Yada Taşı (Yağmur Taşı)…
Sevgili Gossive okuyucuları. Bugün ki yazımızda sizlere eski Türklerde yaygın olarak kullanılan ve hava olaylarına müdahale etmelerini sağlayan bir taştan bahsedeceğiz. Aynı zamanda bu taş sayesinde bazı savaş ve kuraklıkların önüne geçildiği tarihi kayıtlarca desteklenmektedir. Bizde bu konu hakkında ulaşabildiğimiz kaynaklar doğrultusunda bu konuyu sizler için açmaya karar verdik. İyi okumalar dileriz…
YADA TAŞI (YAĞMUR TAŞI)
Eski Türklerde hava olaylarına müdahale edilebildiği ve bunun bir taş ile yapıldığı birçok tarihi kaynakta yer almaktadır. Bu taşın menşei hakkında ise birçok efsane mevcuttur. Söz konusu taş kaynaklarda “yada taşı”, “yede taşı”, “yeşim taşı”, “cada taşı”, “sata taşı” şeklinde geçmektedir. Coğrafyanın ve kullanılan dilin etkisi neticesinde farklı kelimelerle ancak aynı anlam üzerine kullanılmıştır. Kaynaklar, Türklerin bu taş ile birçok savaştan galibiyetle çıktığından bahsetmektedir. Aynı zamanda kuraklıkların yarattığı olumsuz etkileri gidermek içinde kullandıkları aktarılmaktadır.
Birçok tarihi kaynakta aktarıldığı ve efsanelere konu olan bu taşın tanrı tarafından Türklere verildiğine dair geniş bir inanış mevcuttur. Bunun yanında bazı kaynaklar bu taşın bir kısım hayvanların iç organları arasında bulunduğuna değinmekte. Ayrıca rüzgârlı bir dağın en tepesinde olduğuna da inanılmaktadır. Ya da Türk-Çin sınırlarında bulunan madenlerden çıkarıldığı da aktarmaktadır. Bu taşa sahip olmak ve kullanmak ile ilgili ise caydırıcı anlatılar mevcuttur.
Bu taşı kullanarak hava olaylarına müdahale eden kişiler ise yadacı veya yatçı olarak anılmaktaydılar. Bu kişilerin bu taşı elde etmek uğruna tüm sevdiklerinden ve servetlerinden vazgeçtiklerinden bahsedilmektedir. Hatta bu taşı her kullandıklarında başlarına bir takım musibetler geldiğini kaynaklardan öğrenmekteyiz. Günümüzde İslami inanışlardaki yağmur duasının bu yada taşı ilgili olabileceği de tarihçiler arasında tartışılan bir konudur.
KAYNAKLAR VE SÖZLÜKLERDE YADA TAŞI
Bahsi geçen yağmur taşı ile ilgili efsaneler Türklerin dışında bazı Yakındoğu halkları arasında da görülmektedir. Araplar bu taşı “Hacer Ül Matar”, Farslar ise “Senk-i Yede” olarak isimlendirmektedir. Aynı zamanda Çağataylar “Yeşim Taşı”, Yakutlar “Sata”, Altaylılar “Cada”, Kıpçaklar “Cay” demektedir. Genel olarak bakıldığında ise en yaygını olarak bu taşa “Yada Taşı- Yede Taşı- Yat Taşı- Cida Taşı- Yağmur Taşı” isimleri verilmiştir.
Yağmur yağdırma özelliği bulunan yada taşı bir çok farklı coğrafya ve belgelerde kendisinden söz ettirmeyi başarmıştır. Bu taşın farklı kaynaklardaki sözlük anlamları ise şu şekildedir. Kırgız sözlüğünde “cay taş” maddesinde güya koyun işkembesinde bulunan ve yağmur yağdırmak gibi özellikleri bulunan küçük bir taş olarak açıklanmıştır. Tarama Sözlüğünde ise “yada taşı”, geçmiş tarihlerde gerektiği gibi kullanıldığında yağmur yağmasına yarayan bir taş denilmektedir. Aynı şekilde İngilizce sözlükte ise “yede” maddesi, Cebrail tarafından Nuh Peygamber’e verilen taş olarak geçmekte ve yağmurun kontrol edilmesine yarayan taş olarak açıklanmaktadır.
Farisî lügatlarından Ferhengi Ziya’da ise “Seng-i yede”, sihir yahut mucize kabilinden yağmur celbeden bir nevi taş olarak açıklanmaktadır. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğünde “Yeşm maddesi”, en eski bir Türk antikası olduğunu ve eski milletlerin buna yağmur taşı dediğini aktarmakta. Aynı zamanda Yat teriminin de kehanet anlamına geldiğini, Yatlamak tabirinin sihir yapmak olduğunu söylemektedir. Eski Türklerin bu taş ile yağmur yağdırdıklarını da eklemektedir.
ÇİN VE TÜRK KAYNAKLARINDA YADA TAŞINDAN BAHSEDİLEN İLK KAYITLAR
Yada taşı hakkındaki ilk bilgiler ise Çin kaynaklarında karşımıza çıkmaktadır. Kaynaklar Tong sülalesi tarihinin bu konu hakkındaki anlatımını şu şekilde aktarmaktadır; “Türklerin büyük ataları Hunların kuzeyinde bulunan So sülalesindendi. Oymağın başbuğu Ananbu idi. Bunlar yetmiş kardeş idi. Birincisi dişi kurttan türemiş olup adı İçjininişibu idi. Ananbu ve kardeşleri doğuşundan budala oldukları için onların bütün sülalesi imha edildi. N işi bu tabiatüstü hususiyetlere malikti. Yağmur yağdırıp fırtına çıkarabilirdi. İki karısı vardı. Diyorlar ki biri yaz ruhunun kızı, ikincisi de kış ruhunun kızıydı“.
Yada taşı ile ilgili en eski Türkçe kayıt ise Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınmıştır. Divanü Lûgat-it Türk adlı eserinde Yat başlıklı maddeyi şu şekilde açıklamaktadır: “Bir türlü kamlıktır (Kahinliktir). Belli başlı taşlarla (yada taşı ile) yapılır; rüzgar estirilir. Bu, Türkler arasında tanınmış bir şeydir. Ben bunu Yağma ülkesinde gözümle gördüm. Orada bir yangın olmuştu, mevsim yaz idi; bu suretle kar yağdırıldı ve Ulu Tanrının izniyle yangın söndürüldü.”
KAYNAKLAR
Bahattin Uslu, Türk Mitolojisi, Kamer Yayınları.
Divanü Lûgat-it Türk Tercümesi III., Çev. Besim Atalay, Türk Dil Kurumu Yayınları.
Necati Gültepe, Türk Mitolojisi, Resse Kitapevi, İstanbul 2015, s. 595.
Murat Uraz, Türk Mitolojisi, Düşünen Adam Yayınları.
Ahmet Öğreten, “Türk Kültüründe “Yada Taşı” ve XVIII. Yüzyıl Sonu Osmanlı-Rus Savaşlarında Kullanılması”, Belleten Dergisi, Cilt:64, Sayı:241.
Diğer yazılarımızı okumak için Tıklayınız.