Cellatlar her toplumda var olan bir infaz görevlisidir. Batı ve Doğu’da birçok cellat örnekleri vardır. Eski Çağ’dan belli varlığını sürdürmekte ancak ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir.
CELLATLAR KİMDİR?
Osmanlı’da Cellatlar
Cellat kelimesi Arapça Celt kelimesinden geliyor. Celt kelimesi kırbaçla vurmak demektir. Cellatlığın ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor fakat Eski Çağlar’dan belli bunun bir meslek olarak yapıldığı bilinmektedir.
Osmanlı Devleti’nde 15. yy’dan itibaren infaz için cellatlar görev almaktadır. Fakat ne zaman ortaya çıktığı bilinmemektedir. Cellatların hangi birime bağlı olduğu bilinmemektedir ancak bostancıbaşı ya da çavuşbaşının emrinde çalışmaktadır. Taşrada da bulunabilirlerdi alt üst ilişkisinden dolayı da başlarına Cellatbaşı denirdi ve onların altında cellatlar ve yamaklar görev alırdı.
Cellatlar, Çingeneler ve Hırvatlar’dan seçilirdi. Genellikle sağır insanlar arasından seçilir daha sonra ise dilleri kesilirdi. Bunun nedeni ise idam sırasında olan herhangi bir şeyden etkilenmemeleri ve yaptığı işten nefret duymalarını önlemekti.
Mahkûmun statüsü ve seviyesine göre idam cezasını farklı gerçekleştiriyordu. Padişah ve hanedan soyundan gelenlerin cezaları yay ve kementle boğularak gerçekleştirilirdi. Siyasi mahkûmların cezası kendi evlerinde, hapsedildikleri yerde veya sarayda gerçekleştirilirdi.
Saraydaki infazlar genellikle Cellat Çeşmesi olarak adlandırılan yerde gerçekleştirilirdi. Bu çeşme ve ibret taşı oldukça meşhurdur. İnfaz edilen kişinin kesik başı ibret taşında, ibret için bir süre bekletilirdi. Saray dışındaki infazlar genellikle Yedikule Zindanlarında gerçekleştirilirdi.
Veziriâzam Mahmud Paşa ve Sadrazam Ferhad Paşa burada infaz edilmiştir. Taşrada gerçekleştirilen infazlar da olmuştur. İnfaz edilen kişinin kesik başı, bal dolu bir torbanın içerisine konularak, İstanbul’a getirilerek burada teşhir edilirdi. Bal dolu torbanın içerisine koyulmasının sebebi, kesik başın çürümesini önlemektir. Buna örnek olarak Viyana Bozgunun’da başarısız olduğu için infaz edilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa söylenebilir.
Cellatlar infaza göre farklı aletler kullanırlardı. Kılıç, kement, yay, balta vb. Sultan Abdülmecid dönemine kadar Osmanlı’da cellatlar bulunmaktaydı. Cellatlar, cellat mezarlığına gömülmüş ve mezar taşlarına hiçbir şey yazılmamıştır. Bunun nedeni ise, infaz edilen kişinin yakınlarının ve toplumun mezara ve cellat yakınlarına zarar vermemesinden dolayı. Günümüzde, Eyüp Sultan Mezarlığında bazı cellat mezarları bulunmaktadır.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.