Tuğrul Bey, Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk sultanıdır. O, hem sultanlığı hem karakteri hem de dindar bir hükümdar olması ile büyük övgüler almıştır. Onun döneminde devlet oldukça önemli bir konuma gelmiştir.
Büyük Selçuklu Devleti Bölüm 4: Tuğrul Bey
Hayatı
Tuğrul Bey Cend şehrinde dünyaya geldi. 995 yılında doğduğu rivayet edilir. Babası Mikail savaşta şehid düşünce, kardeşi Çağrı Bey ve onu dedeleri Selçuk Bey büyütmüştü.
Dandanakan Savaş’ından sonra Selçuklu Devleti kurulmuş ve Tuğrul Bey Selçuklu sultanı ilan edilmişti. Tuğrul Bey savaştan sonra kararlaştırıldığı gibi Nişabur’a doğru yola çıkmıştı. Tuğrul Bey, 1041-42 yılında Cürcan’ı alarak idaresini Deylem prenslerine verdi.
Daha sonra O, 1042-43 yılında Harizm’i fethetti. Aynı yıl Tuğrul Bey İbrahim Yinal’ıReye göndererek, şehri imar ettirdi ve başşehir olarak hazırlattı. Arslan Yabgu’ya bağlı olan Oğuzlar bu yöredeydi ve başlarında; Göktaş, Boğa, Mansur ve Anasıoğlu gibi beyler vardı.
Tuğrul Bey’in 1045-46 yılındaki emriyle İbrahim Yinal, Hemedan, Dinever ve bazı yerleri fethetti. Aynı yıl içerisinde, Tuğrul Bey Isfahan’ı fethedememiş ancak kendisine bağlayarak tabileri arasına girmiştir.
Selçuklu ordusu 1048 yılında Bizanslıları Pasin ovasında ağır bir yenilgiye uğrattı. Selçuklu ordusunun eline birçok ganimet ve esir geçmişti. Tuğrul Bey elçi vasıtası ile imparatordan, İstanbul’daki caminin onarılması, Tuğrul Bey adına hutbe okutulması ve vergi verilmesini istedi. İmparator camiyi tamir etmiş, Tuğrul Bey’in sembolü olan ok ve yay işaretini caminin mihrabına koydurmuş ancak vergi vermeyi kabul etmemiştir.
1049’da isyan eden İbrahim Yinal’ı Tuğrul Bey, affederek görevine devam etmesine izin vermişti. Tuğrul Bey, Halife Kaim-Biemrillah’ın daveti üzerine, kalabalık bir orduyla 1055 yılında Bağdat’a gitti.
Bundan tedirgin olan bazı Büveyhi hizmetindeki Türk askerleri ve Türk asıllı olan kumandan Arslan el-Besasiri karışıklık çıkarmıştır. Bunun üzerine Tuğrul Bey, Büveyhi hükümdarını tutuklayarak, Büveyhi Devleti’nin Irak’taki hakimiyetine son verdi.
Tuğrul Bey Bağdat’ta 13 ay 13 gün kalmıştı. Burada Dicle kıyısında bir cami, kendisi için saray, beyleri için konaklar, askerleri için ise çarşılar ce kışlalar yaptırdı. Bazı kaynaklar burada bir şehir inşa ettirdiğini nakleder.
Arslan Besasiri’ye karşı gönderilen ordu yenilgiye uğramış ve Musul’da hutbe Büveyhiler adına okutulmaya başlanmıştı. Bunu haber alan Tuğrul Bey, Musul’a hareket etti. Musul’un idaresini İbrahim Yinal’a bıraktıktan sonra Bağdat’a gitti.
Tuğrul Bey yapılan muhteşem törenle ilk defa Halife’nin huzuruna çıktı. Halife Tuğrul Bey’i takdir ederek ona, yedi iklimin idaresinin sembolü olarak yedi siyah hil’at giydirildi. Başına mücevherlerle süslenen taç takıldı. Halife onu, doğunun ve batının hükümdarı ilan ederek kendi eliyle kılıç kuşattı.
Ertesi yıl İbrahim Yinal tekrar isyan etti. Ancak Tuğrul Bey onu bu sefer affetmemişti ve yayının kirişi ile boğdurdu. Tuğrul Bey, Çağrı Bey’in ölümünden sonra, onun oğlu olan Süleyman’ın annesi ile evlendi ve çocuğu olmadığı için Süleyman’ı veliaht tayin etti.
Sultan Tuğrul, Halife’nin kızı ile evlenmeye talip oldu. Halife ilk başlarda bunu kabul etmese de daha sonra istemeyerek razı oldu. Tuğrul Bey’in ve Seyyide Hatun’un nikahları Tebriz dışında kıyıldı. Tuğrul Bey Bağdat’a dönünce görkemli bir düğün yapıldı.
Tuğrul Bey evliliğinden 6 ay sonra, 70 yaşlarında, 4 Eylül 1063’de Rey’de vefat etti. Rey’de kendi adıyla anılan türbesine gömüldü. Kaynaklara göre O, kan dökmekten hoşlanmayan, asil, cömert, dürüst ve dindar bir hükümdar olarak tanımlanıyor.
Onun başlıca amaçları, hac yolunu güvenilir yapmak ve Fatımiler’in varlığına son vererek, İslam alemini birleştirmektir. Hayatında zamanının çoğunu savaşlarla geçirse de, imar faaliyetleriyle de ilgilenmişti. Nişabur, Rey, İsfahan ve Bağdat’ta cami ve medreseler yaptırmıştı.
Diğer yazılarımız okumak için tıklayınız.