Harlem Rönesansı veya ilk adıyla Yeni Siyahi Hareket, Afroamerikan (Afrika asıllı Amerikalı) sanatı ve edebiyatının 1920’lerle 1930’ların başlarında New York şehrinin Harlem semtinde serpilip gelişmesidir.
HARLEM RÖNESANSI NEDİR?
Zenciyim ben
Gece gibi
Afrika’nın derinlikleri gibi kara
Köleydim her zaman
Saray basamaklarını temizledim eski Roma’da
Langston Hughes
HARLEM RÖNESANSI NEDİR?
1865’te sona eren Amerikan İç Savaşı, köleliğin kaldırılmasıyla sonuçlanmıştı fakat güneyli toprak sahipleri eşit yurttaşlık fikrine tam olarak alışamamışlardı. Afro-Amerikalılar güneyde baskı, ayrımcılık ve her an linç edilme korkusuyla yaşadılar. Yasalar üzerinde eşitlik olsa da siyahlar ikinci sınıf insan muamelesi görmeye ve çok düşük ücretler karşılığında çalışmaya devam ettiler. Genel olarak demokrat beyazlar, Afro-Amerikalıları medeni ve siyasi haklardan mahrum bırakmakla beraber, linç çeteleri ve diğer şiddet olaylarıyla da siyah toplulukları terörize ettiler. Kuzey’in sanayileşmiş olması ve yeni iş olanaklarının bulunması güneyde yaşayan Afro-Amerikalılar için çok fazla şey vadediyordu.
Bu yeniden doğuş için gereken ortam, köleliğin ve 1800’lerdeki Yeniden Yapılanma Dönemi’nin zorluklarına dayandıktan sonra özgürlüklerine yeni kavuşmuş milyonlarca güneyli siyahinin, Büyük Göç olarak da bilinen toplu göçle New York ve diğer kuzey şehirlerine taşınmasıyla oluştu. I. Dünya Savaşı’nın sonunda fakir ama kültürel açıdan canlı bir siyahi topluluk Harlem’de kök salmıştı.
Harlem’de büyüyenlerin çoğu orta sınıf ve iyi eğitimli insanlardı. Kendilerini başarılı şekilde ifade edebiliyorlardı. İçinde bulundukları sanatsal faaliyetler ve üslupları kendilerine olan desteklerin artmasını, ırksal ve sosyal bütünleşmenin iyileşmesini sağladı. Afro-Amerikan kültürünün parçası olan resimler, yazılar, müzik ve danslar ilk kez ana akım Amerikan kültürünün parçasına dönüştü. Siyahi yönetimden de güç alan Harlem Rönesansı sanatçıları aynı zamanda daha geniş çevreleri ve imkanlar sunma potansiyeli olan beyazların desteğine de bel bağlamış durumdaydılar. ‘’İlkel’’ olarak algıladıkları Afro-Amerikan kültürüyle özel olarak ilgilenen birçok beyaz işveren türedi.
Sanatın içerisinde birçok alanda kendilerini ispatlamaya devam ederken yeni bir akım ortaya çıktı. Caz, Harlem Rönesansı’nın önemli bir parçasıydı ve zamanla toplumun içindeki farklılıkları gidermeye başladı. Önyargıların üstesinden gelinmesiyle birlikte caz müzik sayesinde sanatçılar her kesimle iletişim kurabilmeye başladı. Tüm Amerikalılar bu müziği dinleyip onunla dans etmeye başladı. Böylece ayrımcılıkları sonlandırmak için başarılı adımlar atmış oldular. Harlem Rönesansı tablolarında çoğunlukla caz orkestralarının yer aldığı gece hayatından sahneler, dans ve kabareler resmediliyordu
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı özellikle New York’taki siyahi topluluğu sert bir şekilde vurunca, Harlem Rönesansı 1930’larda etkisini kaybetmeye başladı. Amerika’da hayatlarını emekleriyle inşa etmiş siyahi insanların varoluş mücadelesinin sanatsal yaratıcılıkla büyük bir patlama yaşadığı bu dönem, aynı zamanda ırkçılığa karşı büyük ve ders verici bir olay oldu.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.