Kürk Mantolu Madonna: ”Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum ”Kürk Mantolu Madonna’yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.”
Bir Sabahattin Ali Kitabı ”Kürk Mantolu Madonna”
”Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum ”Kürk Mantolu Madonna”yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.”
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
Kitabın konusu bankacıyken işine son verilen yazar eski arkadaşı Hamit’in yanına işe girer ve oda arkadaşı Raif efendi ile tanışma imkanı bulur. Raif efendi duruşuyla, tepkisizliği ve sükûnetiyle şaşılacak bir kişiliğe sahip biridir. Hasta yatağında, son zamanlarını geçirmektedir. Raif efendi, yazarlardan kendine ait olan günlüğü yakmasını istemiştir. Yazar okuduktan sonra yakacağını söylemiştir. Bununla beraber yazar okurlarını Raif efendinin gençliğine götürüyor. Raif efendinin güzel sanatlara ilgisi vardır ve savaş zamanı babası onu okutmak ister. Almanya’ya sabun yapımının inceliklerini öğrenip, Türkiye’ye gelerek fabrikanın başına geçecektir. Bir gün bir resim sergisi gezerken karşısına çıkan tablo hayatını değiştirecektir. Bu resim Raif efendiyi kendine çekecek ve yüreğinin sesini dinlemesini sağlar.
Raif efendi hayatının içerisinde güzel bir aşk yaşıyor ve Türkiye’ye yarıda kalan hayatını yaşamaya devam ediyor. Raif efendi artık eksik, kalbi boşluk içinde olan biri olup, mutluluğu bulamayacak bununla ilgili hayata yaşamaya dair bir çabası olamayacak bir karakter oluyor. Kitap beni Sabahattin Ali denildiğinde dili için biraz düşündürdü. Ağır bir dil beklerken ne kadar naif ne kadar akıcı bir dili olduğunu anlamış oldum. Ben kitabı bitirdiğimde çok üzüldüm. Bu hayat sizin ve artık mutlu olmak gerekli diye düşünüp durdum. Kısa bir hayat var yapmanız gerekenleri yapın, ertelemeyin.
Kitaplığınızda olması gereken bir eser daha. Yazar hakkında yorum yapmayı açıkçası kendime hak görmüyorum. Böyle büyük bir yazar hakkında ne yorum yapabilirim diyorum açıkçası. Beni endişelendiren sadece dilinin ağır olmasıydı. Okuduğunuz zaman anlayacak bana j-hak vereceksiniz. O zaman iyi temennilerde bulunup yorumu bitirelim. Sevgili okurlarımız, umarım bu hayatta aldığınız bütün kararlarınız doğru ve sizin mutlu olmanızı sağlayacak kararlar olur. Şimdiden iyi okumalar.
Diğer inceleme yazılarımızı okumak için tıklayınız.