FEODAL DÜZENİN YIKILIŞI VE MONARŞİLERİN GÜÇLENİŞİ (BÖLÜM 3)

  • Home
  • Tarih
  • FEODAL DÜZENİN YIKILIŞI VE MONARŞİLERİN GÜÇLENİŞİ (BÖLÜM 3)
feodal

Feodal Düzenin Yıkılışı ve Monarşilerin Güçlenişi başlıklı yazımızın üçüncü bölümünü siz değerli Gossive okuyucularının beğenisine sunuyoruz. Keyifli okumalar dileriz…

FEODALİZMİN YIKILIŞINA ZEMİN HAZIRLAYAN GELİŞMELER

Kapitalizme giden yolda XIV. yüzyıldan itibaren lonca sistemi yıkılmaya başlamış, loncaların sınırlayıcı etkisinden kurtulan ticaret ve sanayi büyük sıçramalar yapmıştır. Aynı dönemlerde kırsal alanda eve iş verme metodunun gelişmesi, toprakları ellerinden alınan köylülerin şehirlere gelerek atölyelerde ücretli işçi olarak üretime katılmaları, loncaların yıkılışını daha da hızlandırmıştır.

feodal

 

Ekonomik gelişmelerde feodalizmin sonunu hazırlamıştır. Belirli ve sınırlı sayıdaki baronlar eski fiefleri bir araya toplayarak varlığını korumuştur. Diğerleri ise güçten düşerek ellerindeki küçük toprakları bu baronlara bırakmak zorunda kalmıştır. Ayrıca ticaretin sessiz ortakları olan büyük baronlar kendi topraklarında ve krallıkla olan ilişkilerinde tüccarları korumak karşılığında, onların kazançlarına ortak olmuşlardır. Bazen krallardan tüccarlara imtiyaz ve monopoller tedarik etmişlerdir. Bu yolla kazandıkları paraları toprağa yatırmışlar ve ellerindeki toprak miktarı hızla artmıştır. Buna karşılık eskiden baronların vassaları olan orta sınıf feodal lordlar, topraklarını baronlara satarak yavaş yavaş ortadan silinmeye başlamışlardır.

feodal

ŞEHİRLERDE YAŞANAN GELİŞMELER

Şehirlerde ticaret ve sanayinin hızla gelişip, sermaye birikiminin gerçekleşmesi, feodalitenin sosyal yapısını da bozmuştur. Artık yeni bir faktör olan sanayi burjuvazisi feodal beyler ve serflerden oluşan sosyal yapıya dahil olmuştur. Ekonomik açıdan bir hayli güçlü olan bu kesim, parlamentoda temsil edilmeye başlandıktan sonra, siyasi güçte kazanarak, toprak sahibi aristokratların ekonomik ve siyasi güçlerine ortak olmuşlardır. İngiliz toplumunda feodal düzenin izlerine hala rastlanıyor olsa da artık var olan düzen tam anlamıyla feodalizm demek için yetersizdir. Tabiidir ki, feodal düzenin geçirdiği bu evrim, İngiltere’nin ve insanlığın demokratikleşmeye götüren bir süreç olmuştur.

feodal

FEODAL DÜZENİN NÜFÜS ARTIŞI VE EMEK GÜCÜ KARŞISINDAKİ DURUMU

Batı Avrupa’da XII. yüzyıldan itibaren başlayan nispeten hızlı ve kalıcı nüfus artışı, çağın teknolojisi veri alındığında emek gücü miktarını işlenebilir toprak miktarının üzerine çıkartmıştır. Neticede feodalite çözülme sürecine girmiştir. Senyörler, bu duruma önce yeni toprak açma yöntemiyle karşılık vermek istemişlerdir. Ancak yeni topraklara serf bulabilmek için bazı tavizlerde bulunmaları gerekmiştir. Buda feodalitenin tasfiyesini daha da hızlandırmıştır. Emek gücünün topraktan daha fazla hala gelmesi, bu kez daha nadir ve dolayısıyla daha değerli hale gelen toprağın rant kaynağı olmasına yol açmıştır. Dolayısıyla kiracılık ilişkileri ortaya çıkaracaktır.

feodal

Rant elde edemeyeceği serfleri boşuna beslemekten kaçınan senyörler, çoğu yerde serflerini azat etme yoluna gitmiştir. Boş kalan topraklarını ise artık özgür hale gelen çiftçilere kiraya vermeye başlamışlardır. Bu kira türü başlarda ürün ya da nakdi ödeme şeklinde olmuştur. Daha sonra ise tamamen nakdi ödemeye dönüşmüştür. Buda emek ranttan ürün rantına daha sonra da ürün ranttan para rantına geçiş demektir. Para rantının piyasaya olan hakimiyeti ise kapitalizmin ayak seslerini oluşturmaktadır.

FEODAL DÜZENİ DEĞİŞİME GÖTÜREN TARIM ALANINDA YAŞANAN GELİŞMELER

Kentlerde ise zanaat kollarında ustalaşma başlamış ve kullanılan aletlerde yeniliklere gidilmiştir. Buda dolayısıyla hammaddelerin işlenme yöntemlerinde ilerlemeyi doğurmuştur. Bu gelişmelerin neticesinde; silah yapımı, çinicilik, bıçakçılık, kunduracılık, saraçlık, vb. yeni üretim dalları ortaya çıkmış, döküm ve demir işlenmesi geliştirilmiştir. Aynı zamanda pusula ve büyük coğrafi keşiflerde aynı döneme rastlamaktadır. Pazarın genişlemesiyle birlikte işi iyi gidenler diğerlerini bünyesinde çalıştırmaya başlamıştır. Dolayısıyla kapitalist ilişkiler, feodal rejimin bağrında, yavaş yavaş oluşmaya başlamıştır.

Feodalizmden kapitalizme geçişte önemli gelişmelerden biri de toprağın büyük parçalar halinde bölünmesidir. Bu parçalar belirli kişilerin elinde toplanarak çit çevirme metoduyla ayrılmıştır. Kırsal alanda bu metotların uygulanmasının bazı sonuçları olmuştur. Eskiden villein statüsünde olup, daha sonra feodal ilişkilerin çözülmesiyle tarımda küçük üretici haline gelen köylülerin toprakları ellerinden alınmıştır. Zorla topraktan koparılan köylülerde ücretli sanayi işçileri sınıfına katılmak üzere şehirleri doldurmuşlardır. Gelişen dokuma sanayi, zanaatçıların loncalarda ürettiğinden çok daha fazla yün talep edilmesine yol açmış ve yün fiyatları yükselmiştir. Koyun yetiştirmek son derece kârlı bir iş olmuştur. Ancak büyük koyun sürüleri, geniş otlaklar ve meralar istemektedir. Bu sebeple eskiden de koyun besleyen feodal lordlar, tarlaların etrafını çitlerle çevirerek otlak haline getirmişlerdir.

feodal

Çit çevirme metodunun yaygınlık kazanması, köylüleri iki şekilde olumsuz olarak etkilemiştir. Birincisi, daha fazla toprağa ihtiyaç duyan lordlar, köylüleri kovmaya ve tarlalarını zorla ellerinden almaya başlamışlardır. Kira akdinin süresi dolduğu veya mutasarrıf öldüğü ve toprak oğluna geçeceği zaman, köylülerin ödeyemeyeceği kadar yüksek kira bedelleri talep etmişlerdir. Böylece küçük köylü işletmeleri yok olarak, topraklar lordların ellerinde toplanmaya başlamıştır. Çit çevirme metodunun ikinci etkisi, koyun yetiştirilmesi ile birlikte kırsal alanda daha az tarımsal iş gücüne ihtiyaç duyulmasıdır. İhtiyaç fazlası olan iş gücü de evsiz, barksız ve işsiz kalmıştır.

tarım

Kaynaklar

Halil Cin, Gül Akyılmaz. Tarihte Toplum Ve Yönetim Tarzı Olarak Feodalite Ve Osmanlı Düzeni.

Mehmet Ali Kılıçbay. “Ortaçağ’ın Orta Malı Olmadığına Dair”, Doğu Batı Düşünce Dergisi, Cilt:8, Sayı:33 (Ağustos-Eylül-Ekim 2005), s.69-80.

Cahit Aydemir, Sema Yılmaz Genç. “Ortaçağın Sosyoekonomik Düzeni: Feodalizm”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, cilt:10, sayı:36 (Bahar 2011) , s.226-241.

 

Yazımızın devamı için tıklayınız.

Diğer tarih yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
Tags:

Armağan Çakır

Ortaçağ'a hayran bir adam...

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments