Büyük Pedro ve St. Petersburg’un İnşası

  • Home
  • Tarih
  • Büyük Pedro ve St. Petersburg’un İnşası

Büyük Pedro’nun Rusya’yı modernleştirmek amacıyla yapmış olduğu reformları geçtiğimiz günlerde sizlerle paylaşmıştık. Öyle ki Saint Petersburg günümüzde bile hala önemli bir yer taşımaktadır Ruslar için. O halde tarihsel sürecini sizlere aktarmanın zamanı geldi. Kimi tarihçiler için Petersburg balçık ve kemik üzerine inşa edilmiştir. Gelin birlikte öğrenelim.

St. PETERSBURG’UN İNŞA SÜRECİ ve TARİHÇESİ

Petro Neva Irmağı deltasındaki ada üzerinde, Avrupa’nın gelişmiş ülkeleriyle ticaretin yürütebilmesini sağlayacak bir limana ihtiyacı vardı. Eş zamanlı olarak bakacak olursak Rus donanması içinde  üs olarak hizmet verebilecek büyük ve modern bir kale inşa etmesi gerekiyordu.

Hatta bir rivayete göre;

Askerlerinden birinin süngüsünü kapmış, ıslak çimlerin üzerine bir kare çizmiştir burasının Neva Irmağı olduğu düşünülmektedir ve  “Şehrim burada kurulacak” demiştir.

16 Mayıs günü hafriyat başladı. Çalışmanın ilk evresinde adayı deniz seviyesinin üzerine çıkarabilmek için milyonlarca ton toprağın taşınması, daha sonra da binaları desteklemek için binlerce büyük kazığın çakılması gerekiyordu. Kazmaları ve hatta el arabaları bile olmayan zorunlu işçiler toprağı çoğu zaman elleriyle kazıyor ve gömleklerine doldurup taşıyorlardı. Petro ve Pavel Kalesi’nin gerçek bir kente dönüşmesi için yıllar geçmesi gerekecekti. Petro, kuzey barok stili binalar yapan İtalyan mimar Domenico Trezzini’ye ve zorla çalıştırılan vasıfsız köylü ve mahkumlardan oluşan büyük gücüne çok güveniyordu.

Şehir uzun bir süre büyük bir şantiye olarak kaldı. Tuğla ve kireç ocakları kuruldu, kereste elde etmek için ormanlar feda edildi, rüzgar ve akarsu gücüyle çalışan bıçkıhaneler kuruldu. İnşaat için kullanılacak taş o kadar azdı ki Petro, yeni limana giren her geminin en az 30 taş bloku taşıması ve şehre gelen her at arabası en az üç tane kaldırım taşı getirmesi talimatını verdi. Bu bile yeterli olmadığından, Rusya’nın başka herhangi bir yerinde taş kullanılarak inşaat yapmak yasaklandı; aksine davrananları haciz ve sürgün cezası bekliyordu.

Korkunç koşullarda çalışan, kötü beslenen, sıtma ve dizanteri gibi hastalıkların telef ettiği işçiler sayesinde kazıklar dikiliyor, ormanlar temizleniyor, tepeler düzleniyor ve kanallar kazılıyordu. En ufak kaçaklar burun deliklerine kadar kesilip cezalandırılıyordu.

Şehrin yapımı sırasında en az 30000 kişi öldü. Petropavlovsk Kalesi bataklıkta olsa bile, St. Petersburg şehri insan kemikleri üzerine yükselmekteydi.

Birçok Avrupa kenti ticaret, pazarlar ve taşradan gelen insanlar sayesinde yavaş yavaş büyürken, St. Petersburg bir tek insanın iradesiyle gelişiyordu. Kraliyet ailesinin üyeleri ve soylular şehirde kendi paralarıyla evler inşa etmeye mecbur edildi. Yapılacak binaların tasarımlarıysa yasayla belirlenmişti: ” İngiliz tarzında”. Sonraları varlıklı yurttaşlar birer kat eklemeye zorlandılar. Hiçbir şey bina sahiplerinin kendi seçimlerine bırakılmıyordu. Onlar da tıpkı kendi serfleri ve köylüleri gibi sızlanıyor ama itaat ediyorlardı.

Hatta yine bir rivayete göre de kilise  içerisindeki altın eşyalar inşaat için eritiliyordu. Yine hatta bilindiği üzere kiliselerin çanları dahi eritilmişti.

İnşaatın uzaması, süreç içerisinde Çarlık Rusya’nın bir çok sıkıntıya göğüs germesi ve birçok insanın hayatını bu uğurda kaybetmesi üzerine balçık ve insan kemiklerinin üzerine bu şehrin inşa edildiği söylenmektedir.

 

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

 

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments