiplerinin yanına verilirdi, çiftliklere kiralanır ya da çocuk pazarlarında satılırlardı. Çocuk işçilerin tercih edilmelerinin en büyük sebebi ucuz işgücü olmasıydı bu çocukların yaşadıkları kimsenin umurunda da değildi.
Ailelerinin yanından ayrılan çocuklar bir daha asla onları göremezlerdi. O günden itibaren ikinci sınıf insan muamelesi görmeye başlarlardı. Küçücük akıllarıyla ve bedenleriyle belki de bu yaptıklarını oyun zanneden bu çocuklar bir insanlık ayıbının başrol oyuncularıydı esasen. Yanlarına alan aile ile asla aynı masada yemek yiyemezlerdi, ya ahırda ya da kulübede yaşarlardı, dayak, küçük görme, istismar gibi pek çok fiziksel veya manevi şiddete maruz kalan bu çocukların hayatı tam bir kabustu.
Devleti ve çiftçileri zenginleştiren bu çocuklar, çıplak ayalarıyla, elbiseye dahi benzemeyen üzerlerindeki kumaşlarla toplum tarafından kabul edilmişti. Yanlış veya acımasızca bir uygulama yoktu, çünkü bu bir devlet politikasıydı ve olağan kabul edilmişti nasıl oluyorsa? Hatta buna bir de isim vermişlerdi. Verdingkinder (Sözleşmeli Çocuk) ne kadar kelimelerle güzelleştirilmeye çalışılsa da hiçbir şekilde kabul edilemez bir sistemdi.
Bu işçi politikasının yanlışlığını anlamak biraz geç olsa da 1974 yılında yasalarla kaldırılmıştır. İsviçre bu tatsız hadiseyi gün yüzüne çıkarmak istemeyip, hatırlamasa da bu olayın yaşandığı bir gerçek…2013 yılında da bunun gerçekliğini kabul edip özrünü dilemiştir.
Johanna Spyri’nin yazdığı Heidi romanında da bu konunun işlendiği düşünülmektedir. Hepimizin çocukluğunda izlediği, hala çocuklarımıza izlettiğimiz tozpembe çizgi dizinin kökeninde böyle bir trajedi olabileceğini kim düşünebilirdi ki?
EDA ÜÇKARIŞOĞLU
Köle Çocuklar/ İsviçre köle ticareti yazımızı okumak için tıklayınız.