Feodal düzenin yıkılışına etki eden olayları ve merkezi iktidarın güçlenişini anlattığımız yazımızın ikinci bölümü ile sizlerin tekrar karşısındayız. Keyifli okumalar dileriz…
FEODAL DÜZENİN ÇÖZÜLME SÜRECİ
Feodal düzenin bir diğer özelliği, kırsal alanda toprağa ve feodal beye bağlı, hür olmayan serflerin ya da İngiltere’deki adıyla villeinlerin varlığıdır. Feodalizmin sarsıntı içine girmesiyle birlikte, yavaş yavaş serflikte tarihe karışmaya başlamıştır. Eskinin serfleri, lorddan parayla toprak kiralayan ufak çiftçiler haline gelmişlerdir. Büyük kısmı lordlardan hürriyetlerini satın alarak her türlü haktan istifade eden hür insanlar olmuşlardır. Ortaçağ’ın kendi kendine yeterli, içine kapalı feodal malikâneleri parçalanmıştır. Malikâne sahibi lordlar, demesne topraklarını bile parçalara ayırarak para karşılığı kiralamışlar, villeinlerin lordlarına borcu oldukları angaryalarda ya nakdi ödemelere dönüştürülmüş ya da tamamen ortadan kalkmıştır.
İNGİLTERE’DE YAŞANAN GELİŞMELER
Feodal düzenin yıkılışında İngiliz kralı ile baronlar arasındaki mücadele önemli oranda belirleyici olmuştur. Son dönem feodalizm tarihi bu çatışma ile ilgilidir. Bazen baronlar krala karşı önemli zaferler kazanıp feodalizmin yıkılmasını bir süre geciktirmişlerdir. Ancak VII. Henry’den itibaren baronların gücü kesin olarak sona erdirilmiş ve İngiliz monarşisi en güçlü konumuna gelmiştir. İngiliz kralları çok erken tarihlerden beri lordların gücünü ve imtiyazlarını sınırlamaya çalışmışlardır. Bu çerçevede II. Henry’den itibaren lordların yargı yetkileri kısıtlanıp, birçok dava feodal lordlardan alınıp, krallık mahkemelerine transfer edilmiştir. Halkın büyük bir çoğunluğu krallık adaletinin teminatı altına alınmıştır.
I. yüzyıl İngiltere’sinde feodaliteyi tanımlamakta kullanılan ayırıcı özelliklerin çoğu ortadan kalkmıştı. Toplumun birden bire yeni bir sisteme geçmesi mümkün değildi. Ancak mevcut sistemi feodalizm olarak nitelemek bir hayli zordu. Feodalizmin en başta gelen özelliği olan feodal bey ile vassalları arasındaki şahsi bağ ve sadakat müessesesi ortadan kalkmıştı. Artık baronların belirli hizmetler karşılığında toprak tevcih ettikleri vassalları yoktur. Feodal bağ, vatandaşın monarka şahsi sadakatine ve monarkında vatandaşlarına bağlılığına dönüşmüştür. Buna bağlı olarak askeri hizmet karşılığı toprak tevcihi yani fief dağıtımı da durmuştur. Kralın ve baronların askeri birlikleri ağırlıklı olarak paralı askerlerden meydana gelmekteydi. Beylerin krala olan mükellefiyetleri tamamen nakdi ödemelere dönüşmüştür.
İngiltere’de baronlar, parlamentoda sahip oldukları nüfuza dayanarak bir süre daha güçlü konumlarını sürdürmüşlerdir. Ancak parlamentonun sadece feodal sınıfı temsil eden bir müessese olmaktan çıkarılıp diğer toplum kesimlerinin de bu organa dâhil edilmesi ve Lordlar Kamarası, Avam Kamarası ayrımının gerçekleşmesiyle birlikte, lordların siyasi gücüde önemli bir darbe yemiştir. Toplum fief düzeyinden, “millet” düzeyine yükselmiştir; İngiltere güçlü bir “milli monarşi” haline gelmiştir. Baronlar yine vardır ancak kral, artık feodal bey değil, tüm İngiliz milletinin kralıdır.
Kaynak
Halil Cin, Gül Akyılmaz, Tarihte Toplum Ve Yönetim Tarzı Olarak Feodalite Ve Osmanlı Düzeni.
Yazımızın devamı için tıklayınız.
Diğer tarih yazılarımızı okumak için tıklayınız.