İnsanlar düşüncelerini istediklerinde kontrol edebilirler mi? diye bir soru yöneltmek ile başlayalım yeni yazımıza… Sizler düşüncelerinizi kontrol edebilir misiniz? Kötü düşünceler ya da gündelik hayatımızı zor durumda bırakan olayları düşünmek istemesek de o düşünceler girdap gibidir içine sizi çeker ve kurtulamazsınız. Benim bu durumu açıklama yöntemim bu şekilde. Bilim insanları ise bu durumu açıklamak ve bir isim vermek istemiş olsalar ki ortaya Beyaz Ayı Sendromu çıkmış…
BEYAZ AYI SENDROMU NEDİR ?
Bu kavram ilk önce psikoloji dünyasında yayınlanan bir makale ile ortaya çıkıyor. Kavramın bilişsel ve sinirsel yönü bir çok farklı bilim insanı tarafından farklı şekilde ele alıp incelenmiş. Olaya adını veren ise kalıcı bir üne sahip olmuştur. Bu olay ise Tostloy’un günlüklerinden birinde geçen bir diyalogdur. Tostloy ile kardeşi arasında geçen diyalog şu şekildedir:
“Şu köşede ayakta dur ve beyaz ayıyı hiç aklına getirme…”
Bunun üzerine kardeşi ayakta durup abisinin dediği gibi beyaz ayıyı düşünmemeye çalışmış fakat ne yazık ki başarılı olamamış.
“Yok! Aklıma getirmeden edemiyorum” demiş.
Bu olayın altında ise ağır psikolojik göndermeler yatmaktadır. Aynı deneyi Dostoyevski’de yapmış deneyinde beyaz ayı yerine kutup ayısını kullanmıştır. Psikologlar hikayeler içerisinde yer alan zihinsel süreci açıklarken dürtüsel bir gerektiğini düşünmüşlerdir. Bu duruma örnek olarak Tostloy ile karşılaştıkları için Beyaz Ayı Sendromu olarak adlandırmışlardır.
İnsan zihni gizemini hala koruyor aslına bakarsanız… Zihniniz ile girmiş olduğunuz bir savaştan baskın çıkamazsınız. Psikologların tanımına gelecek olursak şöyle bahsediyorlar.
Beyaz ayı sendromunda bize yapılmaması gereken bir konu ya da kendimizin farklı nedenlerle zihnimizden atmak istediği fikirlerin nasıl kalıcı bir hale dönüştüğünü görüyoruz. Zihnimiz, kurtulmaya çalıştığımız her konunun daha da inatçı bir şekilde zihinde yer edinmesini sağlıyor.
Profesör Daniel Wegner tarafından incelenen bu sendrom “ironik işleme teorisi” olarak adlandırılmıştır. Çünkü zihnimizin bir kısmı düşünmeyi yasakladığımız şeyi tamamen düşünmekten kaçınırken diğer bir kısmı ise ısrarla ve ironik bir şekilde onu düşünmeye devam ediyor. Daniel Wegner’in bu konuda işe yarayacak birkaç önerisi mevcut.
Bunlar;
- Yeni bir fikir üreterek onun üstüne düşünün.
- Saplantılı olan düşünceyi başka bir zaman düşünmek için erteleyin.
- Aynı anda birden fazla iş yapmayın.
- Böylece istenmeyen düşünceleri azaltırsınız.
- Kaçındığınız şeyi kontrollü düşünün.
- Yediye kadar sayın ve nefesinize odaklanın.
İnsanlar istedikleri kadar düşüncelerini hakim olmayı denesinler zihinleri her şekilde galip gelecek. Düşünmemeyi, düşünmeyi aklınızdan bile geçirmeyin…
Bilim ile ilgili diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız…