DİYET YAPMAK İRADELİ OLMAK MI DEMEK?
Diyetleri anlamak ve anlatmak için öncelikle beynin çalışma prensiplerini iyi anlamak gerekir. Diyetler farklı görünseler de hepsi aynı mantığa hizmet ederler. Dünyada diyetler hakkında önemli araştırmaları olan insanlar bile mucize, kalıcı diyetler bulamamış ve öyle bir iddiada bulunmamışlardır.
Hatta beslenmenin değil hareket ve egzersizlerin kilo erittiğinden, diyetlerin uzun vadede bilinçaltında birçok soruna neden olduğundan bahsetmişlerdir.
Bilinçlenmeden sadece diyet yaparak kilo vermek, yapılan diyet içeriğinin başarısı değil; tamamen kişinin kendi iradesinin başarısıdır. Kişi özel olarak bir diyet yapmak yerine normalde günlük yediklerinin miktarını yarıya ya da üçte bire indirse ve aynı iradeyi kullanmış olsa da yine aynı başarıyı elde edecektir.
Diyet yapıldığında sonuçlar ortaya çıkarıldığında esas faktör kişinin iradesidir. Bu durum yalnızca normalde kişinin sahip olduğu irade gücü ve zayıflığı ile alakalı bir durum da değildir.
Kişinin iradesinin güçlenmesine neden olan farklı inanç ve bilgilerinin kişiyi desteklemesiyle ilgilidir. Önemli olan oraya çıkan güçlü iradenin, uzun süre devam etmesine etki eden düşüncelerin bilinçaltı tarafından beslenmiş olmasıdır.
Diyet süresince , genelde kişinin beslenme konusunda günlük hayatında uygulamadığı bir program uygulanır. Başkaları tarafından dikta edildiği için, bilinçaltı bunun geçici bir süre olduğunu bilir; uygulanan bu programın kişinin kendisi tarafından fayda ve nedenleri bilinçaltında güçlendirilip, inançlar da değişmez.
Bu nedenle maalesef kalıcılık da söz konusu da olamaz.
Birçok insan bilincini yeterince hazırlamadan zayıflama sürecine başlar. Birinin alay etmesi, doktorun zayıfla talimatı, uzmanların diyet ya da spor önerileri, eşinin aldatması, çekiciliğinin azalması, hastalık korkuları, yaşının ilerlemesi gibi düşüncelerden etkilenerek zayıflaması gerektiğini düşünür.
Bilinç hazırlanmadığı zaman; diyet, spor ve yasaklarla uygulanan programın dışardan gelen komutlar ve talimatlarla oluşması nedeniyle sadece bilinçüstüne etki eder.
Bedeninin değil, başkasının talimatı olan herhangi bir diyeti uygulayarak geçici bir zayıflama elde edebilirsin. Kilo verme sürecinde diyetinde ki beslenme sürecini bilinçaltına öğretmez ve yaşam tarzın yapmazsan zamanla verdiğin kiloların daha da fazlasını alırsın.
Dünyada sadece meyve ile hatta tek bir meyve çeşidi ile beslenen insanlar bile var. Sadece sebze ile beslenen ve başka bir şey yemeyen insanlar da var.
Böcek, sinek ya da fare gibi bize göre hastalık bulaştırdığına inanılan yiyeceklerle beslenen, tüm yaşamlarında fare eti ile beslenerek uzun ve sağlıklı yaşayan insanlar da var.
Diyet uygulamalarında ki en büyük risk ve tehlike ise diyet sürecinde bilinci sürekli olarak beslenmeye odaklamaktır. Bu durum beslenme ve kilo takıntısına neden olur.
Kilo takıntısının oluşmasının temel sebebi de diyet sürecinde kilolu olma sebebinin beslenme olduğu mesajının bilinçaltına işlenmiş olmasıdır. Bu da kişinin çok uzun yıllar kilolu yaşamasına zemin hazırlar.
Kilo ve beslenme hakkında takıntılı hale gelmek kilo almaktan ve verememekten daha tehlikeli bir durumdur.
Yaşamın birçok alanında başka problemlerin de oluşmasına ve büyümesine neden olur. Sık sık yaşanılan mutsuzluk, inişli çıkışlı duygular, birçok alanda başarısızlık duygusu, özgüvenin azalması, yaşamın başka şeylerine zaman ayıramamak, hayatın güzelliklerini beslenmeyi düşünmekten yaşayamamak, duygusal açlığın büyüyerek artması, sık sık değersizlik duygusunu yaşamak gibi birçok soruna neden olabileceği gibi onlarca hastalığın da temelini oluşturur.
Diyet yapmak yanlış bir şey değildir. Yanlış olan şey zayıflamak için diyet yapma eylemine şartlanarak diyetleri uygulamaya çalışmaktır.
Peki irademizi nasıl sağlayacağız, nasıl düşünmeliyiz?
Elbette bedenin ihtiyacından fazla beslenmek gereksizdir ve anlamsızdır. Kişi kendi beslenme alışkanlığını ve inançlarını bedeninin ihtiyacı olan öğün miktarını bilinçaltına öğretmelidir.
Kişi beslenme stili ne kadar yaşamında aktive edebilirse, iradesi o kadar gelişecektir.
İrademiz yaşamımızın önemli bir parçasıdır. Başarılarımız da iradelerimizin mükafatı sayılabilir.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.