Eşekli Kütüphaneci/Mustafa Güzelgöz

  • Home
  • Tarih
  • Eşekli Kütüphaneci/Mustafa Güzelgöz

Amerikalara kadar uzanan namıyla Türkiye’yi gururlandıran Mustafa Amca’nın cehalete karşı savaşının hikayesine birlikte bakalım.

Eşekli Kütüphaneci/Mustafa Güzelgöz

Yıl 1943 Mustafa amcamız 23 yaşında Ürgüp kütüphanesine atanır. O dönemde özel sektörün olmaması devlet memurluğunu daha da özel kılıyor. Bu nedenle verilen iş oldukça önemli..  İlk günden itibaren heyecanla okurlarını bekler Mustafa Güzelgöz. Ancak günler geçse de tek bir kişi bile gelmez. O dönemde kütüphaneye gelen giden kimsenin olmaması Mustafa amcayı çok üzer ve bir şeyler yapmaya karar verir. Amirlerine durumu bildiren Güzelgöz beklemediği bir cevap alır….

Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu?
– Alıyorum.
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten.

Henüz 23 yaşında bir şeyler yapmak için yanıp tutuşan genç memur bir fikir bulur ve hemen eşiyle paylaşır. Eşi ise “Deli misin bey?” diye karşı çıkar ancak kocasının bir şeyler yapma çabasını görünce fikri kabullenerek destek olur.

Zorla devletten aldığı 100 liralık bütçeyle çalışan aradığını duyurur. İki şartı vardır: Biri ilkokul mezunu olması diğeriyse eşeği olması.9 kişiden birini seçen eşekli kütüphanecimiz hemen marangoza gidip iki tane sandık yaptırır. İstanbul’dan, kitap evlerinden ve hayırseverlerden kitaplar toplar. Sıcak koltuğunda tüm gün oturmak yerine eşeğine yüklediği sandıklarla tüm gün köy köy dolaşan Güzelgöz, kütüphaneye de “Sadece pazartesi ve cuma günleri açıyoruz” yazar

Bir röportajında gittiği ilk köyde bir taşın üstüne çıkıp “kütüphaneci geldi !! bedava kitap var !!” diye bağırdığını anlatan Mustafa Güzelgöz birer birer insanların gelmeye başladığını o dönemin talebelerinin yoğun ilgi gösterdiğini söylüyor.
Çocukların yolunu gözlediği Mustafa Amca belki de bu ülkeye verdiği hizmet ile binlerce doktorun mühendisin yetişmesini sağlayarak bu ülkenin geleceği olan çocukların yarınlarını aydınlatmıştır.
“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der Mustafa Amcamız.

Salı günü kadınlar günüdür

Ünü yayılan bu gezgin kütüphane sayesinde kütüphaneye gelenlerin de sayısı artar. Ancak kadınların hiç gelmediğini gören Mustafa Güzelgöz buna yaratıcı bir çözüm üretir. Zenith ve Singer’e mektup yazar ve onlardan dikiş makineleri göndermeleri karşılığında reklam için anlaşırlar ve adlarını kütüphane girişine yazmayı teklif eder. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar.

Artık salı günü kadınlar günüdür. Kumaşını alıp kütüphaneye gelen kadınlar yoğunluk nedeniyle sıra beklemek zorunda kalır. sıra beklerken ise Güzelgöz ellerine bir kitap tutuşturur. Kadınların birçoğunun okuma yazması olmadığını fark eder ve halkevlerinde okuma-yazma kursları vermeye başlar. Ayrıca halıcılık kursları başlatarak ülkede halıcılığı canlandırır.

Ülkemizde her güzel şeyin cezalandırıldığı gibi bu güzellikler de cezasız kalmadı.

Başarı elbette cezasız kalmaz. Mustafa Amca’mızın eğitim meşalesi sönmesin diye verdiği bu mücadeleyi bazı çevrelerin hazmedememesi sonucu hakkında soruşturma başlatılır. Daha sonrasında raporunu baskı altında yazdığını itiraf eden müfettiş Şemim Bey’in olumsuz raporuyla emekliliği istenir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen onun adına güzel bir jübile düzenlenir ve Mustafa Güzelgöz 50 yaşında 28 yıllık kütüphanecilik kariyerine noktayı koyar.

Hikayeyi bir de kendisinden dinlemek isterseniz aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

http://https://www.youtube.com/watch?v=imwMfcWm-Qc&t=4s

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

 

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
4
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments