Bir Hakan Günday Kitabı “Daha”

Daha; “Doğu ile Batı arasında ki fark, Türkiye’dir.” Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemedim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş.

 

Bir Hakan Günday Kitabı “Daha”

 

 

“Doğu ile Batı arasında ki fark, Türkiye’dir.” Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemedim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş.

Ülkede yaşayanların boğazlarının içinden geçen dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğu’da, ayakkabılı olanı Batı’da ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü. Kursağımızdan geçiyordu hepsi. Özelliklede, kaçak denilen insanlar. Elimizden geleni yapıyorduk… Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunuyor gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse oraya… Sınırdan sınıra ticaret… Duvardan duvara…

 

 

Hakan Günday en sevdiğim Türk yazarlardan biri. Kalemini, anlattığı konuları severek okuyorum, ve gurur duyuyorum. İyi ki de bizlerle buluşturuyor yazılarını diyorum. Dilinin akıcılığını ustalığına hiç bir söz edemem. Öyle muhteşem gözümde. Genel olarak kitaplarında romantik bir adam, kadın aşkı anlatmaz. Hakan Günday okuyan bilir. Acı, zorluk, yaşamın içinden girer, oradan aşkı çıkarır. Ama mutlaka günümüz sorunlarına, kanayan yaramıza değinir. Belki de hayat toz pembe değil demenin bir yoludur.

 

Kitaba gelince “Daha” hayata bütün negatifleri toplayarak gelen, bir sıfır yenik başlayan bir babanın oğlu, Gaza’nın hikayesi. Erken yaşta bir kargaşanın içine düşen Gaza, babasının yanında insan kaçakçılığı, sigara ve cinselliğe yönelik tüm adımlar. Böyle bir hayatta var. Bunu her ne kadar bilmesek de görmesek de. Bu hayat Gaza ‘ya adil davranmamışken, eskiden kalma yaralar da açılacak gibi duruyor. Her anlamda üzüldüğüm, bir o kadar da zevkle okuduğum bir kitap oldu. İnsanlık olarak farkındalık yaratmak çok önemli. Yanı başımızda yaşanan olaylardan esinlenen, var olduğunu bildiğimiz, bizleri sarsacak bir kitap. Hakan Günday yapmış yapacağını, eğer okumadıysanız bu kadar övgü yeter, ne kadar iyi olabilir ki diyebilirsiniz. Ve kitaptan bir söz ile bitirelim anlatımı : “Çok şey gördüm, beni yüzüstü gömün.” iyi okumalar.

 

Diğer inceleme yazılarımızı okumak için tıklayınız.

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments